Birlik içinde çeşitlilik, çeşitlilik içinde birlik ilkesine dayanan; hoşgörü, sevgi ve özveri bağı
ile birbirlerine bağlı, özgür düşünen, üretilenlerin eşitlik ilkesince paylaşımına saygılı
bir toplumun bireyi olmak benim hayal ettiğim bir şeydir.
Bütün bu hayallerimizin gerçekleşmesi için önce yaşadığımız toplumda adalet gerekmektedir.
Ulusal kültürler, ulusal tarihler geleceğin insan toplumu için ayrımcılığı değil, kültürel renkliliği ifade etmelidir.

Kültürel renklilik, kültürel zenginlik için yine güçlü devlet, güçlü bir adalet gerekmektedir.
Bireyler ve uluslar, dünya ölçeğinde onurlu bir duruşa ancak hukukun üstünlüğünün sağlandığı güçlü devletlerde ulaşabilir.
Sevgili okurlarım, devlet, bir organizma gibidir.

Bireyler ise bu organizmaya hayat veren birer organdır.
Onlar tek tek devleti var eder.
Bu nedenle adaleti, insandan önce devlette aramak gerekir.
Devletin adaleti yoksa o devletin insanından da adaletli davranmasını bekleyemezsiniz.
Adalet ve hukuk, siyasal isteklerin etkisinde kalmamış olan bir akıldır.
İyi bir devlet, evrensel hukuk anlayışından ve yönettiği toplumun geleneklerinden bağımsız hareket etmemelidir.
Unutmamak gerekir ki devleti hukuk devleti yapan, devleti güçlü kılan güçler ayrılığıdır.
Demokrasilerde güçler dengesi devleti koruyan en önemli araçtır.
Güçler dengesindeki her erk başlı başına bir kuvvettir.
Yasama, yürütme ve yargı dediğimiz bu kuvvetler; demokrasilerin denge taşlarıdır, demokrasinin dengeleyici güçleridir.
Bu güçlerden birini zayıflatmak ya da yok saymak demokrasiyi yok saymakla eş değerdedir.
Tıpkı yaşadığımız evrende olduğu gibi, kuvvet kuvveti dengelemeseydi, doğada yaşam da olmazdı.
Güçlü adalet, insanın erdemini koruyan çelik bir zırh gibidir.
Güçlü adalet, mülkün temelidir.
Güçlü adaletiniz yoksa; insan hakları, özgür düşünce, eşitlik, din ve vicdan özgürlüğü de olmaz.
Devlet hukukunu siyasallaştırır ve adalet mekanizmasını kendi eksenine çekerse; demokrasinin standartlarını aşağı çekmiş olur ve demokrasiyi yok saymış olur;
kişilere göre uyarlanmış bir hukuk anlayışı üretmiş olur; hâkimlerin ve savcıların vicdanlarını baskılamış olur.
Ben, güçlü devleti, güçlü adaleti güneşe benzetirim.
Güneş bizi aydınlatır.

Güneşin rengi sarı görünse de içinde birçok renk barındırır.
Her renk bizim çeşitliliğimizdir, her renk bizim kültürel zenginliğimizdir.
Güçlü devlet bu gerçeği bilmeli, yurttaşlarına eşit ve adaletli davranmalıdır.