Durun durun hemen panik yapmayın. O kadar da kötü değil sadece biraz enerji emici.
Lahana gibi kat kat giyinmeye başlandıysa, hastalıklar arttıysa, herkes kırmızı bir burunla dolaşıyorsa, eller cepten bir türlü çıkamıyorsa, sıcak bir yere girince kedi gibi olunuyorsa, günler bile küserek erkenden bitiyor hava hemen kararıyorsa, hareket etmeye bile üşeniliyorsa gelmiş işte ama hiç hoş gelmemiş.
Bu mevsimi, soğuk havaları çok sevip bekleyenler var mı gerçekten merak ediyorum.
Şahsen ben gelince bir an önce gitsin diye gözünün içine bakıyorum.
İzmirli biri olarak şöyle arada kar mar görsek belki katlanılabilir olacak ama o da yok.
Kuru soğuk da hiç çekilmiyor bilesiniz.
Peki nasıl katlanabilir kılacağız bu durumu?
Bu aylarda en önemli şey protein ağırlıklı beslenmek olacak elbette.
Vücut ısınız bu besinlerle artacak, daha iyi hissedeceksiniz.
Sıcak bitki çayları en önemli kurtarıcımız hem ısınmak hem de hastalıklardan korunmak ve elleri ısıtmak için. E sıcacık bardağa elleri yapıştırınca hepinizin içi ısınıyor itiraf edin.
Enerjiniz yüksek oldukça üşümeniz azalıyor. Hatırlayın; az uyuduğunuz ya da yemek yemeği unuttuğunuz, öğün atladığınız zamanlar hep daha çok üşürsünüz.
En kötüsü de sabahları o sıcacık yataktan çıkmak var. Kaloriferler, sobalar, klimalar sonuna kadar açılmış olsa da o yataktan çıkmak zor valla kimse tersini söylemesin.
Ona da bir öneri getireyim; hadi açın en sevdiğiniz müziği yataktan dans ederek çıkın! Kaslar çalışacak, ısınacaksınız, gününüz enerjik başlayacak.
Bir taşla üç kuş vurduk bile!
Çorbaları da unutmamak gerek. ‘Anne çorbası’ denilince daha içmeden içimiz ısınıyor. Ama şimdi size harika bir çorba söyleyeceğim.
‘Beyinli mercimek çorbası.’
Denemeyenlerin ya da bilmeyenlerin ‘O ne ya. Öyle çorba mı olur iğrenç’ dediğini duyar gibiyim. Çünkü ilk duyduğumda ben de aynı bu tepkiyi verdim. Size sadece denemenizi öneriyorum bana hak vereceksiniz, üstelik sağlık için de çok faydalı.
Peki yok mu bu kışın hiçbir güzelliği?
Elbette var.
Mesela şömine başında kitap okumak, buz gibi havada kahveni yudumlayarak pencereden yağan yağmuru seyretmek, ıslak toprak kokusunu içine çekmek, battaniye altında film izlemek kimine göre dünyadaki en huzurlu şeyler bile olabilir.
Bu mevsimin gürültüyü emmek gibi bir özelliği de var. Sokaklarda bir dinginlik, bir sessizlik hakim. Sanki insanlar, hayvanlar, toprak, su her şey daha sakin.
Ayrıca biz tam tersi gibi düşünsek de uzmanlar spor yapmanın yaz aylarına göre kışın daha faydalı olduğunu söylüyor. Kaslar daha iyi cevap veriyormuş. E tabi kaslar bile soğuktan şokta. Mesela yürürken de ellerinizi cebinize koymamanızı öneriyorlar. Çünkü eller sallandıkça ısınmak daha kolay oluyormuş. Söylemesi kolay tabii ama bilirsiniz ki zor ve sevmediğiniz şeyler daima faydalıdır. Hayatın mizah anlayışı bu.
Her şey bir yana ben tam bir yaz kadınıyım.
Böyle düşünen herkese bu ayların sadece güzel kısmıyla ilgilenebilmesini diliyorum.
Tersini düşünenlere de; doya doya yaşayınız geldi sizin aylarınız..