Erkunt Traktör CEO’su Tolga Saylan: “Çiftçiler, Türk tarımının kahramanıdır” Erkunt Traktör CEO’su Tolga Saylan: “Çiftçiler, Türk tarımının kahramanıdır”

Türkiye'de sosyal güvenlik sisteminde devrim niteliğinde bir adım atılmaya hazırlanılıyor. Uzun yıllardır gündemde olan ve milyonlarca ev kadınının umutla beklediği emeklilik hakkı, nihayet somut bir projeyle hayata geçiriliyor. Cumhurbaşkanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı'nın ortaklaşa yürüttüğü titiz çalışmalar sonucunda şekillenen projeye göre, ev kadınları isteğe bağlı sigorta sistemi aracılığıyla sosyal güvenceye kavuşacak ve ödeyecekleri primlerin önemli bir bölümü devlet tarafından karşılanacak. Ekim 2025'te düğmesine basılması beklenen bu tarihi düzenleme, özellikle hiçbir sosyal güvencesi olmayan ve aktif bir sigortalılığı bulunmayan ev kadınları için yeni bir dönemin kapılarını aralayacak. Sistem, kadınların ekonomik özgürlüklerine katkı sağlamanın yanı sıra, yaşlılık dönemlerinde de maddi güvenceye sahip olmalarını hedefliyor.

Sistemin temel taşları: Devletten prim desteği ve 15 yıl şartı

Hayata geçirilmesi planlanan yeni emeklilik sisteminin en dikkat çekici ve ev kadınlarını en çok heyecanlandıran yönü, devletin sağlayacağı cömert prim desteği olacak. Üzerinde durulan en güçlü alternatife göre, ev kadınlarının ödeyeceği isteğe bağlı sigorta primlerinin üçte birlik kısmı devlet tarafından karşılanacak. Bu desteğin, mevcut asgari ücret üzerinden hesaplanacak primlerle sınırlı olması planlanıyor. Ancak sistem, daha yüksek prim ödeyerek daha yüksek emekli maaşı almak isteyenlere de bu imkanı sunacak. Böylece, ev kadınları kendi bütçelerine ve gelecek beklentilerine uygun bir prim ödeme planı oluşturabilecekler. Emeklilik hakkından yararlanabilmek için ise en az 15 yıl boyunca düzenli olarak prim ödenmesi şartı aranacak. Bu düzenlemenin altyapı çalışmaları hızla devam ederken, sistemin fiili olarak 2028 yılında tam anlamıyla işlemeye başlaması hedefleniyor. Bu, milyonlarca ev kadınının geleceğe daha umutlu bakmasını sağlayacak devrim niteliğinde bir adım olarak değerlendiriliyor.

Kimler bu tarihi fırsattan yararlanabilecek: Başvuru koşulları netleşiyor

Ev kadınlarına yönelik bu yeni emeklilik sisteminden yararlanabilecek kişilerin taşıması gereken bazı temel koşullar da netleşmeye başladı. Buna göre, sistemden faydalanmak isteyenlerin öncelikle aktif bir sigortalılık sebebiyle herhangi bir aylık almıyor olmaları gerekiyor. Yani, mevcut durumda bir işte çalışıp sigortalı olan veya başka bir sosyal güvenlik kurumundan emekli maaşı alan kişiler bu kapsamın dışında tutulacak. Ayrıca, başvuru yapacak ev kadınlarının 18 yaşını doldurmuş olmaları ve genel anlamda bir sosyal sigorta güvencesine sahip olmamaları şartı aranacak. Zorunlu sigortalılık gerektiren bir işte çalışmayan ve ev hanımı olarak emekli olmak amacıyla bu sigortalılık kapsamına dahil olacak kadınların, aynı zamanda gelir vergisinden muaf olduklarını gösterir bir belgeye sahip olmaları da talep edilecek. Bu koşullar, sistemin gerçekten ihtiyaç sahibi olan ve başka bir sosyal güvencesi bulunmayan ev kadınlarına ulaşmasını hedefliyor. Sistemin detayları ve başvuru süreçleri önümüzdeki aylarda daha da netleşecek.

Bürokrasinin çarkları dönüyor: Maliye'den yeşil ışık bekleniyor

Bu kapsamlı projenin hayata geçirilmesi için siyasi iradenin güçlü bir şekilde devrede olduğu gözlemleniyor. AK Parti kaynaklarından edinilen bilgilere göre, "Aile Yılı" olarak da adlandırılan bu dönemde, kadınların hem istihdama daha fazla dahil edilmeleri hem de yaşamlarının sonuna kadar sosyal güvenceye ve düzenli bir aylığa sahip olarak daha güvenceli bir hayat sürmeleri için çalışmalara büyük bir hız verilmiş durumda. Projeye ilişkin teknik ve mali detayların Ağustos ayından sonra daha yoğun bir şekilde ele alınacağı ve hayata geçirilmesi için somut adımların atılacağı belirtiliyor. Ancak bu tür büyük çaplı sosyal projelerin en önemli ayaklarından biri olan maliyet ve bütçe konusu da masadaki yerini koruyor. Yetkililer, "Maliye Bakanlığımızın yeşil kartını görmemiz gerekiyor. Bütçede bunun bir karşılığının olması lazım. Devlet katkısına ilişkin bir liranın dahi bütçede karşılığı olmalı. Bu projenin en geç 2026 bütçesine konulması hedefleniyor," ifadelerini kullanarak projenin mali boyutunun titizlikle değerlendirildiğini ve sürdürülebilir bir yapı kurulması için çaba gösterildiğini vurguluyorlar. Bu, projenin sağlam temeller üzerine oturtulması ve uzun vadede başarılı olması açısından kritik bir öneme sahip.

Mevcut durumda ev kadınları nasıl emekli olabiliyor: Bir karşılaştırma

Aslında ev kadınlarının mevcut sosyal güvenlik sistemi üzerinden isteğe bağlı sigorta primi ödeyerek emekli olabilme imkanları bulunuyor. Ancak yeni düzenleme, bu imkanı çok daha cazip ve ulaşılabilir hale getirecek önemli bir devlet desteği sunmasıyla ayrışıyor. Mevcut sistemde, ev kadınları ne kadar prim ödeyeceklerine kendileri karar veriyorlar ve emekli olabilmek için genel olarak 9 bin gün (yani 25 yıl) prim ödemesi ve 58 yaşını doldurma şartı aranıyor. Ödenecek prim miktarı ise en az brüt asgari ücretin yüzde 32'si ile en fazla brüt asgari ücretin 7.5 katının yüzde 32'si arasında değişebiliyor. Doğal olarak, ne kadar yüksek prim ödenirse, alınacak emekli maaşı da o oranda yüksek oluyor. Yeni sistem ise özellikle prim ödeme gücü kısıtlı olan ev kadınları için devletin sağlayacağı üçte birlik destekle büyük bir kolaylık getirecek ve emeklilik hayalini daha erişilebilir kılacak. Ayrıca 15 yıl gibi daha kısa bir prim ödeme süresi sunması da önemli bir avantaj olarak öne çıkıyor.

Çalışan annelere yönelik müjdeler de yolda: Doğum izni uzuyor, kreş desteği geliyor

Ev kadınlarına yönelik emeklilik düzenlemesinin yanı sıra, çalışan annelerin hayatını kolaylaştıracak ve iş-aile yaşam dengesini güçlendirecek önemli adımlar da atılıyor. Cumhurbaşkanlığı ve ilgili bakanlıklar, çalışan annelere yönelik doğum izni süresinin uzatılması konusunda bir taslak çalışma yürütüyor ve bu çalışmanın önemli ölçüde olgunlaştığı belirtiliyor. Yapılan müzakerelerde, Maliye Bakanlığı'nın verilecek iznin maliyetlerine ilişkin etki analizleri de detaylı bir şekilde ele alındı. Toplantılarda, kadınlara verilecek doğum izninin doğum öncesi 12 hafta ve doğum sonrası 12 hafta olmak üzere toplamda 24 haftaya çıkarılması konusunda bir konsensüs oluştuğu ifade ediliyor. Bu, mevcut 16 haftalık doğum izni süresine önemli bir ekleme anlamına geliyor ve annelerin bebekleriyle daha fazla vakit geçirmelerine olanak tanıyacak. Mevcut düzenlemede memur babalara 10 gün, işçi babalara ise 5 gün olarak uygulanan babalık iznindeki bu ayrımın da kaldırılarak eşitlenmesi planlanıyor. Ayrıca, çalışan annelerin en büyük sorunlarından biri olan çocuk bakımı konusunda da somut bir adım atılarak kreş desteği verilmesi de gündemde. AK Parti kaynakları, "Hazine ve Maliye Bakanlığı bu konuda mali analiz yapıyor. Annelerin doğum öncesi ve sonrası ne kadar çok doğurduğu çocukla kalırsa o kadar iyi bizim için. Mevcut sürelere doğum öncesi ve sonrası 4'er hafta eklenmesi söz konusu. Çocuk sayısını arttıralım derken, aktüeryal dengelerin de bozulmaması lazım. Doğum izninin 1 yıl olmasını dileyenler var ama bu süre olacaksa daha esnek mekanizmalar bulmamız lazım. Çalışma saatlerinin azaltılması noktası da ayrıca değerlendiriliyor," açıklamasında bulunarak konuya çok yönlü yaklaşıldığını belirtiyorlar.

Meclis de devrede: Doğum izni talepleri komisyonda

Çalışan kadınların doğum izni sürelerinin artırılması yönündeki yoğun talepleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin de dikkatini çekmiş durumda. TBMM Dilekçe Komisyonu, vatandaşlardan gelen yoğun başvurular üzerine konuyu gündemine alarak Cumhurbaşkanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı'ndan yürütülen çalışmalara ilişkin detaylı bilgi talep etti. Bu durum, konunun toplumsal bir beklenti haline geldiğini ve siyasi mekanizmaların da bu beklentiye kayıtsız kalmadığını gösteriyor. Meclis'in sürece dahil olması, düzenlemelerin daha katılımcı bir şekilde ve farklı paydaşların görüşleri alınarak şekillendirilmesine katkı sağlayabilir.

Doğum yardımına rekor başvuru: Ailelere ekonomik destek projesi büyük ilgi görüyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan ve çocuk sahibi olan ailelere yönelik ekonomik destek sağlamayı amaçlayan projeye başvurularda adeta patlama yaşanıyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın koordinasyonunda yürütülen proje kapsamında, ilk çocuk için tek seferlik 5.000 TL, ikinci çocuk için aylık 1.500 TL, üçüncü ve sonraki çocuklar için ise aylık 5.000 TL tutarında maddi destek veriliyor. Bu destekler, çocuk 5 yaşına gelene kadar kesintisiz olarak devam edecek ve ödemeler doğrudan annelerin banka hesaplarına yatırılacak. İlk ödemelerin bu ay içerisinde başlaması bekleniyor. E-devlet üzerinden alınan başvurularda, geçtiğimiz Cuma günü itibarıyla doğum yardımından yararlanmak için Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na yapılan başvuru sayısının 359 bin 457'ye ulaştığı bildirildi. Bu rakam, projenin ne kadar geniş bir kitle tarafından beklendiğini ve ailelerin ekonomik olarak desteklenmesinin ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.

Emlakçılardan yeni evlenecek çiftlere jest: Hizmet komisyonu alınmayacak

"Aile Yılı" kapsamında yeni evlenecek çiftlere yönelik bir güzel haber de emlak sektöründen geldi. Emlakçılar, resmi nikah belgelerini ibraz eden çiftlerden ev kiralama işlemlerinde herhangi bir hizmet komisyonu almayacaklarını duyurdu. Bu uygulama sayesinde, yeni bir hayata adım atan çiftler hem önemli bir maddi yükten kurtulmuş olacak hem de yeni yaşamlarına anlamlı bir destekle başlayacaklar. Bu uygulamanın yaklaşık 100 bin kişiyi kapsaması halinde, emlakçıların yeni evlenecek çiftlere ortalama 2.5 milyar TL'lik bir katkı sağlamış olacağı tahmin ediliyor. Bu tür dayanışma örnekleri, toplumsal birlikteliğin güçlenmesine ve zor zamanlarda birbirine destek olmanın önemine dikkat çekiyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ