Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da düzenlenen ve uluslararası finans çevrelerinin de yakından takip ettiği Albaraka İslami Finans Zirvesi'nde gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasında özellikle faize dayalı ekonomik sistemlere yönelik eleştirilerini yineleyen ve faizsiz ekonomi modeline olan özlemini dile getiren Erdoğan, bu konudaki mücadelesinden geri durmayacağını net bir şekilde ifade etti. Cumhurbaşkanı'nın bu açıklamaları, hem Türkiye'nin ekonomi politikalarına hem de küresel finans sistemine yönelik önemli mesajlar içeriyor.
"Faizsiz ekonomiye özlemimi dillendirmeye devam edeceğim": Kararlı duruş ve mücadele vurgusu
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının en dikkat çekici bölümlerinden birinde, faizsiz ekonomi idealine olan bağlılığını ve bu yöndeki düşüncelerini bir kez daha güçlü bir şekilde vurguladı. "Faizsiz ekonomiye özlemimi bundan sonra da dillendirmeye devam edeceğim. Faize dayalı ekonomik nizamın değişmesi için de mücadeleden geri durmayacağız" diyen Erdoğan, bu konudaki kararlı duruşunu ve uzun vadeli hedefini açıkça ortaya koydu. Bu ifadeler, Türkiye'nin ekonomi politikalarında faiz konusundaki hassasiyetinin devam edeceğini ve alternatif finans modellerine yönelik arayışların süreceğini gösteriyor.
Erdoğan, yarım asra yaklaşan siyasi hayatı boyunca faize dayalı ekonomik sistemle kararlılıkla mücadele ettiğini belirterek, bu sistemin yarattığı çarpıklıklara her zaman itiraz ettiğini ve etmeye de devam edeceğini söyledi. "Çarpık sisteme daima itiraz ettim, yine itiraz ediyorum. Faize dayalı bir ekonomik sistemi meşru göremeyeceğimizi sık sık ifade ettim. Ekonomide, üretimde, ticarette ve sosyal hayatta yol açtığı sıkıntılardan söz ettim" diyen Cumhurbaşkanı, bu konudaki eleştirilerine muhalefetin de karşı çıktığını belirtti. "Muhalefet bunda da karşımıza dikildi" ifadesiyle, faiz politikaları konusundaki siyasi ayrışmaya da dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tıpkı dünya 5’ten büyüktür iddiamızda olduğu gibi faize dayalı ekonomik nizamın değişmesi için de dik duracağız" diyerek, bu konudaki mücadelesini uluslararası alandaki adalet arayışıyla paralelleştirdi ve bu hedefe ulaşmak için kararlılıkla çalışacaklarını vurguladı.
İslam alemi arasında iş birliği çağrısı ve katılım bankacılığının yetersizliği
Konuşmasında İslam dünyasının ekonomik potansiyeline de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam alemi olarak aralarındaki ticaret, yatırım, finans ve iş birliği imkanlarını en üst düzeye çıkarmanın gerekliliğine işaret etti. Bu iş birliğinin, hem Müslüman ülkelerin kalkınmasına hem de küresel ekonomide daha adil bir sistemin oluşmasına katkı sağlayacağını belirtti.
Türkiye özelinde ise, katılım bankacılığının (faizsiz bankacılık) payının artırılması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Tüm teşviklerimize rağmen, ülkemizde katılım bankacılığının yüzde 8,1 oranında kalmasını açıkçası biz yeterli bulmuyoruz" dedi. Bu ifade, hükümetin katılım bankacılığının geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması yönündeki çabalarının devam edeceğini ve bu alanda daha büyük bir pazar payı hedeflendiğini gösteriyor. Katılım bankacılığının payının artırılması, faizsiz ekonomi modeline geçiş sürecinde önemli bir adım olarak görülüyor.
Küresel ekonomide İslami finansın rolü: Etik, adil ve sürdürülebilir bir alternatif
Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel ekonominin içinde bulunduğu kaotik atmosfere de dikkat çekerek, bu ortamda İslami finansın sunduğu etik, adil ve sürdürülebilir yaklaşımların daha fazla önem kazandığını ve detaylı bir şekilde mercek altına alınacağını ifade etti. İslami finans prensiplerinin, spekülasyondan uzak, reel ekonomiye dayalı ve toplumsal faydayı gözeten bir anlayış sunduğunu belirten Erdoğan, bu modelin küresel finansal krizlere karşı daha dayanıklı bir alternatif olabileceğini ima etti. "Küresel ekonominin kaotik atmosferinde İslami finansın sunduğu etik, adil ve sürdürülebilir yaklaşımlar, çok detaylı bir şekilde mercek altına alınacaktır" sözleri, İslami finansın uluslararası alanda daha fazla kabul görmesi ve yaygınlaşması yönündeki beklentisini yansıtıyor.
İnsan odaklı, adaletli ve merhametli bir paradigma arayışı
Ekonomide ve özellikle finans alanında, insan odaklı, adaletli ve merhametli bir paradigmaya olan talebin giderek arttığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, mevcut küresel finans sisteminin bu ihtiyaçlara cevap vermekte yetersiz kaldığını savundu. Faize dayalı sistemlerin gelir adaletsizliğini derinleştirdiği, borçluluğu artırdığı ve toplumsal sorunlara yol açtığı yönündeki eleştirilerini yineleyen Erdoğan, İslami finansın bu noktada daha insani ve adil bir alternatif sunduğunu ifade etti. Bu yaklaşım, sadece ekonomik bir model değişikliği değil, aynı zamanda daha etik ve vicdani bir finansal sistem arayışını da içeriyor.
Sosyal konut projeleri ve terörle mücadele vurgusu
Konuşmasında sosyal politikalara da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, son iki yılda dar gelirli vatandaşların konut sahibi olabilmesi amacıyla kullanılan kaynağın tutarının 75 milyar doları bulduğunu ve bu kapsamda 201 bin konutun anahtarının teslim edildiğini açıkladı. Bu bilgi, hükümetin sosyal devlet anlayışı çerçevesinde konut sorununa çözüm üretme çabalarını gösteriyor.
Ayrıca, terörle mücadele konusundaki kararlılıklarını da bir kez daha vurgulayan Erdoğan, "Her şeye karşı çıkan mutlu azınlık dışında siyaset kurumu ve toplumun kahir ekseriyeti Terörsüz Türkiye sürecine destek veriyor" diyerek, bu konudaki toplumsal mutabakata ve siyasi iradeye dikkat çekti.