Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) iktidar ve muhalefet arasında yeni bir gerilim hattı oluşturan ve AK Parti ile MHP tarafından "Terörsüz Türkiye" adıyla gündeme getirilen araştırma komisyonu, Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) net tavrıyla karşılaştı. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin bu komisyona katılımının "koşulsuz" olmayacağını, demokratik işleyişin güvence altına alınması gerektiğini bir kez daha vurguladı.
Özel, komisyonun, iktidar partisinin sayısal üstünlüğünü kullanarak kendi gündemini dayattığı bir platforma dönüşmemesi için temel ilkelerini sıraladı. "Komisyon ile ilgili tavrımız ilk günden beri net" diyen Özel, bu ilkeleri iki ana başlıkta topladı: Eşit temsil ve nitelikli çoğunluk. CHP lideri, komisyonda yer alacak tüm siyasi partilerin eşit sayıda üye ile temsil edilmesi gerektiğini, böylece bir partinin diğerlerine tahakküm kurmasının önüne geçileceğini belirtti.
Ancak en kritik şart olarak "nitelikli çoğunluk" ilkesini öne süren Özel, komisyonda alınacak kararların ve Meclis'e yapılacak tavsiyelerin, basit bir çoğunlukla değil, üzerinde geniş bir uzlaşı sağlanan nitelikli bir çoğunlukla (örneğin üçte iki veya beşte üç gibi) alınması gerektiğini ifade etti. Bu şartın, komisyonun gerçekten bir çözüm ve uzlaşı aracı olmasının tek yolu olduğunu savunan Özel, "Birinin dediği olmayacak. Nitelikli çoğunluk ile kanunlar Meclis'e tavsiye edilmeli" dedi. Bu güvencenin, lafta kalmaması gerektiğini, bizzat Meclis Başkanı tarafından ilk toplantıda deklare edilerek karar altına alınması gerektiğini söyleyen CHP lideri, ancak bu şartlar yerine getirildiğinde CHP'nin komisyondaki yerini alacağını kesin bir dille ifade etti.
'Seninle menemen bile yapmam': Anayasa tartışmalarına net kapı
Özgür Özel'in gündemindeki en keskin ve en çok yankı uyandıran çıkışı ise, bu komisyonun arka planında bir "Anayasa yapma niyeti" olabileceği yönündeki endişelere verdiği yanıt oldu. İktidarın uzun süredir dile getirdiği yeni Anayasa yapma arzusunu hatırlatan Özel, bu komisyonun böyle bir gizli gündeme alet edilmesine asla izin vermeyeceklerini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik kullandığı ve siyasi kulislerde uzun süre konuşulacak olan "Seninle ne anayasası, menemen yapmam" ifadesiyle, iktidara olan güvensizliğini ve bu konuda herhangi bir iş birliğine kapıyı tamamen kapattığını gösterdi. Bu benzetme, iki taraf arasında temel bir güven ve ortak zemin olmadan, ülkenin en temel toplumsal sözleşmesi olan Anayasa üzerine bir çalışma yapılamayacağının altını çiziyordu.
Özel, ülkenin dört bir yanında meydana gelen yangınlara ilişkin şunları söyledi:
"AKP iktidarında ilk başta liyakatsizlikten bu son döneminde ülkede kadınlar için de ormanlar için de felaket felaket üstüne geliyor. Ülkenin ekonomisini bunlar yönetiyor. Dünyada ikinci yüksek faiz var Türkiye'de. Ne demek en iyi ülkeden biriysen en iyi söndüren olursun. Nasıl ormanlar cayır cayır yanıyor. Yarın üç genel başkan yardımcımız bu konuya özel basın toplantısı ile önerileri ile bundan sonra ne yapılacağını söyleyecek. Envanter konusunda Erdoğan ağzını açmasın. 14 uçak var. Bakan yardımcıları bile tarifeli uçmuyor. Yangın deyince yeterli müdahale yapılamıyor. Gece görüşünü var sayıyorlar. Öyle bir helikopteri kaldırırsınız ateşe yaklaşamazsınız. Olası su bırakabilirsiniz. Bir filo oluşturulmuş değil. Mevcut filo da iyi değil. 8 yıldır kayyım var THK'da. Seçim yaptırılmıyor başına bir tane AKP oturtulabilsin diye. Bir seferberliğe ihtiyaç var. Milletin de kurumların da önünü kapatan bir yönetim anlayış var. İnsanlar kömür oldu gitti ailelerini ne diyeceğimizi bilemedik bunlar hala insanların yüzüne bakabiliyorlar bilmiyorum.
Keşke büyükşehirlerin böyle yetkisi olsa. Ayrıca da İBB, Ankara yangınlara ekipman gönderiyordu. 2300 itfaiye eri alımına imza atmayanlar onlar. Büyükşehirin elindeki araç yolun kenarından su sıkıyor. Türkiye'nin afet yönetimi ile ilgili çok büyük bir kuruma ihtiyacı var. Buna da kaynak aktarmak lazım."
"CHP'NİN OLMADIĞI YERDE HER ŞEY OLUR"
Özel, AKP ve MHP'nin "Terörsüz Türkiye" diye isimlendirdiği komisyona CHP'nin üye gönderip göndermeyeceğine ilişkin bir soruya da şu yanıtı verdi:
"Komisyon ile ilgili tavrımız ilk günden beri net. Eşit temsille oluşmalı. Birinin dediği olmayacak. Nitelikli çoğunluk ile kanunlar Meclis'e tavsiye edilmeli. Nitelikli çoğunluğun sağlanacağı Meclis Başkanı tarafından söylenmeli. İlk toplantıda bununla ilgili karar alındığında CHP bu komisyonda yer alır. CHP'nin bulunması böyle sulandırmalar için değil terör bitecek. Sıvasız evlere şehit cenazesi gelmeyecek. Oraya harcanan para da yoksullukla mücadele ile harcanacak. Bu komisyon anayasa yapacak bir komisyon değil. 'Senle ne anayasası, menemen yapmam' dedim. Ona niyetlenen bizi bulamaz. Bu komisyon barış üretecekse dışarıda kalınamaz. CHP'nin olmadığı komisyondan korksun herkes. Ama CHP demokratikleşme olacaksa orada olur. Ne Figen Yüksekdağ ne Selahattin Demirtaş ne de Ekrem İmamoğlu durabilir. CHP çatır çatır mücadele ediyor. Kimse bizden bu süreçte yanlışlardan geri adım atmayan kimse 'mış' gibi siyaset yapmasını beklemesin. CHP meydanlarda da mücadeleye devam edecek. Bu zemin size göre değilse CHP bu zeminde olmaz. CHP'nin olmadığı yerde her şey olur."
Özel Erdoğan'ın 'Ankara merkezi siyasete dön' sözlerine ilişkin de "Millet merkezli siyaset yapıyoruz. İstanbul'da olman gerekiyorsa İstanbul'da. Nerede bulunmak gerekirse orada yapılır. Kendi etrafında döner durursun. Ben kendisine millet merkezli siyaset öneriyorum." dedi.