"CHP’li Sevdan Erdan Kılıç öldü" haberi ortalığı karıştırdı "CHP’li Sevdan Erdan Kılıç öldü" haberi ortalığı karıştırdı

Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki (TBMM) haftalık grup toplantısında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Konuşmasının merkezinde, son günlerde ulusal ve uluslararası basında geniş yer bulan, terör örgütü PKK'nın silah bırakma ve örgütsel yapısını feshetme kararı aldığı yönündeki iddialar yer aldı. Erdoğan, bu gelişmeyi "Terörsüz Türkiye" çabalarında yeni bir safhaya geçiş olarak nitelendirirken, bu sürecin birlik, beraberlik ve kardeşliği güçlendirme safhası olduğunu vurguladı. Örgütün aldığı kararın, "ortak gelecek mutabakatına uygun bir adım" olduğunu belirten Erdoğan, örgütün Suriye ve Avrupa kollarının da bu fesih ve silah bırakma sürecine katılmasının hayati öneme sahip olduğunun altını çizdi. Bu tarihi açıklamaların yanı sıra, Erdoğan'ın belediyelerdeki kayyum uygulamalarının geleceği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik soruşturmalar ve uluslararası ilişkilere dair yaptığı değerlendirmeler de büyük yankı uyandırdı.

"Terörün, silahın, şiddetin devri artık kapanmıştır"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında PKK'nın aldığı iddia edilen fesih kararını değerlendirirken, Türkiye'nin terörle mücadelede önemli bir aşamaya geldiğini ve bu musibetten tamamen kurtulma noktasına ulaşıldığını ifade etti. "Terörün, silahın, şiddetin, illegalitenin devri artık kapanmıştır," diyerek net bir mesaj veren Erdoğan, bu süreçte Türkiye Cumhuriyeti'nin kendi meselesini kendi vatandaşlarının iradesiyle çözebilme kapasitesine sahip olduğunu dosta ve düşmana gösterdiğini belirtti.
40 yılı aşkın süredir devam eden terörün, hem on binlerce vatan evladının canına mal olduğunu hem de ülke ekonomisine ağır darbeler vurduğunu hatırlatan Erdoğan, "Biz devlet ve millet olarak terörle sınandık. En ağır şekilde sınandık. Bedelini ödedik, derslerini çıkardık ve nihayet bu musibetten tamamen kurtulma aşamasına geldik," dedi. Bu ifadeler, hükümetin PKK terörünü bitirme konusundaki kararlılığını ve bu yeni sürece olan inancını yansıtıyordu.

Yeni dönemin yol haritası

Erdoğan, PKK'nın fesih ve silah bırakma kararının hayata geçirilmesinin önemine dikkat çekerek, bu süreçte asıl olanın uygulama olduğunu vurguladı. "Sözlerin tutulup tutulmadığının takibini, Milli İstihbarat Teşkilatımız (MİT) titizlikle yapacaktır," diyen Erdoğan, devletin bu konudaki hassasiyetini ve süreci yakından izleyeceğini belirtti. Örgütün kendi üzerine düşenleri yerine getirmesi durumunda ise, kalan hususları konuşmanın ve ilerletmenin siyasetin işi haline geleceğini ifade etti. Bu sözler, PKK'nın tamamen silahsızlanması ve terör eylemlerini sonlandırması koşuluyla, demokratik siyaset zemininde yeni bir dönemin başlayabileceği ve Kürt sorununun çözümü için siyasi diyalog kanallarının açılabileceği şeklinde yorumlandı.
Erdoğan, herkesi bu süreci "uçup kaçmadan, sağduyuyu elden bırakmadan, iyimser, ümitvar ama itidalli bir şekilde" takip etmeye davet etti. Ayrıca, uluslararası girişimcileri de, "kazan-kazan anlayışıyla, ülkemizin ekonomik bakımdan bakir bölgelerine yatırım yapmaya" çağırdı. Bu çağrı, özellikle terörden arındırılacak bölgelerde ekonomik kalkınma ve istihdam yaratma hedefini de içeriyordu. Erdoğan, "Petrol başta olmak üzere, tüm madenlerimizi süratle milletimizin emrine amade kılacağız. Güneydoğumuzun mümbit topraklarını, sulamadan tohuma her alanda verimli tarım projeleriyle buluşturup, gıda sektöründeki küresel liderliğimizi pekiştireceğiz," diyerek, bölgenin ekonomik potansiyelini harekete geçirme vaadinde bulundu.

Kayyum uygulamaları istisna haline gelecek: Yerel yönetimlerde yeni düzenleme sinyali

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasındaki en dikkat çekici ve tartışma yaratacak başlıklardan biri de, belediyelerdeki kayyum uygulamalarının geleceğine ilişkin yaptığı açıklama oldu. PKK'nın fesih kararı ve terörün sona ermesi süreciyle bağlantılı olarak Erdoğan, "Terör örgütünün kendini feshi ardından siyasetin güçlü devreye girmesiyle, belediyelerdeki kayyım uygulamasının yeniden istisna haline geleceğini düşünüyoruz," dedi. Bu ifade, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde HDP'li (şimdiki DEM Parti) belediyelere yönelik yaygın olarak uygulanan kayyum atamalarının, terörün sona ermesiyle birlikte son bulabileceği ve seçilmiş belediye başkanlarının görevlerine dönebileceği veya yeniden seçilebileceği umudunu yarattı.
Erdoğan ayrıca, yerel yönetimler ve belediyeler meselesinin tüm boyutlarıyla konuşulması, tartışılması ve yeni bir düzene kavuşturulmasının kaçınılmaz hale geldiğini belirterek, belediyelere yönelik yetki konusunda bir düzenleme sinyali verdi. "Büyükşehir ile ilçeler arasında yetki karmaşası var. Belediyelerdeki yetki paylaşımı gözden geçirilmeli. İl özel idaresinin de gözden geçirilmesi gerekiyor," diyen Erdoğan, belediyelere kamudan tahsis edilen ve topladıkları mali kaynakların denetimi için yerel dinamiklere ve ilgili merkezi kurumlara dayanan yeni bir yapı kurulması gerektiğini ifade etti. Meclis'teki partilere, "milletin hizmet beklentisini karşılayacak etkin yerel yönetim sistemi için ortak akılla çözüm geliştirmeyi" teklif etti. Bu açıklamalar, yerel yönetimler reformu ve kayyum uygulamalarının geleceği konusunda yeni bir tartışma başlatacak gibi görünüyor.

İBB'ye yönelik sert sözler: "Cumhuriyet tarihinin eşi benzeri görülmemiş bir suç organizasyonu"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik devam eden soruşturmalara da değinerek, cezaevinde bulunan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu (metinde cezaevinde olduğu belirtilmiş, ancak bu bilgi güncel olmayabilir veya bir kurgu olabilir, bu nedenle ifadeyi olduğu gibi alıyorum) sert sözlerle hedef aldı. "Yapılan işlerin, yolsuzluk ve haraç boyutuyla ilişkili organize suç vasfını aşarak, ülke güvenliğini tehdit edecek boyutlara ulaştığı anlaşılıyor," diyen Erdoğan, "İstanbul'da yürüyen soruşturma, bu çarpık tablonun en bariz ve belki de Cumhuriyet tarihinin eşi benzeri görülmemiş bir suç organizasyonu örneğidir," ifadelerini kullandı. Bu suçlamalar, İBB yönetimi ve muhalefet tarafından siyasi bir karalama kampanyası olarak değerlendirilirken, iktidar ile muhalefet arasındaki gerilimi daha da artıracak nitelikte. Erdoğan'ın bu sözleri, İBB'ye yönelik soruşturmaların derinleşebileceği ve yeni hukuki süreçlerin başlayabileceği sinyalini de veriyor.

Bahçeli ve Önder'e teşekkür, Özel'e takdir: Sürece destek verenlere övgü

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "PKK'nın fesih ve silah bırakma" sürecine katkı sağlayan isimlere de teşekkür etmeyi ihmal etmedi. Özellikle, "ittifak ortağı MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli'nin geçtiğimiz Ekim ayında ortaya koyduğu kapsayıcı duruşun, bugüne uzanan hayırlı sürece vesile olduğunu" belirten Erdoğan, Bahçeli'ye şükranlarını sundu.
DEM Parti'den ise sürece yakından destek veren Sırrı Süreyya Önder başta olmak üzere eş başkanlara teşekkür eden Erdoğan, sağduyulu söylemlerin önümüzdeki dönemde de aynen sürdürülmesini beklediklerini ifade etti. CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e ve diğer siyasi parti liderlerine de bu süreçteki yapıcı tutumları için takdirlerini sundu. Bu teşekkür ve takdir ifadeleri, terörün sona ermesi konusunda geniş bir siyasi mutabakat arayışının ve farklı kesimlerden gelen desteğin önemini vurguluyordu.

Trump'a Suriye teşekkürü

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında uluslararası ilişkilere de değinerek, ABD Başkanı Donald Trump'a Suriye'ye yönelik yaptırımları kaldıracağı yönündeki açıklaması için teşekkür etti. "Geçen hafta yaptığımız telefon görüşmesini müteakip, 'Suriye’ye yönelik yaptırımları kaldıracağını' açıklayan ABD Başkanı Sayın Trump’a teşekkür ediyorum," diyen Erdoğan, bu gelişmenin Suriye için yeni bir başlangıç olabileceğini ima etti.
Ayrıca, Gazze'de yaşanan insani trajediye de değinen Erdoğan, "İnşallah Gazze’yle ilgili de yakında yüreklere su serpen müjdeli haberler almayı ümit ediyoruz. Gazze'de artık vahşet boyutuna varan insani trajediye son verilmesi amacıyla yürüttüğümüz çabalarda da dostum Trump'ın desteğine güveniyorum," ifadelerini kullandı. Bu sözler, Türkiye'nin hem Suriye hem de Gazze konusunda ABD ile diyalog ve iş birliği arayışında olduğunu ve Trump yönetiminden bu konularda destek beklediğini gösteriyor.

14 Mayıs vurgusu

Erdoğan, konuşmasının başında 14 Mayıs 1950 seçimlerinin Türkiye'nin demokrasi tarihindeki önemine de vurgu yaptı. Bu tarihin, tek parti CHP iktidarının sona erdiği ve Demokrat Parti'nin milletin teveccühüyle yönetimi devraldığı bir dönüm noktası olduğunu belirten Erdoğan, "Halkımız tek parti faşizminin ardından Menderes ve arkadaşlarını tek başına iktidara taşımıştır. Rahmetli Menderes, döneminin CHP'sinin provokasyon siyasetine rağmen 10 yıl boyunca Türkiye'ye çok önemli hizmetler yapmıştır. İmam Hatipler onun gayreti ile açılmıştır. Yıllarca gariplikten fakirlikten yakasını kurtaramayan Anadolu köylüsü ayağındaki çarığı ilk kez onun zamanında çıkarmıştır," diyerek, merhum Başbakan Adnan Menderes'i ve demokrasi kahramanlarını rahmetle andı. Bu tarihi hatırlatma, Erdoğan'ın kendi siyasi mirasını ve demokrasi anlayışını Menderes çizgisiyle ilişkilendirme çabasının bir yansıması olarak yorumlanabilir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın partisinin grup toplantısında yaptığı bu kapsamlı ve çok boyutlu açıklamalar, Türkiye'nin hem iç hem de dış politikasında önemli gelişmelerin yaşanacağı, yeni başlangıçların ve aynı zamanda derin tartışmaların gündemde olacağı bir döneme girildiğini gösteriyor. Özellikle PKK'nın silah bırakma süreci, kayyum uygulamalarının geleceği ve yerel yönetimler reformu gibi konular, önümüzdeki günlerde siyasetin ana gündem maddeleri olmaya devam edecek.

Kaynak: HABER MERKEZİ