Türkiye bir seçimi daha geride bıraktı. Seçim sürecinde kazanmak için kullanılan yöntemler, materyaller, araçlar, manipülasyonları yeniden tartışmaya gerek yok. Ancak alınacak dersler var. Bunların başında siyaseten sahip olduğun değerlerin kıymetini bileceksin. Bunlar önümüzdeki günlerde uzun boylu tartışılacaktır.

Bugünün konusu seçimin kaybedenleri ve kazananlarıdır. Erdoğan kazanmış, Kılıçdaroğlu kaybetmiştir demekle iş bitmiyor. Bunlarla birlikte kazananlar ve kaybedenler vardır.

Kazananları şöyle sıralamak olası. Dünyanın birçok ülkesinde yükselen aşırı sağ ve milliyetçilik. ABD’nin etkin olma amacıyla ortaya koyduğu İslami Cumhuriyetlerden Kuzey Afrika’dan başlayıp İran sınırına kadar uzanan İspanya Başbakanı ve Erdoğan’ın eş başkanlıklarını üstlendiği Yeşil Kuşak projesi. Tunus, Cezayir ve Mısır’da halkın tepkisi nedeniyle başarısız olan bu girişim son kale olarak kalan Türkiye’de kazanmıştır. Göçmenlere sahip çıkılması ile Batı Avrupa, batıdan uzaklaşma sonucu Çin’in Avrupa pazarlarına ulaşma oranı artmıştır, kutuplaşma, rantçılar, sirklerde “Cambaza bak” diyerek halkın cebinden para tırtıklayan yandaşlar ve yıllar önce Türk halkının konumunu belirleyen Aziz Nesin de kazanmışlardır.

Kaybedenler ise gerçek demokrasiyi, adaleti hukuku, özgürlüğü, arayanlar, kadınların eşitliğini savunan ve şiddet uygulamasına karşı çıkanlar, rant için doğayı ve çevreyi tahrip edenlere direnenler, Cannes’da ödül alan Merve Dizdar’dır.
Bir de Siirt’li seçmenin iki kelime ile ileriye dönük değerlendirmesi gibi “ENİŞTE KAYBETİ”.