Haber/ Didar DEMİRCİ

Bu hafta içerisinde DİSK ve diğer sendika temsilcilerinin katılımıyla Konak’taki eski Sümerbank binası önünde 50’inci yılı kutlanan, 15- 16 Haziran’ın tarihi geçmişini ele alarak yorumlayan Genel İş 3 Nolu Şube Mali Sekreteri Serap Yılmaz, “En dinamik, en bilinçli ve en örgütlü işçileri bünyesinde barındıran ve savaşkan bir geleneğe sahip olan DİSK’e sahip çıkmalıyız” dedi. Türkiye işçi sınıfının sömürüye karşı verdiği mücadelenin ‘15- 16 Haziran Direnişi’nin yarattığı sonuçların işçileri birleştirdiğini ve kendi güçlerini kavramalarını sağladığını dile getiren Yılmaz, bu bakımdan önemli bir dönemeç noktası olduğunu söyledi. Yılmaz, “Bu direnişin ortaya koyduğu mücadeleci ve başkaldırı ruhu, bugün de hâlâ aşılamamış bir eylem olarak tarihimizde iz bırakmıştır” diye konuştu.

Kararlılık aşıladı

Türkiye’deki işçi sınıfının en şanlı mücadele günlerinden biri olarak nitelendiren Yılmaz, “Üzerinden 50 yıl geçse de sermaye ve sermaye hükümetlerine korku; emek ve demokrasi mücadelesi yürüten işçilere, emekçilere ise kararlılık ve mücadele aşılayan iki uzun gün olarak tarihteki yerini almıştır” ifadelerini kullandı. İstanbul, Ankara, İzmir ve İzmit başta olmak üzere tüm ülkeye yayılan işçi eylemleri ve protestolarına değinen Yılmaz, DİSK’e ve üyesi olan işçilere hükümetin yaptığı baskıları ele alarak, o dönemde hayatını kaybeden işçilerden Abdurrahman Bozkurt, Yaşar Yıldırım ve Mustafa Baylan’ı andı.

Kadınların rolü büyük

Gençlerin ve kadınların işçi sınıfı direnişinin en dinamik parçası olduğunu dile getiren Yılmaz, “Devrimci sendikal birliğin sağlanmasında genç ve kadın işçilerin alacağı rol büyük öneme sahip. İşçi sınıfının üretimden gelen gücüyle ve politik öncülüğüyle katıldığı direnişler ancak toplumsal ve demokratik dönüşümler yaratabildiği, “Sınıf mücadelesi” ilkesinin günümüzde de geçerliliğini koruduğudur” şeklinde konuştu.