Faruk Saral (DİSK Genel İş 3 Nolu Şube Başkanı )

Türkiye İstatistik Kurumu aklımızla dalga geçiyor. Gerçeği değil hayal ürünlerini sergiliyor tıpkı enflasyon oranlarında yaptıkları gibi gerçeği yansıtmıyor. Maruz kaldığımız gerçekleri sergilenmeyince, yaşamın refah içerisinde geçtiği düşüncesinin algısını yaratmaya çalışıyorlar. Kral çıplak, rakamlar doğruları vermiyor, yaptıkları saha çalışmaları rasyonel değil TUİK in açıkladığı rakamlar sadece sayıları ifade ediyor. İşsiz kalanları, iş arama umudu kalmayıp, aramaktan vazgeçenleri kısmi süreli çalışanları ya da Covid-19 sürecinde ücretsiz izine ayrılmaya zorlananları değil, sadece inandırmak için istedikleri işsizlik oranlarını sunuyorlar. Asıl gerçek, açıklanan rakamlar ile yaşamaya çalışanlar arasında yaklaşık 14 milyon işinden aşından ve hatta yaşamından edilen fark. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Mayıs 2020'ye ait iş gücü istatistiklerini açıkladı. Söz konusu verilere göre, mayıs ayında işsiz sayısı 331 bin kişi azalarak 3 milyon 826 bin kişi olarak kayıtlara geçti. Bu dönemde işsizlik oranı ise 0,1 puan artarak yüzde 12,9 oldu. DİSK-AR’ın İLO uluslararası metotlarından yararlanarak yapılan hesaplamaya göre. Nisan 2019’a göre revize edilmiş geniş tanımlı işsiz sayısı ve tam zamanlı istihdam kaybı 10 milyon 759 artarak 17 milyon 722 bine yükseldi. 33 milyon 971 bin olarak dikkate aldığımız geniş işgücüne göre revize edilmiş geniş tanımlı işsizlik oranı ise yüzde 52,2 olarak hesaplandı. Covid-19 nedeniyle meydana gelen eşdeğer iş kaybı ve işsiz sayısı artışı 10,7 milyon olarak gerçekleşmiş olup, büyük bir istihdam depremine yol açmış, yüz binlerce işyeri kapanmış, devasa bir iş ve istihdam kaybı yaşanmışken TÜİK’in işsizliğin düştüğünü açıklaması inandırıcı değildir. Covid-19 döneminde yaygın olarak işten çıkarma yerine kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin ödeneği kullanılması nedeniyle milyonlarca işçi çalışmadığı halde istihdamda gözüküyor. TÜİK’in yöntemine göre, kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin ödeneği alan işçiler iş aramadıkları için işsiz sayılmıyor. Hemen hemen her konuda günü kurtarmaya yönelik çabalarının olduğu hükümet bu konuda da eline su döktürmüyor günü kurtarmaktan yarını kurtarmaya zamanımız kalmıyor her geçen bir önceki günü aratıyor. Asgari ücretin açlık sınırının altında olmasına rağmen yine de bugün her üç gençten biri işsiz. Ekonomide yatırım ve üretimdeki yavaşlamanın olumsuz etkileri giderek sarsıcı şekilde ortaya çıkıyor Ülkedeki ekonomik ve toplumsal krizin giderek derinleştiği bununla da beraber işsizliğinde arttığı, hayat pahalılığının, yüksek vergilerin ve travmaların sorumlusunun yönetenlerin yönetememesi ve gerçeği çarpıtmalarından kaynaklanmaktadır. İnanmıyoruz çünkü biz yaşıyoruz, inanmıyoruz çünkü aynı gemide değiliz, inanmıyoruz biz rakam değil yaşamaya çalışanlarız. Türkiye inandırma kurumuna değil, Türkiye istatistik kurumuna bir anket çalışması yaptıralım. İşsiz olanlar ve bakmakla yükümlü olduğu aileleri, açlık sınırının altında kalanları, yoksulluk ile mücadele edenleri hesaplasınlar geriye kaç kişi kalıyor. Sizin gemi hep sizin gibi elitleri taşıyor.