Tarih 20 Ağustos 2025. Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu, bir bahis şirketi ile tüm ligler için yaptıkları isim sponsorluğu anlaşmasını imzalarken, şöyle demişti:
“Tüm futbol ailesinden ve paydaşlarımızdan, Türk futbolunun marka değerini yukarı taşımak için centilmenlik içerisinde el birliğiyle hareket edilmesini özellikle istirham ediyorum.''
Hacıosmanoğlu’nun bu ricasının ardından bakın neler oldu;
69 gün sonra hakemlerimizin yarısından fazlası bahisçi çıktı, ceza aldı.
83 gün sonra profesyonel liglerde top koşturan 1071 futbolcu bahis ile bağlantılı olduğu için ceza aldı.
91 gün sonra Mersin merkezli 9 ilde yasa dışı bahisten elde edilen suç gelirinin aklanmasına ilişkin operasyon yapıldı, 4’ü hakem olmak üzere 40 kişi gözaltına alındı.
108 gün sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü “Futbolda Bahis Soruşturması” kapsamında, aralarında Süper Lig’de oynayan futbolcular, kulüp yöneticileri, hakemler ve spor yorumcularının da bulunduğu 46 kişi hakkında gözaltı kararı verildi, 35 kişi yakalandı.
Bazı futbolcuların etkin pişmanlıktan yararlanmak için itirafçı olduğu, bazı maçlarda şike yapıldığının itiraf edildiği, paraların ne şekilde oyunculara gönderildiğinin anlatıldığı yolunda haberler çıktı.
“Temiz Futbol” adına çıkılan yolda, birçok pisliğin ortaya dökülmesi elbette tüm dünyada yankı buldu.
İngiltere’nin ünlü uluslararası yayın organlarından The Ekonomist, futbolumuzda yaşanan bahis skandalını yorumlarken, “Ülkenin futbolu da siyaseti gibi yozlaşmış olabilir” ifadesini kullandı.
BBC’de çıkan haberde; “Fenerbahçe kaptanının evine bahis skandalı nedeniyle baskın düzenlendi” denildi.
Alman Spor Dergibi Kicker; “Çok sayıda oyuncu tutuklandı, Türkiye’deki bahis skandalı büyüyor” dedi.
İtalyan Corriere dello Sport; “Türkiye’de polis baskını. Bahis soruşturması nedeniyle onlarcı futbolcu ve hakem tutuklandı” diye yazdı.
Yine İtalya’dan Sportmediaset; “Türkiye’de bahis skandalı. Fenerbahçe ve Galatasaraylı futbolcular tutuklandı” diye başlık attı.
Fransa’da L’Equipe; “Türk Mahkemesi 29 futbolcunun tutuklanmasına karar verdi” ifadesini kullandı.
İspanya’da Marca; “Türk futboluna yönelik bahis soruşturmasıyla ilgili baskının yeni ayrıntıları ortaya çıktı. Ülkede birçok kategoriyi ilgilendiren savcılık soruşturması sonucunda futbolcular, hakemler ve yöneticiler tutuklandı” diye yazdı.
Üstelik bahis skandalının daha da büyüme olasılığı var. Savcılık soruşturması kapsamında hepimizi şaşırtacak birçok, futbolumuzu sarsacak sonuçların ortaya çıkacağı endişesi var.
Tüm dünyanın gözü üzerimizdeyken, bu skandalla ilgili her gelişme, her ayrıntı belli ki Türk futbolu adına yüzümüzü daha da kızartacak.
Sonuçta ortaya çıktı ki; TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’nun “Türk futbolunun marka değerini el birliğiyle yukarı taşıyalım” ricasını, herkes yanlış anlamış. Neredeyse futbolumuzun tüm paydaşları, “Türk futbolunun marka değerini yerin dibine indirmek için, elbirliğiyle çalışmış.”
Futbolumuzun marka değerini “elbirliğiyle” yerle bir etmenin elbette bir bedeli de olacak.
Sponsorlar, skandallarla anılan futbolumuzdan doğal olarak uzak duracak. TFF’nin futbolumuz için yeni kaynak arayışları kısıtlı kalacak. İsimleri adliye koridorlarında yankılanan hakemlerimizin, kulüplerimizin uluslararası alandaki saygınlığı da ciddi zarar görecek. Örneğin; yıldız oyuncular Türkiye’den aldıkları teklifleri doğal olarak iki kez düşünmek zorunda kalacak. FIFA ve UEFA hakem atamalarında bize muhtemelen daha mesafeli duracak. Belki de futbolumuz adına hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Yani; “Temiz futbolun bedeli” biraz ağır olacak. Ancak; bu ortamı futbolumuzun tüm paydaşları “elbirliğiyle” yarattığına göre, söylenecek tek söz var; “Kendi düşen ağlamaz.”