Ne güzel söylemiş eskilerimiz; “sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur” diye… Kısacası vücudunu sağlam tutanın aklı da, beyni de doğru çalışır. Peki, vücudu nasıl sağlam tutarız? Bunun en kısa ve en basit yolu spor yapmaktan geçiyor. Sürekli spor yapan bir toplumun oluşması ise yine eskilerin tabiri ile “ağaç yaşken eğilir” misali, çocukluktan, çocukken verilen eğitim ve alışkanlıklardan başlıyor.
Konuyu çocuğa ve çocukluğa getirdiğimize göre, spordaki altyapı eğitimlerine şimdi bağlayabiliriz. Sürekli olarak yazılarımda altyapı eğitimlerinin gerekliliğine dem vurdum. Spor dalı ne olursa olsun mutlaka çocuklarımızı sporla buluşturalım dedim. Hatta evimize en yakın amatör spor kulüplerini tercih edelim diye ısrarla yazdım. Yarışmacı değil sporcu olmaları konusunda da telkinlerde bulundum. Velilere de ikinci bir antrenör değil, sessiz taraftar olun çağrılarımı yineledim durdum hep…
Tüm bu ısrarlardan vazgeçmiş değilim. Hatta daha da koyu bir halde olduğumun altını çizmeliyim. Ancak okul çağında olan ve bu yazdıklarımı yapmaya çalışan çocuklarımızın çözülmesi gereken bir sıkıntısını da dile getirmem gerekiyor.
Değişe değişe kabak tadı veren çok milli eğitim sistemimizin ve derslik sayılarındaki yetersizliklerin sonucunda spor kulüpleri alt yapıları da ciddi hasarlar aldılar aslında… Almaya da devam ediyorlar.
Sorunu minik bir örnekle açıklamaya çalışayım; herhangi bir spor kulübünün U13 takımında forma giyen 16 adet 6. ya da 7. sınıfta okuyan öğrencilerin tamamının sabahçı ya da tamamının öğlenci olması mümkün müdür? Hayır. Ya da tamamının tam gün okuması? Maalesef olumsuz… Bu problem, takımın aynı anda antrenman yapma olasılığını sadece tatil günlerine ya da sadece akşam geç saatlere indirgiyor ki bu da olası değil!
Öğlenci bir öğrencinin akşam evde oluş saati en erken 19.00… Ne zaman antrenmana gidecek? Ne zaman eve gelecek? Bunu kışı var, soğuğu var, yağmuru var… Hafta sonları zaten müsabaka takvimi işliyor; maçları var… Anlayacağınız beraber antrenman yapabilme, beraber spor yapabilme olanaklarını, çok milli eğitim sistemimizdeki sistemsizlik ellerinden alıyor bu çocuklarımızın…
Dipnot; çok yakından görüştüğüm, üst rütbeli bir emniyet mensubu ağabeyimin sözleridir; “bunca yıllık görevim boyunca, ben, sporcudan ya da spor yapandan terörist, vatan haini, uyuşturucu baronu ya da suç makinesi olanını görmedim.”