“Afrika’da bir köy var. Ora yerlileri, timsah dolu derin sulara dizboyu girip balık avlarlar. Yakaladıkları balıkları, trampa için, yakınlarındaki bir başka köye gönderirler. Öbür köydeki tek sanayi kolu tahtadan takma bacak yapımıdır.” Len Deighton

Yüreğimizin sıcağında sakladığımız Prof. Dr. Kurthan Fişek, Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Kürsüsü Asistanı iken ilk kez Siyasal Bilgiler Fakültesi’nce yayınlanan ve baskısı tükenen “Türkiye’de Devlete Karşı Grevlerin Kritik Tahlili” başlıklı çalışmasını, “Türkiye’de Kapitalizmin Gelişmesi ve İşçi Sınıfı” başlığı altında genişleterek hazırlar ve önsöz yerine yukarıdaki alıntıyı kullanır.

Ekonomiden güvenlik konusuna kadar yanlış politikalar ile içinden çıkılmaz bir bunalım yumağı haline gelen günümüz Türkiye’sinde ‘sıfırcı hoca’ Kurthan Fişek’in kitabında önsöz yerine kullandığı alıntı geçerliliğini korumaktan öteye artarak sürmektedir.

Emperyalizmin kuşatması altındaki ülkemizde, yapısal reform dedikleri uygulamalar, liyakatin esasının okunmadığı, bürokrasinin çöktüğü, eğitim sisteminin gerileştiği bir ekosistemde sonuç vermemektedir.

Türkiye ekonomisinin hızla durgunluk içerisinde enflasyon anlamına gelen ‘stogflasyon’a sürüklendiği gözleniyor.

***

Tek adam rejimi ya IMF’li veya IMF’siz bir istikrar programını seçecek ya da gündelik manevralarla işi idare etmeye çalışacak.

Birinci seçenek “sıkı para ve maliye politikaları” anlamına gelecek… Yani yüksek faizle finans kapital tatmin edilirken aynı zamanda çalışanların ve emeklileri satın alma güçleri aşağı çekilecek, kıdem tazminatlarına göz dikilecek, eğitim ve sağlık harcamaları kısılacak…

Yatırımlar ertelenecek, zaten %10’ların üzerindeki işsizlik daha da tırmanacak.

Son 16 yılda dokuz defa çıkarılan vergi affı ile Cengizler, Ağaoğlular, Özdemirler tahta bacak üretenler olacak, memurlar, işçiler, asgari ücretliler balık avı ile hayata tutunmaya çalışacak.

Ne utanmazlıktır ki bu ülkede milli savunma bakanlığı yapan biri kendi askeri için “Askerler şehit olmuyorlar. Bu çocuklar aileleri şehit maaşı alabilsinler diye intihar ediyorlar” diyebilecektir. Atanamayan 42 öğretmenimiz intihar ederken sessiz kalanlar, İstanbul’un fethi için ellerinden geleni yapmaya çalışacaklardır.

***

Ekonominin çıkmaza sürüklendiği, emek ve alınteri ile birlikte ahlak ve manevi değerlerin dışlandığı ülkemizde enflasyon canavarı emeği ile geçinen dar gelirli insanların ekmeğinden ve yaşama umudundan çalmıştır.

Türkiye için 2018 yılı ve 2019 yılının ilk beş ayının özeti “çürüme”dir.

“Her şeyin çok güzel olması” da ya 23 Haziran ile gerçekleşecektir ya da ‘çürüme’, ‘çöküş’e dönüşecektir.