Önce keyif veren bir haber başlığı, gazetemden; “İzmir’in alt yapısı kadın emeği ile örülecek.”

Şöyle devam ediyordu: “İş makinası operatörü ve ağır vasıta şoförü 30 kadın, İZSU bünyesinde işbaşı yaptı. İmkan verildiğinde her işi başarabileceklerini belirten kadınlar Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e teşekkür etti. Büyükşehir Belediyesi Meslek Fabrikası'ndaki eğitim sürecini başarıyla geçen personele sertifikalarını veren Başkan Soyer gurur duyduğunu ifade ederek, 'Artık İzmir’in altyapısında kadın eli, kadın emeği daha fazla olacak' dedi. İZSU Genel Müdürlüğü ve Büyükşehir Belediyesi Meslek Fabrikası'nın iş birliğiyle düzenlenen program kapsamında 30 kadın aday eğitime tabi tutuldu. Milli Eğitim Bakanlığı’nın düzenlediği sınavın ardından C sınıfı sürücü ehliyetlerini almaya hak kazananlar İZSU’da iş makinesi operatörü ve ağır vasıta şoförü olarak işbaşı yaptı. Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, yeni kadın personelin meslek sertifikalarını dağıtarak görevlerinde başarılar diledi. Başkan Soyer, her alanda cinsiyet eşitliği ilkesiyle hareket ettiklerini belirterek, 'Arkadaşlarımız ağır işlerde çalışmaya başlayacaklar. Her biriyle çok iftihar ediyorum. Sadece kendileri için değil, bütün Türkiye’deki genç kadınlar için örnek olacak bir çalışma yapmış oldular. Artık İzmir’in altyapısında kadın eli, kadın emeği daha fazla olacak. Bu nedenle çok mutluyum' diye konuştu.”

8500 yıllık kadim kente, “Kurtuluşun Kuruluşun Şehri” İzmir’e çok yakışmış. Devamını diliyoruz.

***

Sinema ve dizi oyuncusu Demet Evgar da 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü için bakın ne yapmış? Evinde hazırladığı “Ben Kadınım” pankartını İstanbul’da meydana asan Demet Evgar, yaptığı paylaşımda, “Herkes için yaşanabilir adil ve refah bir toplum ancak kadının güçlenmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliği ile kadının güçlenmesi de önce kadının sesinin duyulmasıyla mümkün. #BenKadınım hashtagi ile sen de sesini duyur” ifadelerini kullandı.Kadına şiddete karşı duran Demet Evgar şunları yazdı: #BenKadınım kadınlara yönelik şiddete karşıyım, #BenKadınım öldürülmek istemiyorum, #BenKadınım haklarımın savunucusuyum, #BenKadınım gücümün farkındayım, BenKadınım eşit işe, eşit ücret hakkım, #BenKadınım ihtiyaçlarıma yönelik hizmetlere erişmek istiyorum, #Benkadınım ayrımcılığa uğramak istemiyorum, #BenKadınım FARKINDAYIM, DEĞİŞİYORUM VE DEĞİŞTİRİYORUM.”

***

Bugün 8 Mart Dünya Kadın Emekçiler Günü… Kadınlarımız vuruluyor, kadınlarımız boğazlanıyor. kadınlarımız yakılıyor, kadınlarımız betona gömülüyor. Kadınlarımız öldürülüyor kadınlarımız... İsimler farklı ama vahşet değişmiyor. "Bitsin artık", "Yeter", "Bu son olsun" dedikçe yeni bir cinayet haberleri peş peşe! Kadına yönelik şiddet, günümüzde adeta “kadın kırımı” boyutuna vardı!.. Neticede; "Türkiye'de, kadın olmak zor ama kadın ölmek kolay!.."

****

Yıl 2022. Kadın olmak çok zordur yaşadığımız coğrafyada. Oysa; "Benim doğduğum coğrafyada önce kadınlar uyanır sonra güneş doğar; güneşi kadınlar doğururdu"Ezidi bir ananın sözüydü değil mi? Kadınlarımızın canı tehlikede! Gelecekleri belirsiz... Ama bir bakıyorsunuz; katiller, hırsızlar, tacizciler, tecavüzcüler, dolandırıcılar affa uğruyor(!)

İstanbul Sözleşmesi” feshedildi! "Başa çıkamadıkları, biat ettiremedikleri, boyun eğdiremedikleri, konuşmasına bile tahammül edemedikleri kadınların ağzını yırtarcasına, sözleşmeyi yırtıp atmaya çalışmaları normaldir.”

****

"Kadının görevi anneliktir", "Kadınlar iş aradığından işsizlik yüksek", "Kadın iffetli olacak”, “Herkesin içinde kahkaha atmayacak”, "Hamile kadınlar sokağa çıkmasın", "Tecavüze uğrayan doğursun, gerekirse devlet bakar", “Üniversiteler fuhuş yuvasına döndü" diyenlerin...

Kadına yönelik şiddete ceza indirimi uygulayanların... Kadın-erkek eşitliğini hiçe sayan anlayışın da sorumluluğu yok mudur bu cinayetlerde? İktidar, muhalefetin bu konudaki caydırıcı yaptırımlar ve araştırma isteyen önergelerini reddetmedi mi?

***

Varlığıyla onur duyduğumuz Esin Şenol Hocamız anımsatmış, ABD’li insan hakları savunucusu şarkıcı piyanist Nina Simone'ın o şahane şarkısını: “1963 yılında Alabama'da dua için gittikleri bir baptist kilisesinde ırkçı bir terörist atakta katledilen dört kız çocuğu için bestelediği Dört Kadın (Four Woman) şarkısı. Bu şarkıyı dinleyin, kadınların sesini duyun. Hele böyle öfkesi, isyanı nota olup yürek soğutan kadınları hiç dinlememezlik etmeyin. Nina o şahane sesiyle dört bambaşka hikâye anlatıyor ve diyor ki: ‘Kadınların dünyayı daha iyi anlamak için kapıları açmada büyük rol oynadığını düşünüyorum.’

Zihinsel vasatlığa teslim olmuş bu yerkürenin sakinleri dünyayı daha iyi anlamak istiyor mu? Geçen yıl 8 Mart için paylaştığım kendimden bir alıntıyla bitireyim: Ayrımcılığın aşısı eğitim, çare biziz.”

Özgürlük her kadının hakkı, kadına saygı herkesin mecburiyeti; kadına şiddet bir insanlık suçudur!..