Okuduğunuz bu satırları 2020 yılının son gününde kaleme aldım. Tüm dünyaca, nereden çıktığına bir türlü akıl ve mantık erdiremediğimiz, onlarca garip, ilginç, olağanüstü gelişmenin yaşandığı, zannımca sadece uzaylı yaratıkların dünyamıza gelmediği yıl var ya; hah işte o 2020’nin son gününde…

Ama bu yazımda, sizleri 2020 yılının garabeti ile üzecek değilim. Bilakis, futboldan farklı bir konuyu gündeme getirip, biraz da gülümsetebilirsem ne mutlu bana…

Öyleyse buyurun;

Briç diye bir spor var; 52 adetten oluşan bir deste iskambil kâğıdı ve dört oyuncu ile oynanan bir oyun… Ama öyle sıradan bir kâğıt oyunu değil elbet ki! Dedim ya spor diye… Federasyonu bile var; Türkiye Briç Federasyonu. Hakemleri, statüsü, oyun kuralları ve farklı turnuvalarıyla tam bir camia aslında. Federasyonun başında da kim var biliyor musunuz?

İzmir’den, hepimize çok aşina bir isim var; Nafiz Zorlu…

Nafiz Zorlu ismini, özellikle futbolseverler, Altay Spor Kulübünün başkanlık görevini üç farklı dönemde üstenmesinden ve farklı zamanlarda, yönetim kurullarında görev yapmasından hemen bileceklerdir. Ayrıca iş dünyasının da bilinen isimlerindendir Nafiz Zorlu ve iyi de bir İzmirlidir kendisi… Şu an federasyon başkanlığını üstlendiği briç sporunun da vazgeçilmez bir sporcusu olmuştur yıllarca... Hatta milli sporcumuz olarak ülkemizi temsil de etmiştir.

Sayın Zorlu, briç sporu ile ilgili olarak, Emre Yaykın’ın “Sorularda Briç” adlı kitabının “İlk Söz” bölümünde briç sporunu bakın nasıl betimlemiş:

“Briç, 37 yıl önce tanıştığım büyük aşkım…

Dünyanın en çekici, en çok değişkeni olan, ortakla birlikte düşünmenin önemli olduğu, ülkemizde de dünyada olduğu gibi resmen spor olarak kabul görmüş, bir zekâ ve düşünce oyunu. Briçte neler var; En belirgin ve çarpıcı temel başlıklar;

1) Briç mantıktır, muhakemedir,

2) Briç analitik düşüncedir,

3) Briç matematiktir, istatistiktir,

4) Briç stratejik planlamadır,

5) Briç empatidir, iletişimdir.”

Okuduğunuz üzere, briç sporu aslında, öyle sanıyorum ki, toplumumuzun en fazla ihtiyaç duyduğu şeyleri bizlere vadediyor. Mantık, muhakeme ve analitik düşünce bile yalnız başlarına yeter de artar bile… Bu melekelere sahip bir insan, sağlıklı düşünür ve ömrünce genç bir beyne sahip olur.

2021 planlarımıza briç sporunu da ekleyelim bence ve 2020’den 2021 yılına geçiş ile devam edelim;

İskambil destesiyle oynanan ama elbet ki spor olmayan bir oyun daha var; Blackjack, nam-ı diğer 21… Memleketimde, bu 21 oyunu ile ilgili olarak çokça anlatılan bir rivayet var;

Hikâyeye göre, bir genç, kendisini, bahsini ettiğim bu 21 oyununa kaptırmış. Sürekli olarak oyun salonuna ya da her nereyse bunun oynandığı yer, oraya gider, 21 oynarmış. Ama şansı da bir türlü yaver gitmezmiş. Bu sebeple de, elde, avuçta ne var, ne yok kaptırmış. Ev, araba, mal, mülk derken annesi bir gün dayanamamış;

Oğul, oğul, yeter artık, elde, avuçta koymadın. Bırak bu 21’i… 21 evimizi yıktı!

Anacığım, keşke 21 olsa! 20 evimizi yıktı, 20!

2020 gerçekten kimimizin evini yıktı, kimimizin sağlığını bozdu, kimimizin hayatını alt üst etti. Ciddi kayıplar da verdik canlarımızdan… 2021 yılının adı gibi Blackjack yılı olmasını ve herkesi hem sağlık yönünden, hem de maddi açıdan zengin etmesini diliyor, karanlığın ardımızda kaldığını umut ederek, esenlikler diliyorum.

Dipnot; “Önce oyunun kurallarını öğrenmelisin, sonra da herkesten iyi oynamayı.” Einstein.