Çabuk unutmak da bir özellik…
Bir hatırlayalım…
Bütünşehir yasası 2012'de geçti.
İl özel idareleri ve köy tüzel kişilikleri ortadan kaldırıldı.
Kısaca görevleri; halkın yereldeki kamu hizmetlerini görmeleriydi.
İl Genel Meclisi ve İl Daimi Encümeni de karar organıydı.
Bunların hepsini de sen seçiyordun, seçmen bey, seçmen hanım…
Demokrasinin ve yerele inen dalların en güzel örneğiydi.
Şimdi yok…
Bu kanunla 1023 belediye 16 bin 82 köyün tüzel kişilikleri yok oldu.
Demokrasi meyvesi yönetim şekillerinden biri vefat etti.


bir-daha-dusun-1Şimdi…
16 Nisan’da olası evet sonucu sonrasında;
Kısacık bir KHK ile,
Ya da Başkanlık kararıyla,
Büyükşehir belediyelerinin kaldırılması,
Her kentin tek başına belediye olarak kalması kararı çıkamaz mı?
Yani İlçe Belediye Başkanları belki de son kez seçilmiş başkanlardır;
Olamaz mı?
Böylelikle Büyükşehir şemsiyesi altında sıkışan muhalif sesler bir anda kısılmaz mı?
Misal, İstanbul,
Beşiktaş Belediyesi, Kadıköy Belediyesi,
Ankara’da Çankaya…
Bir anda, senin seçtiğin meclisleriyle birlikte yok olmaz mı?
Böylelikle başkanlık makamı bir telefonla işini ilçe kaymakamına çözdürmez mi?
Bunun adına da;
“Gereksizdi” denilip geçilmez mi?
“Hatta tasarruf bile oldu" diye eklenmez mi?
Sevin ilçe belediye başkanlarını, okşayın…
Son seçimleri olabilir…
Elinden il özel idareleri,
Meclisleri, muhtarlıkları alındığında ses çıkarmayan,
Buna da ses çıkarmayacaktır…
Bu kabus evet…
Kimi kabuslar çıkıverir mazallah…
Ne kabuslar gördük, gerçek olmadı mı?
Çok mu mantıksız?
Başkan dedi böyle oldu?
Olamaz mı?
Var bi kötü huyum… Kabuslarım çıkar benim…
Var sen bir daha düşün…

***

PAYİTAHT ABDÜLHAMİT…

payitaht-abdulhamit4500 tane oyuncu oynayacak.
Nereden ne talimat geldiyse,
Yapım şirketi motor gibi çalışıyor.
Sosyal medyada destek reklamları çıkmaya başladı.
Edilen küfürleri saymak isteyen oradan bakabilir.
Ülkenin bu konumunda, bu durumunda, bu gaz bu hız pes doğrusu.
Biliyorsun.
Her elektrik faturasının yüzde 2'sini TRT'ye ödüyorsun…
İster solcu ol, ister sağcı, fark etmiyor…
Abdülhamit amcayı, şimdi birilerinin gözüyle tanıyacağız.
Kendisine bayılıp, Osmanlı’yı çok seveceğiz (!)

"TAK TAK" TEPKİSİ

tak-tak-tepkisiHayatımda vicdanımdan başka hiçbir şeyden korkmadım.
Hele işten atılmaktan falan hiç…
Baykuşun kısmeti ayağına gelir.
Gerisi de vız gelir.
Amma vicdanım der ki;
Geçen hafta belediye otobüslerine takılan bisiklet aparatıyla ilgili yazdım.
İnanın bana bisikletçi arkadaşları kırmak falan aklımın ucundan geçmedi.
Zaten durup dururken bisiklet severleri kırmak da neyin nesi.
Asla düşünmedim. Aklımın ucundan bile geçmedi.
Durum Büyükşehir Belediyesi’nin plansız, programsız göstermelik işlerini anlatmak idi.
Bin 500 otobüsün 60’ına takılmış bu aparatlar öğrendim.
Doğrusu gazetecileri toplayıp, fotoğraflar çektirdikleri İzmir kayıkları sürekli aklımda.
Paralar harcandı, şovlar yapıldı, şimdi ortada yoklar.
Demek istediğim, kadük kalmasın. Göstermelik işler olmasın makyaj yapılmasındı.
Hem de sadece bisiklet değil, her konuda.
Yerinde ve dozunda, tadında eleştiri yapan güzel bisikletçi kardeşlerim alınganlık göstermişler.
Kalp kırmak bize yakışmaz…
Yanlış anlaşılmışız… Hemen düzeltiriz.
Bu arada, bunun da devamlılığını takip edeceğim.
Hem sizin için, hem kendim için.
İzmir kayıklarına benzemesin…

***

BU KADARI OLMAZ

ibrahim-yazici-fazil-say-sbBu sözü Ak Parti’nin içinden insanlar söyledi.
KHK ile yüzlerce bilim adamının, sanatçının ilişkisi kesildi.
Bunların arasında “Yetmez ama evet”çiler var.
Bunların arasında aydın insanlar var.
En çok üzüldüğümde orkestra şefi müzisyen İbrahim Yazıcı.
Tek işi senfoni. Müzik, sanat.
Dert, bu kişinin Nazım Hikmet orotoryosu ise.
Dert bu kişinin Fazıl Say ile yurt dışı ve içinde bir çok sanat eserine imza atmasıysa.
Gerçekten çok ayıp.
Bu kadar olmaz ama.
Liste derhal gözden geçmeli.

***

DELİ ZİYA; Dilber Ay bile tavukları pişirip hacıyı çarşıya gönderiyor… Bende hala tık yok aga…