Kültürümüzün ayrılmaz bir parçasıdır 'beş çayı'... Sohbetlerin vazgeçilmesi için çay, tek başına içilmez. Mutlaka ona, birbirinden güzel ikramlar eşlik eder. Çayınız demlendiyse, kekler börekler hazırsa buyrun yazımızı okumaya

Komşu çatlatan kekler, el açması börekler, pişiler; kısır, mercimekli köfte… Ustaca süslenmiş meyveli pastalar, tartlar, turtalar… Tam kıvamında pişmiş iştah kabartan çatlak kurabiyeler, simitler, çörekler… Özellikle uzun yaz günlerinde ikindi vakti çay keyfi yapma vaktidir. Ama çay öyle tek başına içilmez, yanında muhakkak tatlı-tuzlu birkaç çeşit hamur işi ya da kısır, mercimek köftesi gibi meze tarzı ikram olur. Çabuk tarafından bir kek çırpılır, çay demlenene kadar pişer. Ya da hemen fırından hazır ekmek hamuru alınır yağda kızartılır ve pişiler çaya yetişir.

Çay saati dediğinizde özellikle uzun yaz günlerinde “ikindi vakti” çay vaktidir. Çayla birlikte de atıştırma vaktidir. Saat 4 – 5 arasında çay demlenir bir yandan da çay sofrası bir ziyafet sofrasına dönüşür adeta... Yazlıkta, bahçede, balkonda komşularla, eş-dost, arkadaşlarla bir araya gelinecek ise öyle 3-4 çeşitle de bitmez çay sofrası. Mutfak kültürümüz o kadar zengin ve öylesine çok hamur işimiz var ki... Yöre yöre, bölge bölge çayın eşlikçileri farklılık gösterse de susamlı simitler, el açması börekler, pişiler pek değişmez. Geleneksel hamur işlerimiz olan böreklere, yöresel tariflere; alafranga dediğimiz tarzda tarifleri Avrupa’dan gelen keklere, turtalara kendi yaratıcılığımızı da ekleyerek tatlı-tuzlu çeşitler hazırlanır.

Çay demlemek sanattır

Çayınız taze ve kaliteli olmalı. Demliğiniz porselen, cam veya emaye, suyunuz yumuşak su olmalı. Bunlar bir araya geldiğinde iyi bir çay demlemek için koşullar uygun demektir. Çaydanlığa suyunuzu doldurup ocağa koydunuz. Üzerindeki demliğin içine 6 bardak çay için 2 çorba kaşığı iyi kalite kuru siyah çay koydunuz. Su kaynarken demlikteki çay nemlenmiş olur. Suyu uzun uzun kaynatmadan ocaktan alıp fokurdaması durduktan sonra ( çayı haşlamamak için) demliğe boşaltıyorsunuz. Ağzına kadar asla doldurmayın. Çay demlenirken suyu çektikçe şişer ve önce yukarıya doğru yükselir, kabarır. Demini verdikçe aşağıya çöker. Kabarma esnasında fazla doldurulan demlik genellikle taşar. Alttaki çaydanlığa su ilave edip eksilen suyu tamamlıyorsunuz ve kısık ateşte hem suyu kaynamaya bırakıp hem de çayın demlenmesi için gerekli süreyi bekliyorsunuz. 20 dakika yeterli. İdeal demlenme süresi 20 dakika ve demlenmiş çay 30 dakika içinde de içilmeli. Çayı taze tüketmek lezzeti ve rengi bakımından önemli. Çünkü 30 – 45 dakikadan sonra çayın tadı buruklaşmaya, rengi bulanıklaşmaya başlar. Bardakta poşet çay demleyip içerken de kaynar suyu bardağa boşalttıktan sonra içine poşeti salmanızı ve 4-5 dakika kadar bekletip poşeti içinden sıkmadan alıp içmenizi tavsiye ederim. Bir tavsiye de şekerle ilgili. Mümkünse çayınızı şekersiz veya çok az şekerli için ki çayın kendi tadını alın.

Geç tanıştık ama tiryakisi olduk

Çay 98 sene önce gelmiş ülkemize. Bu mis kokulu yeşil yaprağın keyfe dönüşmesi hiç de zor olmamış. Dünyada sudan sonra en fazla içilen ve içme alışkanlığı yıllar geçtikçe daha da artan bir içecek olan çay bitkisi dünyada 5 bin yıllık bir geçmişe sahip.

Çayın Türkiye’deki hikayesi 1787 tarihinde Japonya’dan getirilen çay tohumlarının ekilmesiyle başlıyor. Bursa civarında gerçekleşen ilk çay ekim çalışmaları, iklim şartlarının olumsuzluğu nedeniyle başarısız oluyor. Daha sonra ilk başarılı girişim, Prof. Ali Rıza Erteş’in 1919 yılındaki bilimsel denemeleri onucunda 1924 yılında Zihni Derin tarafından Rize’nin Müftü Mahallesi’ndeki bir bahçede 20 kilo mahsul elde edilmesiyle başlıyor. 16 Şubat 1924 tarihinde Rize’de çay yetiştirilmesi için meclisten onay alıyor ve günümüz çay üretiminin temelleri bu şekilde atılıyor. Türkiye’nin çayına kavuştuğu bu son 90 yıllık kesite baktığımızda bazı önemli tarihler çıkıyor karşımıza: Rize’de gerçekleşen ilk elle üretim 1937, ilk imalat atölyesi 1939, ilk imalat fabrikası 1947, ithalat yasağı kanunu 1963, çayın özel sektöre açılması 1985 ve çayda ikinci hayat projesi 2005. Dünyayla kıyasladığımızda, geç bir buluşma olmasına rağmen, Türk insanının, çayı geliştirerek günün her saatine, her mekana hızla taşıdığını görüyoruz. Sabahtan itibaren günün geç saatlerine kadar çay her an her yerde.

SEBZELİ YAZ BÖREĞİ

Gerekli malzeme:
1 küçük kabak

1 küçük kuru soğan

1 küçük patlıcan

1 çay bardağı bezelye

Yarım demet dereotu

3 çorba kaşığı sıvıyağ
5-6 adet çeri domates

2 adet yufka

1 yumurta

1 kahve fincanı süt

2 çorba kaşığı yoğurt

1 çorba kaşığı un, tuz

* Patlıcan ve kabağı dilimleyin. Soğanı yemeklik doğrayın.

* Sıvıyağı tavada ısıtıp hazırladığınız sebzeleri ilave edin. Bezelyeleri ekleyip biraz tuz serpin ve pişinceye kadar sote edin. Soğumaya bırakın.

* Bir tart kalıbını yağlayıp yufkanın birini serin. Kenarları dışarıda kalsın. Üzerini fırçayla yağlayıp diğer yufkayı parçalar halinde buruşturarak yerleştirin. Sebzeleri üzerine doldurun.

* Yumurtanın sarısını ayırın. Beyazını, süt, un, yoğurt ile çırpın. Çok az tuz ekleyin. Karışımı sebzelerin üzerine döküp ikiye kesilmiş çeri domatesleri ters kapatarak sebzelerin üzerine yerleştirin.

* Yufkanın kenarlarını içe doğru kıvırın. Yumurta sarısını fırçayla yufkanın üzerine sürün. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında 15-20 dk kadar pişirin.

AĞZI AÇIK BÖREĞİ

Hamur için:

2.5 su bardağı un

1 yumurta, 2 kaşık yoğurt

Yarım çay bardağı su, Tuz

İç malzeme:

200 gr kıyma, 1 kuru soğan

1 yumurta

Tuz, karabiber, kırmızı toz biber

Kızartmak için: Zeytinyağı

Unu bir kaba alıp 1 yumurta, 2 kaşık yoğurt, tuz ve yarım çay bardağı kadar su ilave ederek yoğurun. Ele yapışmayan kulak memesi kıvamında bir hamur yapın. Üzerini örtüp 30 dk kadar dinlendirin.

Soğanı incecik doğrayıp 1 kaşık yağda kısık ateşte pişirin. Kıyma, soğan, yumurta, tuz, karabiber ve biraz kırmızı toz biber ilave edip karıştırın.

Hamuru eşit boyda 8-10 parçaya bölün. Her birini tatlı tabağı boyunda merdane ile açın. İç malzemeyi hamurların ortalarına paylaştırın. Kenarlarında 1’er cm boşluk bırakarak iç malzemeyi ortalarına yayın. Kenar boşluklarına parmak ucuyla su sürün. Hamurun kenarlarını pide kenarı kapatır gibi minik pileler yaparak kapatın.

Geniş bir tavada zeytinyağını kızdırıp böreklerin önce açık yüzünü (yani kıymalı tarafını) tavaya koyun. Kenarların kızardığını görünce böreklerinizi çevirip pişirmeye devam edin. Kağıt havlu üzerine çıkarın. Sıcak olarak servis yapın.

ELMALI KEK

Gerekli malzeme:
3 yumurta
1 su bardağı toz şeker

1 su bardağı yoğurt

Yarım su bardağı eritilmiş margarin

Yarım su bardağı sıvıyağ

3su bardağı un

1 paket kabartma tozu

1 paket vanilya

2 kırmızı elma

Yumurtaları toz şekerle birlikte 3 dakika mikserle çırpın. Yoğurt, margarin ve sıvıyağı ilave edip karıştırın. Un, kabartma tozu ve vanilyayı ilave edip kaşıkla karıştırarak pürüzsüz kek hamuru kıvamına getirin. Fırını 180 dereceye ayarlayın. Elmaları soyup ikiye kesin ve çekirdekli kısımlarını ayıklayıp ince dilimler halinde doğrayın. Kek hamurunun üçte birini 20 cm çapında yağlanmış kek tepsisine boşaltın. Üzerine elma dilimlerinin bir kısmını aralıklarla yerleştirin. Üzerine kalan hamurun yarısını boşaltıp kalan elma dilimlerini dizin ve kalan hamuru döküp önceden ısıtılmış 180 derece fırında 30-35 dakika pişirin. Soğuyana kadar bekletip kalıptan çıkarın ve dilimleyerek servis yapın.

DAMLA ÇİKOLATALI KURABİYE

Gerekli malzeme:
200 gr un (2.5 çay bardağı)

50 gr esmer şeker (Yarım çay baradğı)

40 gr toz şeker (2 çorba kaşığı dolusu)

90 gr margarin

1 küçük yumurta

Yarım paket kabartma tozu

1 paket vanilya

2 çorba kaşığı dolusu damla çikolata

Unu bir kaba alıp ortasını açın. Oda sıcaklığında yumuşamış margarin, şekerler, vanilya, yumurta ve kabartma tozunu ilave edip elinizle yoğurun. Hamur toplandığı anda yoğurmayı bırakıp sterçe sarın ve buzdolabında 20 dakika bekletin.

Fırını 180 dereceye ayarlayıp ısıtın. Hamurdan ceviz kadar parçalar koparıp yuvarlayın. Hafifçe yassıltıp yağlı kağıt serilmiş tepsiye aralıklarla dizin. 180 derece fırında 10-12 dakika kadar pişirin. Hafiften renk almaya başladığında fırından alıp soğumaya bırakın.

DEREOTLU KABAKLI KEK

Gerekli malzeme:

2 adet orta boy taze kabak

Yarım demet dereotu, kıyılmış

1 su bardağı zeytinyağı

3 yumurta

1 su bardağı yoğurt

1 çay fincanı rendelenmiş kaşar peyniri

2,5-3 su bardağı un

1 tatlı kaşığı tuz

1 paket kabartma tozu

1 tutam kuru nane

Fırını 180 dereceye ayarlayın.

Kabakları yıkayıp kurulayın ve soymadan kabuğu ile birlikte rendeleyin.

Yumurtaları çırparak kabartın. Yoğurt, zeytinyağı ve peyniri karıştırın. Rendelenmiş kabak, nane ve kıyılmış dereotunu karışıma ekleyin. Un, tuz ve kabartma tozunu ilave edip kek hamuru kıvamını alacak şekilde tahta kaşıkla aynı yöne karıştırın.

Kek kalıbını veya 20-22 cm çapında bir tepsiyi yağlayıp hamuru boşaltın. Önceden ısıtılmış 180 dereceye ayarlı fırında 30-35 dakika kadar pişirin. Yeterince soğumadan kalıptan çıkarmayın. Dilimleyerek ılık veya soğuk olarak servis yapın.