Dünyadan uzak deryaya yakın ve deryadan uzak dünyaya yakın coğrafyalara dağılmış yeryüzü sakinlerinin ve Göztepelilerin ömründen 14 gün daha geçer iken tam 45 sezon sonra şehr-i memleket İzmir’i üst üste beş sezon ülkenin en üst fitbol liginde temsil etmenin ardından küme düşen gözümüzün bebeği Göztepe… Ligdeki 8. maçında Tuzlaspor’a kötü bir oyun ve gereksiz bir kırmızı kartla, 0-2 mağlup olarak, küme düşme hattına iyice yaklaştı.

***

Mevcut Göztepe Başkanı Rasmus Ankersen’in hafta içindeki, taraftarın çoğunun, “Bu sene üst lige çıkma iddiamız yok…” olarak anladığı konuşmalarının ardından takım, mesajı net olarak almış gözüktü. Oldukça etkisiz bir oyunun ardından 8 maçta 8 puanda kaldı. Rasmus Ankersen ve Dragan Solak’ın anlamaları gereken gerçekler… 1) Danimarka ve İngiltere’de tutan bir algoritmanın Türkiye’de tutmasını beklemek birazdan çok daha fazla iyimserlik gerektiriyor… 2) Bu ligde çıkmaya oynamıyorsanız düşmemeye oynarsınız. Ve acılı tecrübelerle öğrenilmiş tarihi gerçek… Düşmemeye oynamak oldukça sıkça düşme ile sonuçlanıyor Göztepe denkleminde…

***

Göztepe’nin ve Southampton’ın durumuna baktığımızda Sport Republic dillere destan algoritmaları “Takımımız ligden düşmeyecek kadar nefes alsın yeter konseptine mi ayarlı?” sorusu geliyor akla…Endişe verici…

***

Bütün bu olan biten ve son 23 maçtaki 2 galibiyetin ve bu sezon 8 maçtaki 2 galibiyetin ardından… Göztepe ile taraftar arasındaki bağ da olumsuz etkilenmeye başladı. Ki iç saha hüsranları devam ettikçe eleştirilerin dozu iyice artacaktır. Ve sonuç geçen sezona benzer olmaya doğru emin adımlar ile gidiyor…

***

Bu lig, ilk golü atanın çok avantajlı hale geldiği bir lig… Ayrıca üst ligde olduğu gibi bu ligde de bir puan hiç puandan kıymetli. Yenemiyorsan yenilmemek anlamsız/gereksiz kırmız/sarıı kart görmemek ve de saçma sapan penaltı vermemek kritik.

***

Bu maç ilk 11’de Yasin öztekin’in olmaması çok yadırgandı. Evet Yasin en formda döneminde değil ki öyle olsaydı muhtemelen şu an burada olmazdı…. Buna karşı Yasin Öztekin olmadığında, Göztepe’de kaleye doğru gidebilen fazla kimse kalmıyor geriye… Evet kondisyonu tam maçı çıkaramıyor izleniminde, ama zaten tam maçı çıkarabilir gözüken fazla kimse yok… Kvasina… Santrafor olarak şu ana kadar beklenenin çok altında kaldı. Ve bu lig ortalamalarına göre ağır gözüküyor. Ajdın Hasic’e gelirsek…Tuzlaspor maçında -sabrı yeterliyse- oyundaki ilk dakikasından son dakikaya kadar izlemesini öneriyorum. Ne yazık ki geçmişte sergilediği kalitenin çok çok altında… Ve kendine acilen gelmezse kariyer merdivenlerinden paldır küldür düşmeye doğru emin adımlarla gidiyor gözüküyor. David Tijanic’e de bir söz etmek gerekirse… Takıma verebileceği katkının çok altında… Buradan başka bir ülkeye gitmek gibi bir niyeti varsa da, “Bu haliyle kendisi kendisini alır mı?” sorusunu sormak istiyorum.

***

Bir not tüm Göztepeli oyunculara… Mevcut Göztepe kadrosu şu an elindeki ilk 11 oyuncularından birini bile kaybetse yerine koyacak yeterli donanımı olmadığı için, çok zorlanıyor. Bu sebeple topçuların gereksiz kırmızı sarı kart görmeden maç geçirmeleri, bu maçta Emre Çolak’ın yaptığı gibi taraftarların anlamakta çok zorluk çekeceği eylemlerden kesinlikle uzak kalmaları gerekiyor.

***

Bir notum da cefakeş Göztepe taraftarına… Biliyorum ki… Sabır sabır, nereye kadar… Ama kahredici gerçek şu ki bu takımın şu haliyle… Taraftarın ciddi desteği olmaması durumunda ligde kalması oldukça zor gözüküyor.

***

VelhasıI-ı kelam… Türkiye’nin ilk yabancı fitbol yatırımcısı Dragan Solak fonunun ünlü algoritmalarıyla… Türkiye’deki ilk yabancı kulüp başkanı Rasmus Ankersen’in ve ekibinin yaptığı ısrarla belirtilen bu transferlerle Göztepe, 8 maçta 2 galibiyet alabildi. Maç başı 1 puanın altı şu an ortalama. Ki bütün dünya biliyor ki maç başı <1 puan ligden düşme temposudur. Umarım ki bu “ilk” sıfatlarıyla ve algortimalarıyla takımı düşürmezler… Dilerim ki Göztepe 19-20 puan seviyelerini bulabilir devre bitmeden… Yoksa düşme konusunda oldukça iddialı hale gelinecektir. Takımın kendine gelebilmesi için pek çok taraftarın önerisi, yüce halkımızın deyimiyle, “altı okka” bir teknik direktör getirilmesi. Mevcut Atina demokrasisi izlenimi veren çoklu teknik yönetim pek işe yaramış gözükmüyor.