Gazeteler… Gazeteciler… Yani Basın

Toplumların olmazlarıdır. Çünkü; Basın demokrasiyi büyütür…

Ama gelin görün ki, yerelden ulusala kadar “basın özgürlüğünde“ 99. sıradan , 153. sıraya düşmüşüz! Başta benim üyesi olmaktan gurur duyduğum İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) ve de basın kuruluşları düzenledikleri panellerde bunu acı bir gerçek olarak ortaya koydular… Muhalefet partileri bu gereceği dile getirmelerine rağmen maalesef Meclis’te kimin eli, kimin cebinde belli değil; kimileri de adeta “üç maymunu” oynuyor!

Son olarak görüştüğüm İzmir Milletvekili, değerli meslektaşım Atila Sertel de üstüne basa basa, “Kimsenin şüphesi olmasın, basın demokrasiyi büyütecektir” dedi.

***

10 Kasım Çarşamba günü hayatını vatanın bağımsızlığına adayan, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, ilk Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ölümünün 83. yıldönümünde saygı ve hasretle andık. O gün, konuşulan konuların başında “Cumhuriyet ve Demokrasi” geldi.

Bu soruya yine Atatürk’ün ağzından özetle şu cevapları verildi: “Demokrasi esasında bireyseldir. Bu nitelik vatandaşın egemenliğe insan sıfatıyla katılmasıdır. Demokrasi memleket aşkıdır.”, “Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemiyle devlet şekli demektir.”

Sonuç; Basın demokrasiyi büyütür…

***

Bu arada "İzmir Şehir Fotoğrafçıları" grubu kurucularından olan Cumhuriyet ve Demokrasi aşkı ile yetişen öğrencilerimden Ahmet Tezer’le de uzun uzun sohbet etme fırsatım oldu. 1961 İzmir doğumlu evli ve iki kızı bulunan Ahmet Tezer, Kahramanlar İlkokulu'ndan sonra Alsancak Ortaokulu, Namık Kemal Lisesi, AÜ İktisat Fakültesi, AÖF Medya ve İletişim, AÖF Fotoğrafçılık ve Kameramanlık bölümlerinden mezun olmuş. Şimdi de AÜ Tarih Fakültesi'nde öğrenimini sürdürüyormuş…

Bilişim, otomotiv ve motosiklet firmalarında yöneticilik yapmış. 12 yıl kendi kurduğu danışmanlık ve hizmet firmasında özel ve resmi kuruluşlara destek vermiş. Türkiye Bilişim Derneği ve mesleğiyle ilgili derneklere üye olan Ahmet’in en önemli hobisi fotoğraf çekmek, kitap okumak, kaliteli film seyretmek ve müzik dinlemekmiş.

Şehir Fotoğrafçılığı Grubu’nda neler yaptığını merak ettim. “O benim yaşam parçam. Fakülte eğitimini aldığım fotoğrafçılık mesleğinde, İzmir’e olan vefa borcumu ödemek, İzmir’in tarihini zamandan ileriye almak amacı ile sosyal medyada ‘İzmir Şehir Fotoğrafçıları’ grubunu kurdum. İzmir’i yaşadığım zaman diliminde grup arkadaşlarım ile fotoğraf kadrajında saklayıp ileri kuşaklara iletmek istiyoruz” dedi.

Şehir, insan ve sokak fotoğrafçılığını çok seven Ahmet Tezer, İzmir’in ve İstanbul’un sokak aralarını, tarihin izlerini, insanlarını fotoğraf karelerine sığdırıyor ve bunları yurtdışı ve içi platformlarda sergiliyormuş. Stok sitelerinde fotoğrafları satılıyormuş. Özel ilgi alanlarından biri olan tarih üzerine çalışmaları devam eden Ahmet Tezer’in ulusal bir gazeteden 2012 yılında aldığı “En Bilge Forum” ödülü ile bir motorlu araçlar firmasına yaptığı çalışmadan dolayı “Marka Geliştirme Ödülü” bulunuyor.

Yaptığı gezilerde özellikle Türkiye’de Kapadokya bölgesi ve İstanbul’un tarihi ve doğal mekanları geçmişin izlerini takip etmek ona büyük heyecan veriyormuş. Nitekim 8 bin yıllık geçmişi olan İzmir ve çevresini Dünya ve Türkiye’de ayrıntılarıyla tanımayan insanlara aktarmaya çalışan Ahmet Tezer’i yurtdışında İsviçre’nin doğası, Taiwan’da ise yerel, tarihi mekanları çok etkilemiş. Nitekim bu fotoğraflardan bilinmeyen gerçekleri konusunu da şöyle anlattı: “İleride internet ortamında hayata geçirmeyi düşündüğüm “tarih üzerine” sayfamda anlatmaya çalışacağım. Sayın Ara Güler fotoğraflarıyla Kayıp Kent Aphrodisias Antik Kenti’ni gün yüzüne çıkarmış, dünya mirasına eklenmesine neden olmuştur. Ayrıca Ağrı Dağı’nda olduğu iddia edilen NUH’un Gemisi'nin aslında Cudi Dağı’nda olduğunu fotoğraflarıyla dünyaya lanse etmiş. Doğru bilinen bir yanlış düzeltilmiştir. Neden bizler de bunun benzerlerini hayata geçirmeyelim? Belki de vardır! Zamana bırakmak istiyorum.”

Çocuklara yardım amacı ile düzenlenen bir karma fotoğraf sergisinde bağışladığı fotoğrafında katkısı ile S.B.Ü. Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Onkoloji Servisi'ne iki adet solunum cihazı ve köy okullarında okuyan ihtiyaç sahibi çocuklara giyim malzemesi alınmış. Bu da işin keyifli tarafı imiş.

Yaptığı, bir makine al, deklanşöre bas işi değil, eğitim gerektiren bir konu imiş. Son sözü de şu Ahmet Tezer’in: “Fotoğrafçılık, bakış açınızı değiştirir. Estetik kazandırır. Anı yakalar ve zamanı dondurur. Geçmiş ile gelecek arasında bağlantı kurar. İnsanları, şehirleri, doğayı bugün var olan haliyle ileriye taşır. Siz de bu görevin bir parçası olmak istiyorsanız, en azından temel bir eğitim almanız, bakış açınızı geliştirmeniz gerekiyor.”