Seviyor, seviliyor ya da aşıksanız; O’na en güzel armağan nedir biliyor musunuz?

Dini ve milli bayramlar ve resmi tatil olarak kutladığımız özel günler dışında bazı yerleşmiş, geleneksel hale gelmiş tarihler var ki, çoğumuz onları da bir “bayram” havasında kutluyoruz.

31 Ocak yılbaşı, anne ve babalar günü, öğretmenler, kadınlar günü gibi. Aslında Google Amca’ya danışırsanız, neredeyse yılın her günü ‘bir özel gün kutlaması var’ yanıtını alırsınız. Ama 14 Şubat, yılbaşı, anne ve babalar günü gibi önemli ve çok “özel” bir gün; Sevgililer Günü’dür.

Ne yazık ki başta Sevgililer Günü olmak üzere bu günler amaçlarından koparılmış, küresel sermaye tarafından “alışveriş çılgınlığı”na dönüştürülmüştür. Böyle yazıyorum da, sanki benim bu tuzağa düşmediğimi mi sanıyorsunuz?

Oooooo, bu yaşıma kadar bu güzel gün kutlamalarına ne kadar harcadığımı ne siz sorun ne de ben söyleyeyim!

Ama bu yıl kararlıyım…

Sevgili karım Meltem’e, günlerdir yüzlerce metin arasında arayıp tarayıp seçtiğim bir şairin karısına yazdığı bir paragraflık metni, dolma kalemle özene-bezene yazarak “Sevgililer Günü” armağanı olarak vereceğim.

Lütfen siz de öyle yapın! Dünya para verip, çiçek alacaksınız, iki gün sonra solacak, çöpe atılacak. Pırlanta yüzük-kolye-takı-tuku deseniz en ucuzu ve sıradan olanı 2-3 bin lira. Bu sıkıntılı günlerde değmez. Ama el yazınızla kağıda dökülmüş duygular, inanın ki sevgiliniz, aşık olduğunuz kişi tarafından bir ömür “pamuklara sarılıp-sarmalanıp” saklanacaktır.

Çekinmeyin, benden beğenirseniz paylaşacağım yazıyı kopya çekebilirsiniz (çünkü ben de çektim). Bana mutluluğu-huzuru-sevgiyi, aşkı, fedakarlığı, ilk günden beri kesintisiz ve bedelsiz olarak sunan Meltem’ime yazacağım satırlar şöyle, buyrun okuyalım:

"Düşünüyorum da aşk sözcüğünü de biraz eksik buluyorum şu senlen ben arasındaki ilişkiye. Daha büyük, daha sağlam bizimki. Aşk onun içinde sadece bir kısım galiba. Ötesinde aşkla birlikte, ama yer yer, zaman zaman onu aşan başka duygular, başka baş dönmeleri de var bizde. 

Seni seviyorum ve senin için her şeyim.

Beni seviyorsun ve benim için her şeysin. Acaba Mecnun, Leyla'yı elde edip onunla evlenseydi, Ferhat, Şirin'e kavuşsaydı, aradan bu kadar yıl geçtikten sonra bizim birbirimize olduğumuz gibi tutkun olabilir miydi?

Yangın olabilir miydi?

Sen ne dersin buna?”

*

Devam;

“Biz sadece birleşmiş değil, aynı zamanda kaynaşmış, hâl-hamur olmuş, güç olmuş, göz olmuş kimseleriz. Sen ve ben yok. Sen-ben var. Ne olur ha!.. Bil bunu…”

Bu okuduğunuz "aşk mektubu parçacıkları"nı Cemal Süreya, ikinci eşi Zuhal Tekkanat'a yazmış. Cemal Süreya, el yazısıyla kaleme aldığı bu mektubu, Zühal Hanım’ın felç geçirmeye kadar varacak çok ciddi bir ameliyata girmeden önce eline tutuşturmuş…

*****

Sevgililer Günü (Valentines Day):

Neden 14 Şubat günü kutlanıyor?

14 Şubat'ın kökeni çok ama çok eski. Peki takvimlerdeki bu en tutkulu günün kökeni hakkında ne biliyoruz? Kimi tarihçilere göre; köklerini Roma döneminde Lupercalia adı verilen ve üç gün süren bir festivalden aldığı düşünülüyor. Doğurganlık tanrısının şerefine gerçekleşen festival, Şubat ayının ortasına denk geliyor ve baharın resmi başlangıcını müjdeliyor.

Kimi tarihçilere göre ise; eski Roma’da 14 Şubat günü bütün Roma halkı için önemli bir gündü ve bu bayram özellikle gençler için büyük önem taşıyordu. Hangi genç kadının, hangi genç erkek ile bir çift oluşturacağı eski bir gelenek olan ve Lupercalia Bayramı’nın arife günü yapılan bir çekiliş ile belli oluyordu. Romalı genç kızlar, isimlerini küçük kağıt parçalarının üzerine yazıp bir kavanoza koyuyorlardı. Genç Romalı erkekler ise kavanozdan bu kağıtları çekerek üzerinde hangi kızın ismi yazıyorsa o kızla bayram eğlenceleri boyunca beraber oluyorlardı. Bu birliktelikler birbirine âşık olan çiftler için bayram süresinin dışına taşıp genellikle evlilikle sonlanıyordu.

*****

AZİZ VALENTINE GÜNÜ

14 Şubat ile ilgili bir başka hikaye de şöyle: İmparator 2. Claudius, Roma’yı kendi katı kuralları ile zalimce yöneten bir hükümdardı. Onun için en büyük problem ordusunda savaşacak asker bulamamaktı. Ona göre bu durumun tek sebebi Romalı erkeklerin aşklarını ve ailelerini bırakmak istememeleriydi. İşte bu yüzden Roma’daki tüm nişan ve evlilikleri kaldırdı. Aziz Valentine de Claudius’un hükümdarlığı zamanında Roma’da yaşayan bir papazdı. Kendisi gibi papaz olan Aziz Marius ile birlikte Claudius’un yasağına rağmen gizlice çiftleri evlendirmeye devam etti.

Ancak imparator bu durumu bir süre sonra öğrendi. Aziz Valentine insanları evlendirmeye devam ettiği için tutuklandı ve yaptıklarının cezası olarak sopa ile dövülerek öldürüldü. 

Milattan sonra 270 yılının 14 Şubatı’nda Hristiyan şehitliğine gömüldü. Ve Valentine’nin ölüm günü 14 Şubat, o günden bugüne Sevgililer Günü olarak kutlanıyor.

Neden mi?

İDAMA GÖTÜRÜLÜRKEN YAZILAN MEKTUP

Çünkü ölüme mahkum edilip, sopa ile infaz öncesinde hapiste yatarken Valentine gardiyanın kızına aşık oluyor ve 14 Şubat'ta idama götürülürken "Senin Valentine'ın" imzalı bir aşk mektubu gönderiyor. Günümüzde Sevgililer Günü'nde insanların birbirine kart göndermesinin kökeni de işte buradan geliyor.

SEVGİLİLER GÜNÜ’NÜN İLK KARTI

Yıllar geçtikçe yavaş yavaş Şubat 14 sevgililerin, âşıkların birbirlerine aşk mesajları yolladığı bir gün haline geldi. Bununla pararel olarak Aziz Valentine de bütün sevenlerin koruyucu azizi haline gelip böyle anılmaya başlandı. 

Sevgililer Günü, 1800 yıllardan sonra Amerika’da Esther Howland’ın ilk Sevgililer Günü kartını yollamasından bu yana günümüzde daha çok sayıda insanın kutladığı toplumsal bir olay haline geldi. Bunun doğal sonucu olarak olayın ticari yönü çok gelişti.

POPÜLERLEŞME VE TİCARİLEŞME

Her ne kadar erken dönem Hristiyanlar Sevgililer Günü'nü kutlamış olsa da, Sevgililer Günü'nün aşkla ve hediye vermekle sıkı bir ilişki içinde olması Orta Çağ ve sonrasına dayanıyor. İngiliz edebiyatının iki devi, Chaucer ve Shakespeare, bugünün Birleşik Krallık'ta, sonra da Avrupa ve dünyanın geri kalanında bu denli popülerleşmesinden sorumlu tutuluyor.

14 Şubat için benim özel yorumum ise şu: Bu özel gün, dünya çapında büyük bir gelir alanı… Bu özel gün, hem dini, hem romantik hem de ticari özelliklere sahip… Yani çoğumuzun dediği gibi; aynı aşk gibi...