25.10.2017 günlü Resmi Gazete'de yayınlanan İş Mahkemeleri Kanunu ile çalışma yaşamında önemli düzenlemelere yer verildi. Bunlardan biri İş Mahkemelerinde bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, dava açmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak getirilmesidir. Belirtilen konularda dava açmak isteyen davacının dava açmadan önce arabulucuya başvurmak zorundadır. Bu konuda yapılan yasal düzenleme aynen şu şekildedir: “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.
İş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile bunlarla ilgili tespit, itiraz ve rücu davaları hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.”
Tarafların arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaları durumunda arabuluculuk ücreti, taraflarca eşit şekilde karşılanır.
Bu düzenlemeye göre dava açmak isteyen işçinin dava açmadan önce zorunlu olarak arabulucuya başvurması ve arabulucunun çalışması sonunda anlaşmaya varılamaması durumunda buna ilişkin son tutanağı dava dilekçesine ekleyerek dava açması gerekmektedir.
Düzenleme ile getirilen önemli bir değişiklik de işe iade davası açmak isteyen işçinin çalıştığı işyerinde asıl işveren-alt işveren ilişkisinin varlığı söz konusu ise işe iade talebiyle arabulucuya başvurulduğunda, anlaşmanın gerçekleşebilmesi için asıl işveren ile alt işverenlerin arabuluculuk görüşmelerine birlikte katılmaları ve iradelerinin birbirine uygun olması koşulunun aranacağı hususudur.
Ayrıca izin ücreti ile kıdem ve ihbar tazminatına ilişkin alacaklarda zamanaşımı bu güne kadar iş sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren 10 yıl iken, getirilen yeni düzenleme ile bu süre 5 yıla düşürülmüştür. Yine kötü niyet tazminatı ile iş sözleşmesinin eşit davranma ilkesine uyulmaksızın feshinden kaynaklanan tazminatta da zamanaşımı 5 yıl olarak düzenlenmiştir.