Siyasetçilerin konuşmalarına bakıyorum da içlerinde gelecek projeksiyonu yaparak çözüm önerileri sunan göremiyorum. Mesela hiç şöyle konuşan bir siyasetçi gördünüz mü?

“Türkiye'de gizli işsizlerle beraber işsiz sayısı yaklaşık 8 milyon. Bu sayı bilim adamlarının yapay zeka üzerinde yaptıkları yeni çalışmalardan sonra daha da artacak gözüküyor. OpenAI tarafından yayınlanan GPT-3, bugüne kadar insan dillerini taklit edebilme yeteneğine sahip en gelişmiş dil modeli olarak karşımıza çıkarıldı. Bu yapay zeka sorulara cevap verebiliyor, tercüme yapabiliyor, programlama yapabildiği gibi size yazılım öğretiyor, tasarım yapıyor ve hatta şiir yazabiliyor. Teknolojideki bu gelişme, bizim yeni iş alanları geliştirmemiz ve istihdamı bu yönde desteklememiz anlamına geliyor. Gazeteciler, yazarlar, reklamcılar, tercüme yapanlar, şirket yöneticileri, turizmciler... Ve pek çok meslek bu GPT-3 adlı yapay zeka ile risk altında. Açacağımız yeni meslek okullarında, yeni mesleklere yönelik programlar oluşturacağız. Kendi yapay zeka markalarımızı yaratacağız. Gelecek bu markaların teknolojik yarışlarına sahne olacak.”

Tabi ki görmediniz.

Zaten bir süre sonra siyasetçi de göreceğimizi sanmıyorum.

Neden mi?

GPT-3'ün şu ana kadar okumadığı kitap kalmamış durumda. Wikipedia'nın binlerce içeriğini de onun hafızasında yer almakta. GPT-3 sadece bilgi depolamıyor, davranış biçimi olarak da insanı taklit ediyor. Topladığı 410 milyar farklı bilgiyi 175 milyar ayar düğmesiyle işliyor.

Şöyle düşünün, evden yürütülebilen bir iş yapıyorsunuz. O sizin gibi konuşuyor ve sizin evden bilgisayar üzerinden yapabildiğiniz her şeyi yapıyor.

Tez yazmanız gerektiğinde tez, senaryo yazmanız gerektiğinde senaryo, kitap yazmanız gerektiğinde kitap, analiz yapmanız gerektiğinde analiz yapıyor...

Milletvekiliyseniz sizin yerinize soru önergeleri hazırlayabilir, araştırma yapabilir, sıkı konuşma metinleri yazabilir... Dahası kendi kendine öğrenebiliyor.

Kendini üretenin bilgisi dışında, kendinden bir kopyasını yarattığını düşünün. Onun da internet üzerinde para kazanıp yatırımlar yaptığını, şirketler kurduğunu, çalışanlarıyla daha fazla büyüdüğünü görmek bir bilim kurgu izlemek gibi olmaz mı?

Peki, pek çok teknolojik gelişmeyi daha önce filmlerde görmedik mi?

Tehlikeli bir dünyadayız ve yarın ne olacağı hiç belli değil. Özellikle Türkiye'de.

Vizyon dediğimiz şeyden yoksun siyasetçilerin elinde var olmaya çalışan bir ülkedeyiz.

Yapay zekadaki bu gelişmeler sadece bizi değil, tüm dünyayı etkileyecek.

Bunun üstesinden de beynindeki 100 trilyon parametreyi kullanabilen insanlar gelebilecek... Tabi burada vurgulanması gereken 'kullanmak' kelimesi...

Sizce yeterince beynimizi kullanıyor muyuz?