Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararı alan Ümit Özdağ ve partisi ne bir milletvekili çıkarabildi ne de Cumhurbaşkanı Yardımcısı olma hayalleri gerçekleşti. Yani Özdağ şu an Türkiye’de hiç bir sıfata sahip değil bunu neden söylüyorum çünkü muhtar bile olmayan bir adam bütün ülkeyi yangın yerine çevirmek için olağanüstü bir çaba harcıyor...
Evet seçim politikası ve dünya görüşü mültecileri göndermek üzerine olabilir ama seçim bitti sen kaybettin. Sürekli sosyal medyada Türk insanını tahrik etmekteki amacı nedir? Toplamda % 2,23 oranı ile 1 milyon 529 bin 119 oy alan bir insanın siyaseti bırakması gerekirken kendisini seçmeyen vatandaşlara adeta tuzak kurmaya çalışan bir insanın memlekete nasıl bir faydası dokunabilir? Türkiye zaten adeta devasa bir linç meydanı. Ben de mültecilerin Türkiye gibi fakir bir ülkede değil lale devri yaşayan Avrupa’da olmasını isterim hatta mümkünse beni de alsınlar. Ama benim bunu istemem ayrı sahte videolarla sosyal medyanın esiri olmuş gençleri kışkırtmak ayrı. Merak ettiğim Ümit Özdağ bunu tek başına mı yapıyor? Aslında propaganda gücüne bakılırsa bu Özdağ’ın altından kalkabileceği bir iş değil öyle ki hükümetten nemalanan haber ajansı dahi Özdağ’ın açıklamalarını yayınlayarak bu organizasyona ortak oluyor. Başta söylediğim gibi bir sıfata dahil olmayan Özdağ konuştuğu zaman onlarca kamera ve mikrofon hazır olda bekliyor. 27 Mayıs Darbesi'nde görev alan Millî Birlik Komitesi Üyesi Kurmay Yüzbaşı Muzaffer Özdağ'ın oğlu olan Ümit Özdağ son zamanlarda iç savaş çığlıklarına bir de ters bayrak hamlesi ekledi. Hatta ters bayrağın, Türk geleneğinde 'savaş' anlamına geldiği ve İttihat ve Terraki'nin de savaş esnasında 'ters bayrak' kullandığı öne sürüldü. Ancak gerçekte böyle bir şey yok Türk Bayrağı'nda hilalin sırtı bayrağın direğine bakar. Yasayla belirlenmiş biçimi budur. Bu Osmanlı döneminde de böyleydi. Savaşta da barışta da böyledir. Ama Özdağ’ın planları farklı gibi gözüküyor zira kendisi 2014 yılında bununla ilgili kitap da yazmış, kitabın ismi ‘Algı Yönetimi: Propaganda, Psikolojik Savaş, Örtülü Operasyon ve Enformasyon Savaşı’ yani kendisi bu konularda uzman. Özdağ son olarak “ Güzel yurdumuz ayağımızın altından ihanetle kayıyor. Sonunda devlet yollamaz ise Millet yollayacak” diyerek insanları bir kez daha provoke etmeye çalıştı. Anlamadığım noktalardan biri de Bu denli aşırı sağcı görünen birini HDP’liler bile kendi içinde kabul etmeyerek binlerce oy kaybına sebep olurken Özdağ HDP’yle aynı ittifakta olmayı sorun bile etmedi. Ancak işin daha vahimi zafer sarhoşu hükümetin dönen bu dolapları lunaparktaymışçasına izlemesi. Meselenin sığınmacı meselesinden çok daha fazlası olduğu bu kadar göz önündeyken “Acaba” diye düşünüyor insan.
