Referandum öncesindeki son yazım biraz siyaset dışı olsun diye düşünürken imdadıma Bodrum yetişti.
Türk turizminin gözbebeği Bodrum'da 3. Turkcell Küçükler Atletizm Yarışmaları'nın yanı sıra sponsorluğunu Cheetos'un yaptığı Cheetos Türkiye'nin En Hızlısı organizasyonunun seçmeleri yapılmış.
Yarışlara 8 okuldan 10-14 yaş grubunda 170 öğrenci katılmış. Yeterli hakem ve kronometrenin olmadığı seçmelerde en fazla iki branşta yarışması gereken bazı öğrencilerin 5-6 branşta katıldıkları görülmüş.
Atletizm pistinin olmadığı, zemini tarlayı andıran futbol sahasında gerçekleşen organizasyonda yüksek atlama yarışmalarında çıta olarak su borusu, minder olarak yaylı yatak kullanılmış.
Geldiğimiz noktadır bu.
***
Dindar nesil diye başlatılan “safsatanın” bilimi dışladığı, çağdaşlığı kör ettiği, hamburger-kola ikilisine mahkum edilen gençliktir bu.
Okullarının kantinlerinde cips satışını yasaklayan, ama aynı cips firmasına atletizm yarışmalarında “sponsor” olma hakkını veren “muhafazakar demokrat iktidarın” düştüğü durumdur bu.
Çocukların gözlerinin içine soktukları cipste GDO'lu ürün var mıdır diye meraklanmayan, içini “iktidar şakşakçıları” tarafından doldurdukları GSM operatörünün marka parlatma merakıdır bu.
Gençliğine yükseği hedefleten, ama geçeceği yükseklik için “su borusu” kullanmayı uygun bulan sadece yandaş sendikanın üyelerini “en başarılı” öğretmen sayan “çağdaş eğitimin” ulaştığı hizmet noktasıdır bu...
***
Girin Google'a, yüksek atlama çıtası yazın, yüzde 18 KDV'si de dahil 500 liraya en baba yüksek atlama seti bulursunuz. Yandaş gazetesine, televizyonuna milyonlarca lira ilan/reklam vermekte hiç düşünmeyen koca GSM firmasının, bu malzemeyi alamayacağını mı sanırsınız.
Elbette hayır...
Mesele kafa meselesi, mesele dünyaya baktığınız yerdir çünkü.
Hal böyle olunca da, yüksek atlama çıtası yerine su borusu koyarsınız.
Yetmez...
O yüksekten düşen gençler sağını solunu kırmasın diye, bir de yere takviye olsun diye “yaylı yatak” koyarsınız...
Çıta yerine su borusundan atlayan, oradan yaylı yatağa düşen “gençler” bundan sonra ne YGS tanırlar ne başka bir sınav.
Sonrasında TÜBİTAK'tan ödül bile alır.
***
İşte size bir örnek...
Aynı ölçüde üç kap vardır.
Her birine üçer fasulye tohumu konur, suları eşit verilir, aynı hizada, aynı ortamda tutulur.
Üç kabın birine sekiz saat arayla Kur’an-ı Kerim, ikincisine, Arabesk-Rap müziği verilir. Üçüncüsüne hiç ses verilmez.
20 günün sonunda…
Kur’an-ı Kerim dinletilen kaptaki fasulye 31 santime, sessiz ortamdaki fasulye 13 santime ulaşır.
Gürültülü Arabesk-Rap müziği verilen fasulye ise bırak büyümeyi yeşillenmez bile.
***
Bu projeyi yapan Antalya Manavgat İmam Hatip Lisesi 9. Sınıf öğrencisidir.
Öğrencinin proje danışmanı, okulun biyoloji öğretmenleri.
Bilim okumuş, öğretmen olmuşlar.
Başta kamera şakası ya da birileri dalga geçiyor diye düşünebilirsiniz.
Daha ilerisi var…
Bu “önemli” projenin son ziyaretçisi şehrin kaymakamı çok beğendikten sonra tavsiyede de bulunur.
“Meyve ve sebze üretiminde mutlaka hayata geçirilmeli...”
***
Dini, bilime sokmaya çalışıp, dua ile fasulye büyütmek normal de, su borusundan yüksek atlama çıtası, yaylı yataktan da yüksek atlama minderi anormal mi geldi size?
Elbette hayır...
Hayırları çoğaltmak mümkün.
Öyle değil mi?