Hem doğal ortamlarına daha doğrusu evlerine gir, hem sanki kediymiş gibi elinle besle, sonra da “Ama bunlar çok vahşi, bize saldırıyorlar” deyip canisine, manyağına hedef göster.
“Bodrum yakınlarındaki Orak Adası’nda caretta carettalar, tekne turlarıyla gelenlere saldırıyor” haberlerinden sonra bakalım kaç tane parçalanmış caretta caretta fotoğrafı göreceğiz.
Normalde kendi halinde zararsız bu hayvanların saldırgan hareketler göstermesinin sebebi de yine insanlar.
Tekneciler bütün uyarılara rağmen yiyecek verdikleri için bu dev deniz kaplumbağalarını alıştırmışlar. Onlar da hazır besini bulunca doğal yollarla beslenmek yerine teknelerin etrafından ayrılmaz olmuş.

jj
Bekledikleri kadar yiyecek atılmayınca insanlara karşı sertleşmişler.
Bunlar evde besleyeceğiniz evcil hayvanlar değil güzel kardeşim.
Fok Badem'i nasıl maymun etmiştik, hala içimde yaradır.
Öyle kafalarını okşayacağınız, kucağınıza alıp sırtını kaşıyacağınız köpeğiniz değil bu hayvanlar.
Yaklaşmayın, yiyecek atmayın ve “evlerinden” uzak durun.
Bodrum'da koy mu kalmadı? Bir süre Orak Adası'na gitmeyin. Zaten hazır gıda reyonları ortadan kalkınca kısa sürede bölgeyi terk edeceklerdir.
Hemen şikayette bulunmak, sosyal medya hesaplarından “yetkililer önlem alsın” ahkamları kesmek, yaygara koparmak, “Caretta caretta dehşeti” diye başlıklar atmak da neyin nesi?
Bunlar zaten normalde de durup durduk yere zevk için öldürülen hayvanlardı, artık soylarını tamamen kurutmak için bir bahane bulundu.
Madem Orak Adası'na dadandı bu hayvanlar, o zaman bir zahmet o tekneleriniz başka bir koya demirlesin.
Siz onların evlerine giriyorsunuz unutmayın. Onların gidecek başka yerleri yok.
Ve bu dünya sadece insanlar için yaratılmadı.
Yaşam hakkı sadece size verilmiş değil.
Rahat bırakın o güzeller güzeli mintaları.

 

Ekranda kavga dövüş

oncel--ikinci-bolume

Yaz ekranı gündüz kuşağında da insanları birbirine kırdıracak, izleyiciye kavga dövüş izletecek bir format bulundu.
Bir eve evli insanları doldurup birbirlerini dövmeleri için elden gelenin yapılması üzerine kurulu bir format bu.
En kavgacılar evde kalsın diye binbir numara çekiliyor, senaryolar anında değişiyor.
Ekranda artık daha fazla rezillik yaratılamaz dedikçe TV yöneticileri ve yapım şirketleri bizleri şaşırtmaya devam ediyor.
İzlerken utanıyorsun, üzülüyorsun, sinirleniyorsun.
Ama bunlar izleniyor değil mi? Eh öyle tabii... Yolda da iki kişi kavga etse, göz ucuyla bile bakmadan yola devam edemezsiniz değil mi?
Ekranda günün 3 saatini kapsayan bir yayına da ister istemez denk geliyorsunuz işte.
Ve aptallaşıp ekrana öylece bakakalıyorsunuz.
Tam da istenildiği gibi.
İnsanlık onuru üç kuruş için ayaklar altına alınıyormuş ne gam!
Para lazım, reyting lazım, memlekete daha da uyuşmuş kafalar lazım.