Katar'ın başkenti Doha'da düzenlenen ve dünya ekonomisinin devlerini, politikacılarını ve yatırımcılarını bir araya getiren prestijli "Katar Ekonomi Forumu"nda "Küresel Büyüme ve Jeoekonomi" başlıklı özel bir oturumda sahne alan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye ekonomisinin mevcut performansı ve gelecek hedeflerine ilişkin son derece net ve güven verici mesajlar verdi. Bakan Şimşek, kararlılıkla uygulanan ekonomi programının meyvelerini vermeye başladığını, uluslararası yabancı yatırımcı algısında köklü bir iyileşme yaşandığını ve Türkiye'nin küresel yatırım haritasında yeniden parlayan bir yıldız konumuna geldiğini güçlü bir şekilde vurguladı. Konuşmasının ana eksenine enflasyonla mücadeledeki tavizsiz duruşu oturtan Şimşek, dezenflasyon sürecinin geri dönülmez bir şekilde başladığını ve 2025 yılının Türk ekonomisi için kesinlikle bir dezenflasyon yılı olacağını iddialı bir dille ifade etti.
Yatırımcı güveni zirvede: Rezervler coştu, CDS’ler dibe vurdu
Bakan Şimşek, konuşmasında Türkiye ekonomisine yönelik uluslararası yatırımcı güveninin yeniden ve güçlü bir şekilde tesis edildiğine dair somut ve çarpıcı göstergeleri bir bir sıraladı. Son iki haftalık kısa zaman diliminde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) döviz rezervlerinde tarihi nitelikte, gözle görülür bir toparlanma ve artış yaşandığını özellikle vurgulayan Şimşek, "Yabancı yatırımcılar adeta akın akın geri döndü, bu bir güven göstergesidir," ifadesini kullandı. Nitekim, TCMB tarafından açıklanan son verilere göre 9 Mayıs ile biten haftada bankanın brüt döviz rezervleri 144,3 milyar dolar gibi rekor bir seviyeye ulaşmıştı. Bu dikkat çekici gelişmenin, küresel sermayenin ve uluslararası yatırımcıların Türkiye'ye olan ilgisini ve iştahını katlayarak artırdığını belirten Bakan, Türkiye'nin kredi risk priminin (CDS) de son dönemde 90 baz puanın üzerinde tarihi bir düşüş kaydederek son yılların en düşük seviyelerine gerilediğini müjdeledi. Hatırlanacağı üzere, Mart ayında yaşanan bazı siyasi gelişmelerin ve küresel piyasalardaki dalgalanmaların etkisiyle bir yılın zirvesine tırmanan CDS oranlarındaki bu keskin ve hızlı gerileme, uluslararası piyasalardaki Türkiye'ye yönelik risk algısının önemli ölçüde azaldığına ve yatırımcı algısında çok olumlu ve köklü bir değişimin yaşandığına net bir şekilde işaret ediyor. Bakan Şimşek, bu pozitif ve umut verici havanın, Türkiye'nin finansal piyasa koşullarına da doğrudan ve güçlü bir şekilde yansıdığını sözlerine ekledi.
Ekonomi programı tıkır tıkır işliyor: Enflasyon düşüş trendine girdi, öngörülebilirlik artıyor
Kararlılıkla uygulanan ve mali disiplini ön planda tutan ekonomi programının öngörülen yol haritası ve takvimi doğrultusunda başarıyla ilerlediğini ve olumlu etkilerini somut bir şekilde göstermeye başladığını ifade eden Hazine ve Maliye Bakanı, enflasyonun halen kabul edilebilir seviyelerin üzerinde olmasına rağmen son 40 ayın en düşük seviyesini görerek önemli bir başarıya imza attığını belirtti. Dezenflasyon sürecinin artık geri dönülmez bir şekilde başladığını ve Haziran ayı itibarıyla yıllık enflasyonun belirgin bir şekilde düşmeye başladığını, özellikle Temmuz ayında ise baz etkisinin de devreye girmesiyle oldukça güçlü ve keskin bir düşüş yaşandığını hatırlatan Şimşek, bu olumlu düşüş trendinin önümüzdeki aylarda da artarak devam edeceğini ve 2025 yılının Türk ekonomisi için kesinlikle bir dezenflasyon yılı olacağını iddialı bir şekilde ilan etti. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları ve yabancı yatırım bankalarının ekonomistlerinin de Türkiye'de enflasyonun düşeceği yönünde güçlü öngörüleri bulunuyor; bazı saygın kuruluşların 2025 yıl sonu için enflasyon beklentisi yüzde 25 seviyelerine kadar gerilemiş durumda. Enflasyondaki bu kalıcı ve belirgin düşüşle birlikte ekonomik öngörülebilirliğin de artacağını özellikle vurgulayan Bakan, bu durumun hem yerli sanayiciler ve yatırımcılar hem de uluslararası yabancı yatırımcılar için çok daha güvenli, istikrarlı ve cazip bir yatırım ortamı oluşturacağının altını çizdi.