Şehirlerin kökleri, hikâyeleri vardır; kulak verip dinlemeli. Yaşantımızda eksikliğini hissettiğimiz şeyler, zamanla unutulmaya yüz tutmuş değerlerimiz söz konusu. Tarihe tanıklık etmiş, 8500 yıllık geçmişe sahip bu kadim şehre ait kültürel hazinesine sahip çıkmak bu kentte yaşayan tüm insanların görevi olmalı. Bir kültür belleği yaratmalı.

Bu görüşten hareketle Genel Koordinatörü olduğum, Geleneksel Türk Sanatları uygulamalarını yaptığımız Atölye Su’da, sosyal proje olarak başlattığımız, unutulmaya yüz tutmuş ‘İzmir Sarmaşığı Selluka’ çiçeğinin İzmir’in tekrar sembolü olarak kazandırılması hedefiyle, ‘Sellukalar Sarsın Bahçelerimizi’ sloganıyla facebook’da bir sayfa kurdum. Projeyi yürütme çalışmalarına, Yük. Ziraat Müh. Selma Aydıngöz’ün bilgileri ve desteği de katılınca hayallerimizin yavaş yavaş gerçekleştiğini gördük.

Projenin birinci adımı olarak, ünlü Havra sokağında yer alan Tarihi Küçük Karaosmanoğlu Hanı'nın taş avlusunda gerçekleştirdiğimiz ilk söyleşiden bu yana bir hayli yol aldığımızı söyleyebilirim. Taş avluda, projemize gönülden desteklerini esirgemeyen, şükran duygularımla teşekkürü borç bildiğim gönül dostlarım, Smyrna Mandolin grubu üyeleri Feray Şardağ, Cemal Şardağ, Celal Şardağ ve Önder Mumcu özenle hazırladıkları repertuarlarının nağmeleriyle konuklarımızı karşılamışlar, söz ve müziği Nadir Göktürk’e ait Selluka şarkısıyla gönülleri fethetmişlerdi.

Ayrıca, değerli varlıklarıyla Ziraat Müh. Selma Aydıngöz, usta Yazar Ayşe Kilimci, Gazeteci Lütfü Dağtaş, moderatörlüğünü benim üstlendiğim SELLUKALAR SARSIN BAHÇELERİMİZİ söyleşisine panelist olarak katkı sağladılar. O günkü söyleşiye tüm Sellukasever dostlar katılmışlar; talihli olanlar, kura ile dağıttığımız Selluka bitkisi ve tohumlarına kavuşmuşlardı. duvarlarına; Selluka’nın, beyaz ve eflatundan mora doğru tüm tonlarıyla uçuk sarıyla harmanlanan özel bir çiçek olduğunu ifade etmek üzere Selluka resimlerini stilize etmiştik. Havra Sokağının, selluka çiçekleriyle sarmalamasını dileyerek Selma Aydıngöz’ün deyişiyle, “nazlı gelin kızım” dediği 3,5 yaşındaki sellukasını sokağın girişine dikip, tohumlarını toplamak da bana kısmet oldu. Geçen yıllardan bu güne oluşturduğumuz sinerjiyle, aldığımız geri dönüşlerde edinilen tohumların yeşerip boy vermesi, sellukaların çiçek açtığının haberlerini almak, tekrar hak ettiği itibarı kazandığına tanıklık etmek inanılmaz bir mutluluk oldu bizler için.

Yıllardır verdiğimiz çabalara ek olarak projemize katılan selluka sevdalıları çoğalıyor. Özellikle biri var ki buradan da kendisine teşekkür etmeden geçmek büyük ayıp olur. Yapımcı-Yönetmen Refik Pak’ın metnini hazırlayıp seslendirdiği selluka tanıtım klibi, aldı başını gitti; yakalayabilene aşk olsun. Yayınlandığı 2019 Kasım ayı başı itibariyle 90 bin kişinin izlemesi ve takdir etmesi gurur verici. Selluka yolunda çabalarımız görünen o ki yıllar boyu sürecek.

Güzel gelişmelerden bir diğeri de, İl Turizm Kültür Müdürü Murat Karaçanta’nın ve ekibinin gayretleri ile Sayın Valimiz Erol Ayyıldız’ın oluruyla başlatılan proje.

Kemeraltı ve bölgesinde gastronomi alanında hem hizmet kalitesine bir standart getirmek, hem de turizmi hızlandırmak adına, gastronomi dalında hizmet veren firmaların yeterli ölçütleri sağladıkları takdirde; 1 selluka, 2 selluka, 3 sellukalı olarak derecelendirilip gönül rahatlığı ile yiyip içeceğimiz tescilli mekanlara dönüşmesi. Projeyi destekleyen paydaşlar arasında 17 kurum yer alıyor. Bunlardan bazıları; İzmir Valiliği, İzmir Büyükşehir Belediyesi, İTO, İl Turizm Kültür Müdürlüğü, İZRO, TURSAB, TARKEM, Tarım İl Müdürlüğü gibi kentimizin önde gelen kurumları.

Bugün yeniden bir araya geliyoruz

29 Ekim ve 5 Kasımda atölyemizde toplanarak tohum dağıtmaya devam ettik. 5-7 Aralık tarihlerinde “13. Travel Turkey İzmir” Fuar ve Kongresinde de eksik kalmadık. Büyükşehir Belediyesinin tüm İzmir Belediyelerinin standlarının bulunduğu İzmir Sokağı’na çok yakıştık. Birçok belediye başkanımızdan düşlediğimiz selluka parkı ve sokağı sözünü alma şansını yakaladık. Ziyaretçilerimize yine tohum armağan ettik. Şehir dışından yetişemeyenlere PTT kargo ile tohum gönderiyoruz. Hepsi kayıt altında ciddi bir hareket oluşturduk. En son gelen taleplerden yola çıkarak yılın bitmesine birkaç gün kala, yeni yıl armağanı üyelerimiz sellukalansın, atölyemize gelenlere tohum vereceğiz diyerek sayfamızda davet oluşturduk. Çığ gibi büyümüşüz. Baktık ki mütevazı atölyemize sığamayacağız, Güzelyalı Kültür Merkezi Nazım Hikmet Salonunda programa dönüştürüp Konak Belediye Başkanımızın desteğiyle salon tahsisini gerçekleştirdik. 28 Aralık tarihinde saat 15.00'da başlayacak danslı, müzikli, programda; İzmir Gönüllümüz Sancar Maruflu başta olmak üzere Ziraat Mühendisi Selma Aydıngöz bilgilerini , Refik Pak Selluka Tanıtım Klibini ve Selluka şiirlerini paylaşırken, Harika Külcür, Didem Esentürk, Yılmaz Demirtaş solist olarak en güzel şarkılarla renk katacaklar. Etkinliğin finalinde Cihat Yılmaz ve Sercan Adalıoğlu Halk danslarıyla anlam katacaklar. Etkinliğin sonunda tabii ki selluka tohumları armağan edilecek. Bütün selluka sevdalılarını yarın saat 15.00 de başlayacak olan Konak Belediyesinin Güzelyalı’da ki Nazım Hikmet kültür merkezindeki etkinliğe bekliyoruz.

Selluka İzmir’i ne kadar sardı? size duyurmaya, ayda bir yayınlanacak olan bu köşemde devam edeceğim. Bana bu imkanı veren Dokuz Eylül Gazetesi Yönetimine ve takipçilerime çok teşekkür ediyorum.

Selluka çiçeklerinin büyülü mis kokusunu hissettiğiniz, yeni başlangıçlara merhaba dediğimiz, güzelliklerle geçen bir yıl diliyor, yazıma; Şair Buket Işıkdoğan’ın Selluka şiiriyle son veriyorum. “Sellukalar sarsın bahçelerimizi!”

Selluka

İzmir dişidir

Hitit kraliçesi Smyrna’dır İzmir

Amazon kadınıdır

On ikiden vurur attığı her okla

Sevdiğinin kalbinden

İzmir aşktır

Kadını da, çiçeği de seçkin

Selluka gibi

İzmir sarmaşığı

Tüm sokakları sarıp sarmalardı bir zamanlar

Mis kokulu sellukalar altında fısıldardı aşıklar sevdasını

Yağmur sonrası parıldayan güneşle açar çiçeklerini

Zülfü aruz derler ona niceleri

Her kadının özeldir kokusu

İzmir’in de öyle

Selluka kokar gündüzleri, geceleri