Bu seçim, deprem felaketi nedeniyle eskilere oranla daha sakin bir havada gerçekleşiyor gibi görünse de aslında sessiz bir gerginliği hepimiz iliklerimize kadar hissediyoruz. Nuri Bilge Ceylan filmlerinde çarpıcı özel efektler ya da gerilim müzikleri olmaz ama sinemaseverler ortamın gerginliğini, karakterlerin içi sıkıntısını dibine kadar hisseder. Bizler de siyaset sever bir ülkenin vatandaşları olarak işte böyle hissediyoruz. Çünkü bu seçimi kaybeden siyasetçiler için artık bavulunu toplama vakti geldi.

Ben kendi neslim adına Süleyman Demirel'in DYP'sinin, Turgut Özal'ın ANAP'ının, Bülent Ecevit'in DSP'sinin nasıl yok olduğunu gördüm ama nesil artık bizim nesil değil. Yaklaşık 5 milyon genç bu seçimlerde ilk kez oy kullanacak. Yeni nesil bu seçimlerde en büyük etken olacağını geçtiğimiz yerel seçimlerde gösterdi ancak 5 milyon aklı aynı çuvala koymak büyük bir hata olur. 

Genç seçmenlerin genellikle daha yenilikçi, daha ilerici ve daha sosyal adalet odaklı partilere yönelme eğiliminde olduğu aşikar. Doğdukları günden bu yana başka bir iktidar görmeyen gençlerin büyük çoğunluğu değişim için sandık başına gidecek ama gençler kolay lokma değil. 

Modern bir karabasanlık altında varoluş sıkıntıları yaşayan gençlik, sadece iktidardan değil ailesinden, ülkesinden, cinsiyetinden dahi sıkılmış durumda. Bir de bilgi çağını fırsat edinerek kendini geliştirmişlerle tüm vaktini tik tok başında geçirenlerin soğuk savaşı var. Yani gençler birbirlerine de muhalif dolayısıyla muhalefete de muhalifler. 

O yüzden kim kazanırsa kazansın önemli olan o 5 milyon gencin hangi kriterleri göz önüne alarak oy kullanacağı. Çünkü gelecek, 14 Mayıs'tan itibaren evrilecek ve hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. İleriki seçimlerde ise kuşak farkı bahaneleri kalmayacak. 

Tabii ki bir de kıl payıyla 14 Mayıs'ta oy kullanmayı kaçıracaklar var. Eğer seçim 2. tura kalırsa işte onların 50 bini 28 Mayıs'ta oy kullanma hakkı kazanacaklar. 
Şimdi gelelim komplo teorisine… Bazı siyaset severlerin iddia ettiği gibi başa baş bir seçim olur da 2. tura az bir farkla kalınırsa?

İşte o zaman bütün partiler yana yakıla o 50 bin gencin peşine düşecek. Partilerin ya da adayların iyi bir ar-ge ekibi varsa bu arkadaşlara şimdiden ulaşan kazanır veya seçimin final sahnesi bir Nuri Bilge Ceylan filmi sekansıyla son bulur. 

Ekran biraz sarı, biraz kahverengi…Görüntüde Anadolu'nun ücra yollarında hızlıca ilerleyen bir arabanın içinde o gençlerden birini arayan yerel bir siyasetçi. Kafasını cama dayayarak gökyüzünü dalgın dalgın izlerken bir yandan bütün seçim zamanı hunharca çalışmasına rağmen adının hiçbir yerde anılamayacağını bilmenin verdiği bıkkınlık, diğer yandan oyunu isteyeceği gence hangi umutları vadedebilirim düşüncesi… Gök biraz mavi, biraz kara... Camda bir yansıma biraz yaşlı, biraz genç ….