Seçmek değerli bir eylemdir.

Sözlükteki kelime karşılığı; “benzerleri arasından hoşa gideni, iyi olanı, üstün bulunanı almak ya da yararlanmak üzere bir yana ayırmak” veya “birine oy vererek bir göreve getirmek” olarak geçer.

Mağazadan bluz alırken veya arkadaşlarımızla nereye gideceğimizi düşünürken de seçim yaparız; yeni bir iş teklifini değerlendirirken de…

Evlilik veya çocuk yapma kararı alırken de yaptığımız şeyin adı seçmektir; ülkemizi yönetecek siyasi oluşumları belirlerken de...

Hayatımız boyunca farkında olarak ya da olmayarak, bilinçli veya bilinçsizce, isteyerek veya istemeyerek birçok seçim yaparız. Bu seçimlerin mutlaka az veya çok etkilerini görürüz. Çünkü en önemsizinden en önemlisine kadar yaptığımız tüm seçimlerin bir sonucu olur.

Seçim yaptıkça deneyim kazanır, bir sonraki seçimlerimizi elimizden geldiğince daha mantıklı, bilinçli yapmaya gayret ederiz. Bazen de uslanmayız. Bile bile duygusal seçimler yapar, sonuçlarına katlanırız.

***

14 Mayıs Pazar günü, bu kez hep birlikte, milyonlar olarak bir seçim yapacağız. Seçimi yaparken kimilerimiz duygusal, kimilerimiz mantıklı karar verecek. Kimilerinin seçimlerinde fanatizm, kimilerinin seçimlerinde ideolojiler etkili olacak. Kimileri bireysel, kimileri toplumsal düşünecek. Kimileri oy kullanmayarak, yani eylemsiz kalarak seçim yapmış olacak.

Bu satırları okuyanların hayvansever olduğu düşüncesinden yola çıkıyor ve diyorum ki; bence bu pazar seçme nedenimiz ne olursa olsun, insan dışındaki canların da yaşam haklarını hesaba katalım. Seçim yaparken kriterlerimizden biri de bu olsun.

***

Türkiye’de halen hayvanların yaşam hakları yeterince korunmuyor; korunmayı bırakın bazılarınca kabul bile edilmiyor.

Sahipsiz sokak hayvanları, barınaklar, esaret altındaki hayvanlar, avcılık, deney hayvanları, kesim hayvanları başta olmak üzere çözüm bekleyen çok sayıda konu var.

Bu sorunlar da Türkiye’nin diğer sorunları gibi değerli… O yüzden dilerim ki; pazar günü, sadece insanlar için değil hayvanlar için de sonucu hayırlı olacak bir seçim yapabiliriz.

Umarım, hem insanlar hem hayvanlar hem de doğa kazanır.

--

Ünlü yönetmene PETA’dan ödül

Hayvan deneylerine karşı artan farkındalık beyaz perdeye de yansıdı. Marvel’ın son filmi Guardians of Galaxy (Galaksinin Koruyucuları) 3’ün yönetmeni James Gunn, PETA tarafından ödüle layık görüldü. Filmde hayvan deneylerinin acımasızlığını bir rakun olan Rocket karakterinin geçmiş hikayesi üzerinden aktaran yönetmen, hayvan hakları koruyucularının desteğini aldı.

PETA Başkan Yardımcısı Lisa Lange, “James Gunn, Rocket aracılığıyla bugün laboratuvarlarda üzerinde deney yapılan milyonlarca savunmasız hayvana bir yüz, bir ad ve bir kişilik verdi. PETA, izleyicilerin hayvanları birer birey olarak görmelerine yardımcı olduğu ve onlar üzerinde deney yapabiliyor olmamızın, bunu yapmamız gerektiği anlamına gelmediğini gösterdiği için Guardians of Galaxy 3’ü Yılın En İyi Hayvan Hakları filmi olarak kutluyoruz” dedi.

Seferihisarlı hayvanseverler zehirlemelere isyan etti

Can Dostlar-dunyadanbihaber-6

İzmir Seferihisar’da bulunan Deprem Konutları bölgesinde geçtiğimiz günlerde onlarca köpek ve kedinin zehirlenerek öldürülmesi, hayvanseverler tarafından protesto edildi. Basın açıklamasını yapan Seferihisar Doğa ve Hayvan Dostları Derneği (SEHAYDER) Başkanı Fevziye Özkan şunları söyledi: “Son dönemde Seferihisar’ın Gönence köyü, Akarca mevkii ve şimdi de Turabiye mahallesi deprem konutları mevkiindeki zehirlemeler memeleri süt dolu anneleri yaşamdan koparmış, bebeleri annesiz bırakmıştır. Bu zalimce uygulama kabul edilemez. Bir köpeği yakarak öldüren şüpheli 2 ay yatıp çıkmıştır. Şimdi aramızda yaşıyor. Yine bu zehirlemeleri yaparak hayvanların kan kusarak ölmelerine neden olanlar da aramızda dolaşıyor. Biz artık bu insanlarla bir arada yaşamak istemiyoruz. Bugün burada öldürülen köpeklerimiz için büyük emek vermiştik. Kısırlaştırma için İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Seferihisar Belediyesi’nden yardım istedik. Genç gönüllü grubu kuruldu. Yakalama kafesleri kuruldu. Binbir zahmetle yakalanamayan köpekleri takip ettik. Haftalarca uğraştık ve 10 köpek kısırlaştırıldı, aşılandı, küpelendirildi ve yerlerine bırakıldı. Hamile iki köpek de takibimizdeydi. Ve bir gece insan kılığındaki iblisler hepsini sinsice, alçakça zehirledi. Biz yetkililerden, bu cani veya canilerin çevredeki tüm kameralar titizlikle incelenerek bulunmasını ve cezalandırılmasını talep ediyoruz. Önümüzde önemli bir seçim var, tüm cumhurbaşkanı adaylarından ve tüm milletvekili adaylarından partilerinin programlarına hayvan hakları bildirgesini koymalarını ve bunu uygulamalarını istiyoruz. Diyoruz ki; hayvanların yaşam haklarını yok sayan, caydırıcı cezalar çıkartmayan adaylara oy yok.”

Açıklamadan sonra hayvanseverler köpeklerin öldürüldükleri yerlere kırmızı güller koydu.

Hayvanlar aleminin esaret altındaki anneleri

can dostlar-bizimgezegen (1)-2

Sadece insanlar değil, tüm hayvanlar aleminde anneler yavrularını sever, onları güvende tutmak için çabalar. Hayvan hakları örgütü PETA, bu Pazar günü kutlanacak Anneler Günü öncesinde, anne hayvanların ve yavrularının haklarına dikkat çekerek, üzücü tabloyu paylaştı.

·      Filler: Anne filler son derece şefkatlidir. Doğada, erkek yavrular ergenlik çağına kadar, dişiler ise tüm yaşamları boyunca annelerinin yanında kalırlar. Ancak tüm filler birlikte mutlu bir yaşam süremiyor. Sirklerde kullanılan filler, evlerinden ve annelerinden yavruyken kaçırılıyor. Hayvanlı sirklerin sayısı azalsa da hala birçokları için esaret devam ediyor.

·      Sıçanlar ve fareler: Bu zeki ve empatik hayvanlar, yavrularıyla güçlü bağlar kurarlar ve ailelerine çok değer verirler. Maalesef günümüzde milyonlarca sıçan ve fare deney hayvanı olarak acı çekiyor ve öldürülüyor.

can dostlar-bizimgezegen (2)-2

·      İnekler: Yavrularıyla güçlü bağlar oluşturan anne inekler, yavrularından ayrıldıklarında aşırı sıkıntı çekerler. Süt çiftliklerinde inekler, süt üretmeleri için zorla ve üst üste hamile bırakılır. Süt insan tüketimine ayrıldığı için, doğumdan kısa süre sonra yavrular annelerinden alınırlar. Dişi buzağılar ömür boyu süt üretimi için çalıştırılır; erkek buzağılar genellikle kesime yollanır.

·      Yunuslar: Doğada, yavru yunuslar anneleriyle birlikte 3 ila 6 yıl kalır, hayatı öğrenirler. Bir anne yavrusunu kaybederse, yas tutar. Bugün hala çok sayıda yunus, su parklarında insan eğlencesi için ömür boyu esaret altında tutuluyor. Muhtemelen tutsaklığın yarattığı stres nedeniyle bazıları doğum yaparken ölüyor, birçok yavru da yetişkinliğe ulaşamıyor.

·      Tavuklar: Tavuklar şefkatli annelerdir. Henüz yumurtadayken, yavrularına hafifçe gıdaklayarak sesini tanıtır. Yumurtadan çıktıklarında, onları tehlikelerden korumak için kanatları altına alır. Tavuk çiftliklerinde, kanatlarını bile açacak yer olmayan tel kafeslerin içinde toplu olarak tutulan tavuklar, yeterli yumurta üretemediklerinde kesime gönderilir.

·      Kediler ve köpekler: Evcil hayvan endüstrisinde, birçok köpek ve kedi hayatlarını sürekli olarak kafeslerde geçirir. Üreticiler, yavruları annelerinden daha sütten kesilmeden alır. Üretim döngüsü annelerin vücutları tükenene kadar tekrarlanır. Üretim sadece anne ve yavrulara zarar vermez, kontrolsüz popülasyon artışından da sorumludur.

Doğanın bilgisi ve güzelliği

can dostlar-kulagimizakupe (2)-1

“Bizim için dağlar, göller, ırmaklar, pınarlar, vadiler, ormanlar mükemmel güzelliklerdir. Kuşlar, böcekler ve hayvanlar yeryüzünü insanoğlunun anlayamayacağı bilgi ile doldurmuşlardır. Biz doğa aşığıyız. Yeryüzünü, yeryüzüne ait her şeyi sevdik, sevgimiz yaşımızla birlikte büyüdü.” – Siyu Kabilesi