Rap müziğin ve eğlence dünyasının en güçlü ve tanınmış figürlerinden biri olan, Grammy ödüllü sanatçı ve yapımcı Sean "Diddy" Combs, ya da bilinen diğer adıyla "Puff Daddy", kariyerinin zirvesindeyken adeta bir kabusun içine sürüklendi. New York'ta başlayan ve tüm dünyanın dikkatini çeken davada, Diddy hakkında ortaya atılan iddialar, sadece müzik endüstrisini değil, tüm kamuoyunu şoke etti. Seks ticareti, kadınları uyuşturucu dolu partilere zorlama, bu anları kaydetme, işkence yapma ve onlarca yıl boyunca bir suç örgütü yönetme gibi son derece ağır suçlamalarla yargılanan Combs'un davası, "yeni bir Jeffrey Epstein vakası mı?" sorularını da beraberinde getirdi. Savcıların sunduğu kanıtlar, tanık ifadeleri ve özellikle eski kız arkadaşı şarkıcı Cassie Ventura'nın yaşadıklarını anlattığı detaylar, Diddy'nin parlak kariyerinin ardındaki karanlık ve dehşet verici bir tabloyu gözler önüne seriyor. Duruşma, Diddy'nin annesi ve altı çocuğunun da mahkeme salonunda hazır bulunduğu bir ortamda başladı ve yaklaşık iki ay sürmesi bekleniyor. Bu dava, müzik dünyasının en parlak yıldızlarından birinin nasıl bu kadar karanlık suçlamalarla anılır hale geldiğini sorgulatırken, aynı zamanda güç, şöhret ve dokunulmazlık kavramlarının tehlikeli sonuçlarını da gözler önüne seriyor.

Şok edici suçlamaların odağında bir müzik ikonu: "Diddy, 20 yıllık bir suç teşekkülü yönetti"

New York'ta Manhattan Federal Mahkemesi'nde görülmeye başlanan ve tüm dünyanın nefesini tutarak takip ettiği davada, savcılar Sean "Diddy" Combs'un sadece bireysel suçlar işlemekle kalmadığını, aynı zamanda onlarca yıl boyunca son derece organize ve sistematik bir şekilde bir "suç teşekkülü" yönettiğini iddia etti. Bu iddia, davanın ciddiyetini ve kapsamını bir anda farklı bir boyuta taşıdı. İddianameye göre, Diddy'nin sadece en yakın çevresi değil, aynı zamanda çalışanları ve iş ortakları da bu korkunç suçların işlenmesine ve daha da kötüsü, titizlikle örtbas edilmesine aktif bir şekilde yardımcı oldu. Davanın açılış konuşmasında söz alan Savcı Emily Johnson, mahkeme heyetine ve jüriye hitaben, "Bu dava süresince, sanığın tam 20 yıllık bir suç geçmişi hakkında dehşet verici detaylar öğreneceksiniz" diyerek, davanın sadece birkaç münferit olaydan ibaret olmadığını, aksine uzun bir zaman dilimine yayılan ve planlı bir şekilde yürütülen bir suç ağını ortaya çıkaracağını vurguladı. Ortaya atılan iddialar arasında, Diddy'nin eski kız arkadaşı ve R&B şarkıcısı Cassie Ventura'ya yönelik aylarca süren vahşice fiziksel ve cinsel saldırıları, bir başka kadını korku dolu anlar yaşatarak bir otel odasının balkonundan sarkıtması ve hasmı olduğu iddia edilen bir adamın lüks arabasını yakmaya teşebbüs etmesi gibi son derece ciddiye alınması gereken ve kamuoyunda büyük infial yaratan eylemler bulunuyor. Bu iddialar, Diddy'nin sadece bir müzik ikonu ve başarılı bir iş insanı değil, aynı zamanda tehlikeli, kontrolsüz ve acımasız bir suç figürü olabileceği yönündeki şüpheleri ve endişeleri kuvvetlendiriyor. Savcılık, bu suç teşekkülünün temel amacının, Diddy'nin cinsel arzularını tatmin etmek ve bu süreçte kendisine karşı çıkan veya itaat etmeyen kişileri sindirmek olduğunu öne sürüyor.

Ehliyetlerde büyük değişiklik: Yıllık yenileme zorunluluğu geliyor Ehliyetlerde büyük değişiklik: Yıllık yenileme zorunluluğu geliyor

"Çılgın Partiler"in korkunç yüzü: Uyuşturucu, zorlama, şiddet ve kayıt altına alınan dehşet anları

Davanın en kan dondurucu ve kamuoyunda en çok yankı uyandıran bölümlerinden biri de, Diddy'nin düzenlediği ve kendi aralarında "Çılgın Partiler" (Freak Offs) olarak adlandırdığı, uyuşturucu ve seks dolu olduğu iddia edilen partiler oldu. Savcılara göre, bu partiler bazen günlerce, hatta haftalarca aralıksız sürüyor ve Diddy, özellikle genç kadınları bu ahlaksız ve tehlikeli partilere katılmaya zorluyordu. Bu partilere katılmayı reddeden veya isteksiz davranan kadınlara ise akılalmaz bir şekilde şiddet uyguladığı, onları tehdit ettiği, psikolojik baskı kurduğu ve en korkuncu da, bu aşağılayıcı ve travmatik anları kaydettiği iddia ediliyor. İddianamede yer alan dehşet verici detaylara göre, Diddy bu partileri genellikle Miami, Los Angeles ve New York'taki lüks malikanelerinde veya kiraladığı özel mekanlarda düzenliyordu. Mağdurlara karşı, "müzik endüstrisindeki güçlü nüfuzunu kullanarak kariyerlerini bitirmekle tehdit etme, ekonomik zorluklar yaratarak muhtaç duruma düşürme, sürekli psikolojik baskı ve sözlü tacizde bulunma ve en nihayetinde acımasız fiziksel şiddet uygulama" gibi son derece alçakça yöntemlere başvurduğu belirtiliyor. ABD Savcı Yardımcısı Emily Johnson, mahkemedeki açılış konuşmasında daha da ileri giderek, Combs’un düzenlediği ve “freak off” olarak adlandırılan bu sapkın partilerden birinde, bir erkek seks işçisine, o sırada partide bulunan Cassie Ventura’nın ağzına zorla işemesi yönünde korkunç bir talimat verdiğini öne sürdü. Savcılığın detaylı açıklamasına göre bu insanlık dışı olay, Combs’un lüks evinde gerçekleşen ve “detaylı ve son derece organize seks performanslarının” sergilendiği, adeta bir suç ve ahlaksızlık bataklığına dönüşen partilerden sadece birinde meydana geldi. Bu olay sırasında Cassie Ventura’nın “adeta boğuluyormuş gibi hissettiği, çaresiz kaldığı ve büyük bir travma yaşadığı” da mahkeme kayıtlarına geçti. Bu korkunç ve mide bulandırıcı detaylar, söz konusu partilerin sadece masum bir eğlence veya aşırılık olmadığını, aksine kadınların sistematik bir şekilde aşağılandığı, cinsel istismara uğradığı, onurlarının hiçe sayıldığı ve travmatize edildiği birer suç mahalli olduğunu tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Bu partilere katılanların birçoğunun uyuşturucunun etkisi altında olduğu ve rızalarının hiçe sayıldığı da iddialar arasında.

Kaynak: haber merkezi