Son yıllarda savunma sanayimizdeki atılımlar ile gurur duyduk. Kendi savunmamızın iç pazardan tedarik oranı verilen rakamlar doğruysa, yüzde 70 seviyesine kadar geldi. Ve özellikle İHA, SİHA ve TİHA olarak adlandırılan insansız hava aracı teknolojimizle dünyada da tanınır olduk. Gururluyuz ama bazı abartılmış beklentilere de nokta koyalım. İnsansız hava araçları her ne kadar bazı kararları kendi bilgisayarları ile alıyor olsa da uzaktan çok düşük hızlarda uçuyor, fazla yük taşıyamıyor ve insan bir pilotla yönetiliyor. O yüzden bazı kesimlerin düşünmek istediği gibi yenilmez, her kararı kendi veren uçan terminatör benzeri araçlar değiller.
Aynı abartı noktasından devam edersek, savunma sanayimizdeki atılımlar harika olsa da büyük bir kesim tarafından ülkenin diğer tüm sorunlarını bu başarıya bakarak ötelememiz gerektiği veya yine o kesim tarafından Türkiye’nin her sorunu savunma sanayi çözecekmiş gibi düşünmemizi beklemeleri de çok tuhaf bir hal aldı. Dolar zirve üstüne zirve yapıyor, bir kesim “olsun SİHA üretiyoruz ama” diyor. Asgari ücret eridi deniyor, “olsun bakın uçak yapıyoruz ama” deniyor.
Kabul ediyorum, ülkelerin savunma sanayi ürünlerini olduğundan daha etkili göstermesi zaten doğal bir eğilim hatta gerekliliktir. Silah teknolojileri asıl olarak caydırıcılık üzerine kurulur. İlla ki bir silah ürettiğinizde onu kullanmanız gerekmez. Onun ülkenizin elinde olması size karşı art niyetler taşıyan türlü düşmanları uzak tutmak için iyi bir nedendir. Bu sebeple silah teknolojileri en çok reklam yapılan teknoloji sahalarından biridir. Bir de üzerine savaş alanında da bahsi geçen silahlar ile başarılar kazanılmış ise efsaneler birer birer yayılmaya başlanır. Türkiye’nin son yıllarda ürettiği İHA ve SİHA silahları başta olmak üzere tüm savunma sanayi ürünlerimiz de bazı kesimlerce Türkiye sanayisinin bel kemiği, lokomotifi, her sorunun çözümü olarak görülüyor.
Şimdi açık konuşalım. Savunma sanayimizin yıldızları ve bir kesime aşırı özgüven yükleyen, SİHA, silahlı insansız hava aracı teknolojimiz birkaç nedenden dolayı harika iş çıkardı. Fakat daha alınması gereken binlerce yol daha var. Önce neden SİHA’larımız savaş alanında başarılı oldu? Kısaca cevap verelim. Birincisi çok çok ucuza mal ettik. ABD ve İsrail, SİHA teknolojisinde ilk iki sırada yer alan iki ülkedir. Fakat dünyaya sattıkları İHA ve SİHA’lar çok çok pahalıdır. Bir kit ABD veya İsrail menşeili, SİHA, telaffuz edilen rakamlara göre 100 milyon doları dahi bulabilir. Suriye, Libya ve en son Karadağ savaşında büyük başarı elde eden Bayraktar TB2 modeli SİHA bu fiyatın neredeyse 10-15 katı daha ucuzdur. Bahsedilen rakamlara göre Bayraktar TB2, 5 ila 8 milyon dolar arası bir maliyete sahiptir. Yapısı karbon fiberdir. Radara görünmesi zordur. Birçok füze menzilinin daha yükseğinde uçar. En tip iyi radarlar dahi görse bir kuş ile karıştırması çok muhtemeldir. Bir de üzerine silahlıdır. Roketsan ürünü küçük ve hedefe yönlendirilebilir bombalar ile harika iş çıkarırlar. Karşı savunması en zor yapılan silahlardan biridir. Neredeyse ABD, İsrail muadilleri ile aynı işi yapan ve kaybedilse dahi ekonomik bir yıkım yaratmayacak bu savaş araçları, her ordu komutanın ilk tercihi olur.
Başarı kısmını gururlar sahipleniyoruz. Ek olarak savunma sanayimizin başarısının ardında sadece üretim gücümüz olmadığını anlamak da gerekiyor. Türk Silahlı Kuvvetleri dünyada uzak ara en deneyimli ordudur. Cumhuriyetin neredeyse tüm yıllarını ya kendi ülke sınırları ya başka ülke sınırları içinde sürekli savaş içinde geçirmiştir. En son terör olayları sayesinde yeni savaş taktikleri geliştiren ve ülkenin savunma sanayisini bu taktiklere göre eğiten bir ordudur. Akıllı komutanlar, sürekli savaş sahasından geri bildirim alabilen mühendisler ülkenin savunma sanayisini tüm dış engellemelere rağmen daha ileri taşımaktadır. Ama ülkenin diğer sanayi, üretim gücünü değil. Sadece savunma sanayi iyi yolda ilerlemektedir.
Bir ülkeyi ordusu kadar hatta bana göre çok daha fazla eğitimli insan gücü ve ekonomik gücü korur. SİHA’larınız başarı kazandı diye eğitim ve ekonomideki tüm sorunları görmezden gelmek başınızı kuma gömmektir. Savunma sanayimizdeki bazı başarılı projeler yüzünden hem savunma sanayimizdeki hem ülkenin diğer sanayilerindeki sorunları unutmaya pek bir meyilliyiz. Elbette övünelim ama gerçekçi de olalım. Ekonomik ve eğitim olarak çöküyorsanız sizi hiçbir ordu koruyamaz. Sürekli silahlarımızın ve SİHA’larımızın başarısı ile başı dönen, her sorunu unutmaya ve unutturmaya meyilli kesimin de bir an önce silkinip gerçeği görmesi gerekiyor. Sağlıklı günler dilerim.