Serbest ama oldukça adaletsiz olmasına karşın, 14 Mayıs 2023 günü sandıklara giden Türk Milleti, hasletine yakışır bir düzen içinde, olgun, kavgasız dövüşsüz bir şekilde oyunu kullandı. 

Ancak, heyecanla ekran başına geçtiğinde makul güvenilirlikte bilgi bulamadı. Recep Tayyip Erdoğan ile Kemal Kılıçdaroğlu’nun oy oranlarının, önceleri yüksek veya düşük görünürken gece ilerledikçe değişmesi, her ikisinin taraftarlarını da hayal kırıklığına uğrattı. Bir-iki saat içinde öğreneceği sonuçları saatlerce öğrenemeyen halk hop oturup hop kalktı. Her kesimi, en başta güvensizlik olmak üzere, birçok olumsuz duygu kapladı. Seçimin kazananı olmadığını her iki adayın da kabul etmesine rağmen, oyların kaydırıldığı, sandık sonuçlarının Yüksek Seçim Kurulu (YSK) sistemine gerçeğe aykırı girildiği yönünde spekülasyonlar yapılıyor, komplo teorileri üretilip tartışılıyor. Herkesin kafasında aynı soru var: “Sandıkta kazanan sayımda kaybeder mi?”

Gelişmiş bir seçim sistemimiz var: Seçmen kütükleri adrese dayalı nüfus kayıt sisteminden oluşturuluyor. Yaklaşık 60 milyon seçmen 200 bine yakın mühürlü sandıkta gizli oy kullanıyor. Oylar gün sonunda bir başkan ile beş siyasi parti temsilcisinden oluşan sandık kurulu tarafından ayrılıp sayılıyor. Geçersizler ayrıldıktan sonra geçerli pusulalar gruplanıp sayılıyor. Sonuçlar tutanaklara yazılıp altı imzalanıyor. Sandık kurullarının hataları, başında bir hâkimin olduğu ilçe seçim kurulları, onun kararları da başkanlığını bir hâkimin yaptığı il seçim kurulları tarafından inceleniyor. İtiraz edilen sandıklarda oylar tekrar tekrar sayılıyor. Sandıklardaki sayımdan illerdeki birleştirmeye kadar, süreç tüm tarafların katılımı ile şeffaf ve yargıç denetimine tâbî. 
Kesinleşen sandık sayım sonuçları ilçeler ve iller bazında birleştiriliyor. Bu bilgiler aynı zamanda YSK’nin bilgisayar sistemine giriliyor. YSK bu verileri siyasi partilerle paylaşıyor, kesin sonuçları açıklıyor.

Yurtdışı oy torbalarının saklandığı depolar ile YSK’nin bilgisayar sistemleri arasında, sisteme sızma ihtimali bakımından büyük farklar var. Yurtdışı oy torbalarının konulduğu deponun kapısına altı tane kilit vurulup anahtarları YSK ve siyasi parti temsilcilerine verildi. Hepsi biraraya gelip kendi kilidini açmadığı sürece mühürlü torbalara ve içindeki pusulalara dokunulamaz. Ancak, YSK’nin bilgisayar sistemi de dahil hiçbir bilgisayar sistemine benzer bir şekilde kilit vurulamaz. 

İnternet, aynı anda milyonlarca kişinin ışık hızı ile seyahat etmekte olduğu bir otoyola benzer. Bu otoyoldaki trafik, yolculara göre karanlık, internet trafiği sağlayıcılarına ve onları düzenleyip denetleyen Bilgi Teknolojileri Kurumu’na karşı ise şeffaf bir cam gibidir. Otoyolcu ve otoyol polisi gibi her şeyi görebilir, müdahale edebilir ve hatta değiştirebilirler. Daha güçlü bilgisayarı olan, daha iyi kod bilenler, diğerlerinin her mahremine fark edilmeden girip, dilediklerini yapabilirler. Dolayısıyla ne kadar tedbir alınırsa alınsın yine de YSK bilgisayarlarına sızılabilir. Her sandıkta itina ile sayılan ve doğrulanan oy kullanım verileri, YSK sistemine girildikten sonra, üst-yetenek ve üst-akıl grubunda birileri tarafından oynanabilir, değiştirilebilir. 

Sadece bilgisayar sistemine bırakılırsa oradan öğrenilecek seçim sonuçları, sistemin en zayıf bilgisayarı kadar güvenilir olabilir. Bu nedenle tasnifi, sayılması ve birleştirmesi 14 Mayıs seçimine göre oldukça kolay olan 28 Mayıs 2023’teki cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçiminin sonuçları, YSK bilgisayar sistemindeki kayıtların tüm pusulaların fiziki olarak sayımı ile denetlenerek en kısa sürede sonuçlandırılmalıdır. 

Seçimin şimdiden hayırlı olması, kazanan kim olursa olsun diğerine el uzatması, biriken sorunların hızla ve uzlaşmayla çözülmeye başlanması dileğiyle...