İstanbul’un seçilmiş belediye başkanı Ekrem İmamoğlu’nun mazbatası iptal edildi. İmamoğlu tarihe geçen konuşmasında; Bakırköy’de seçim otobüsünün yanından koşan 16 yaşındaki Berkay Gezgin’in yumruğunu sıkarak “Ekrem Abi. Her şey çok güzel olacak Abi” diye seslenmesine atfen seçim sloganını da yarattı! Usta gazeteci Zafer Arapkirli’nin yerinde tespitiyle, “Belki de, ‘Umudumuz Karaoğlan’ ya da ‘Kurtar Bizi Baba’ kadar rağbet gören ve kelimenin tam anlamıyla dağa taşa (yani bugünün ‘dağı taşı’ hashtag’lere) yazılan bir slogan oldu. İnsanlara, gerçekten 24 Haziran sabahından itibaren “her şeyin çok güzel olacağı” umudu zerk edilmeye başlandı! İmamoğlu -sanatçılar dahil- herkesi konuşmaya çağırmasına da büyük destek geldi. Adeta korku duvarı yıkıldı, herkes konuşmaya başladı!

***

Sonra bakın neler oldu? Cumhurbaşkanlığı Arşiv Daire Başkanı Muhammet Safi, paylaşımlarda bulunan ünlülerin isimlerini bir kağıda yazdı, 'Kayıt' sözcüğüyle Twitter'dan paylaştı. Senarist Gani Müjde, liste hakkında Twitter’dan "Bir gün torunlarıma şerefle göstereceğim bir belge bu" paylaşımında bulundu. Tiyatro Devi Enis Fosforoğlu, “Adımı göremeyince çok üzüldüm. Ben de bir sanatçıyım”, Metin Uca da “İzlendiğim ve kayıt altına alındığım için bahtiyarım” yazdı. Sanatçı Sumru Yavrucuk’un yanıtı da çok düşündürücüydü: “En çok etkilendiği 100 romanı, 100 şiiri, izlediği 100 filmi, tiyatro oyunu, gittiği 100 konseri olsaydı elinde böyle bir liste olmazdı!”

Bazı sanatçılar da “beni listenin en başına al” çağrısında bulundu. AKP’nin YSK Temsilcisi Recep Özel de, sanatçılara yönelik “Sanatınız da adamlığınız da yalan! (…)Şimdi Ekrem için sıraya girdiler! Adaletinizin terazisini sileyim paslanmasın!” paylaşımını yaptı.

Oyuncu Berna Laçin, Özel’e şu karşılığı verdi: “Tüm siyasiler ve yöneticiler dahil, herhangi birine ‘senin ağzını silerim’ dersek sıkıntı olmaz değil mi?”

Nevşehir’in AKP’li Belediye Başkanı ise İmamoğlu’na destek veren sanatçıların kente girmelerini yasakladı (!)

(Herhalde “gönül belediyeciliği”nden anladığı böyle bir şeydi!)

TRT’de programları iptal edilenler bile oldu. Mecliste masasında ayak ayak üstüne fotoğraf çektiren, Lamborghinili AKP’li vekil Kenan Sofuoğlu da dün “Erdoğan sayesinde milyonersiniz. Yediği kabı pisleyen ünlü nankörlersiniz” sözleriyle fotoğraflarını paylaştığı sanatçıları hedef gösterdi!..

***

Şaşırdık mı? Burası; şairlerin, yazarların, türkü yakanların diri diri yakıldığı, oyunlarının yasaklandığı (En son Amasya’da Nazım’ın Taranta Babu’su yasak yedi!), salon verilmediği, sanatçıların pasaportlarının iptal edildiği, tiyatrolarının kundaklandığı, ustalara “sanatçı müsveddeleri” denilen, mizah dergilerine dava açılan, FETÖ’yle yıllardır mücadele eden karikatüristin, gazetecilerin FETÖ’cü diye zindana atıldığı, heykellere saldırılan, baleye operaya küfredilen, sanatın içine tükürülen, antik tiyatroya beton dökülen ülkeydi!

***

Zordur Türkiye’de sanatçılık; hele muhalifseniz. Biata dik duruş sergilemek; çok zordur ama onurludur! Oysa; hep sisteme, despotizme karşı çıkmıştır sanatçı. Sanatçı; başkaldırıdır, itirazdır; haksızlığa uğrayanın yanında durmaktır. Sanatın yapısı, bunu gerektirir! Merhum OdaTV Yazarı Mümtaz İdil’in -unutulmaz- ifadesiyle; kendi özgürlük düşüncesini toplum için de isteyen ama bunun ütopik bir çaba olduğunu da asla kabul etmeyen bir ‘inatçı keçidir’ sanatçı. Özgür düşünce kalesidir, ülkesinin aydınlık yüzünü yansıtandır! Sanata sindirme ve etkisiz hale getirmeye dayalı bir politika güdenlere, 'Sanat eserleri insanlığa aittir. Fikirlere kelepçe vurulmaz, sanat-çı yok sayılamaz!' diye haykırandır!

***

Orhan Aydın Usta; çağrıda bulunmuş meslektaşlarına: “Korkmayın dostlar! Bu ülke; Muhsin Ertuğrul'un, Haldun Taner'in, Nazım Hikmet'in, Sait Faik'in, Yılmaz Güney'in, Yaşar Kemal'in, Afife Jale'nin ve binlerce aydınlanmacının memleketidir. Teslim olmayın!”

Biz de Atatürk’ün muhteşem sözünü anımsatalım sanatı sanatçıyı yok sayanlara: “Sanatçı, alnında ışığı ilk hisseden insandır!..”