Röportaj / Sinan KESKİN

Henüz 12 yaşında bir çocuğunuz varsa çocuk edebiyatı özel ilgi alanınız oluyor. Hele bir de çocuklarımıza edebi eser diye okutulmaya çalışılan, dil bilgisinden, nitelikli içerikten yoksun eserlerle karşılaştığınızda bu konuya daha çok eğiliyorsunuz. Bir süre önce hem gazetemizde hem de koronavirüs salgını nedeniyle ara verdiğimiz gazetemizin kültür sanat eki İzsanat'ta çocuk edebiyatı üzerine çalışmalar yapmıştım. Bu işe kafa yoranlarla, çocuk edebiyatı alanında eser veren nitelikli yazarlarla konuyu enine boyuna konuşmuştum.

Benim kaygılarımı taşıyan başka isimler de olmuş ki geçtiğimiz günlerde beni çok heyecanlandıran bir oluşumun haberini aldım. Eğitimci yazar Nevzat Süer Sezgin'in "Yetişkinler için Çocuk ve Gençlik Edebiyatı" programına katılan yazar ve eğitimciler Yusuf Çağlayan'ın girişimleriyle bir araya gelerek Eksi 18 Edebiyat Topluluğu'nu kurdular.

Yusuf Çağlayan ile, içerisinde benim de yakından takip ettiğim yazarlar bulunan Eksi 18 Edebiyat Topluluğu'nun kuruluş sürecini ve projelerini konuştuk.

Öncelikle kısaca Yusuf Çağlayan'ı tanıyabilir miyiz?
Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği bölümünü ve Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi bölümünü bitirdim. Sonrasında yine Anadolu Üniversitesi’nde Marka İletişimi üzerine eğitimime devam ettim. Bir süre İzmir’de öğretmenlik yaptıktan sonra 2013 yılında kendi eğitim danışmanlık şirketimi kurdum. O zamandan bu yana Zikzak Grup bünyesinde öğrenci, öğretmen ve eğitim kurumları için çeşitli eğitim programları tasarlıyorum. Öğrencilerle yaptığım çalışmaların adı Hayal Bilgisi Atölyeleri. Her atölye kitaplarla ilişkili ve okuma yazma becerisi odağından bütüncül bir gelişimi hedefliyor. Öğretmenlerle de çeşitli alanlarda mesleki gelişim programları üzerine çalışıyorum. 20 binden fazla öğrenci ve 2 binden fazla öğretmen ile çalışma şansım oldu. En büyük sermayenin insan ve deneyim biriktirmek olduğuna inanıyorum. Bu nedenle de ortak akla çok değer veriyorum. 2014 yılından bu yana Sistem Düşüncesi Derneği ile, 2015 yılından bu yana Öğretmen Kulübü ile, 2017 yılından bu yana İzmir Eğitim Kooperatifi ile, 2020’nin ortalarından bu yana da Eksi 18 Edebiyat Topluluğu ile yol arkadaşlığı yapıyorum. Her ne kadar İzmir’in yerelinden de doğsak, değişen dünya koşulları ve iletişim yöntemleri sayesinde çok farklı yerden çalışma arkadaşlarımız var.

Eksi 18 Edebiyat Topluluğu, çocuk ve gençlik edebiyatını kendine mesele edinmiş bir topluluk. Bu fikir sizde nasıl oluştu? Fikri hayata geçirme sürecinizden bahseder misiniz?
Çocuk ve gençlik edebiyatı kitapları, mesleki ve kişisel yolculuğumun en önemli yapıtaşları arasında. Sanırım bu sebeple çalışma ofisimizin adı Zikzak Kitaplık. Burada nitelikli çocuk ve gençlik edebiyatı ürünlerini buluşturuyoruz. Bazılarını Hayal Bilgisi Atölyeleri kapsamında okul öncesinden lise son sınıfa kadar farklı yaş gruplarındaki öğrenciler ile buluşturuyoruz. Öğretmenlerle kitapları nasıl birer eğitim aracına dönüştürebileceklerini çeşitli eğitim programları aracılığı ile çalışıyoruz. İş böyle olunca nitelikli edebiyata meraklı birçok farklı rolde insan ile yollarımız kesişti. Yazar, çizer, editör ve adayları ile birlikte öğretmen, ebeveyn, yayıncı, kitapçı gibi birçok yol arkadaşımız oldu. Özellikle sevgili öğretmenim Nevzat Süer Sezgin rehberliğinde düzenlediğimiz Yetişkinler İçin Çocuk ve Gençlik Edebiyatı programına katılan edebiyat meraklılarından gönüllüler ile Eksi 18 Edebiyat Topluluğu adı altında birleştik. Bu çok daha nitelikli bir iletişimin altyapısını sağladı. Henüz daha yolun başında bir topluluk olmamıza rağmen önemli projelere imza attık bile.

Yaşadığımız pandemi süreci çalışmalarınızı nasıl etkiledi? Pandemi öncesi ve sonrasını karşılaştıracak olursanız neler söylersiniz?

Mart ayından bu yana iyisi ve kötüsü ile bir dolu şey yaşıyoruz. Ben olabildiğince iyi tarafları görmeye çalışıyorum; çünkü diğer taraf ile ilgili neredeyse yapabileceğim hiçbir şey yok. Dijital teknolojiler, çevrim içi iletişim araçları sayesinde uzaklar yakın oldu. Zaman daha verimli ve etkili kullanılmaya başladı. Ben çevrim içi iletişim araçlarını mesleki ve kişisel yaşantımda uzunca zamandır kullanmaya gayret ediyordum. Son yıl içerisinde kullanıcı insan sayısı da artınca çok farklı deneyimler ortaya çıkmaya başladı. Öğrenciler için tasarladığım atölyelerin tüm sürecini, senkron (eşzamanlı) ve asenkron (eşzamansız) etkinlikler ile zenginleştirebildim. Bu sürece rehberlik eden öğretmenler çok daha fazla işin içerisine girebildiler. Dünyanın her yerinden eğitim programlarımıza ve etkinliklerimize ilgililer katılmaya başladı. 2013 yılından bu yana İzmir’in yerelinden doğan ve büyüyen organizasyonlar olarak çok daha geniş bir kitle ile iletişimde olabilme şansı yakaladık. Tüm bu deneyimleri görmezden gelemeyiz. İnsanlık olarak gelişim ve değişim ilkelerimize aykırı olur. Pandemi, hayatımızda dijital olarak bir devrim yarattı. Hem kullanıcılar hem de bu araçları üretenler olarak, belki on yıl sonra varacağımız bir deneyime birkaç ay içerisinde uyum sağlamak durumunda kaldık. Pandeminin etkileri azaldıkça ve yüz yüze iletişime geçiş ile birlikte çevrim içi iletişim araçları hayatımızdaki varlıklarını mutlaka korumaya devam edecekler. 

Eksi 18 Edebiyat Topluluğu’na dahil olabilmek için koşullarınız neler? Katılımcılarınızda ne gibi özellikler arıyorsunuz?

Topluluğumuzun iki önemli bileşeni var: 18 yaş altı bireylerin okuma önceliği olduğu edebiyatı kendine mesele edinmek ve sevgili öğretmenimiz Nevzat Süer Sezgin’in eğitim programına katılmak.

Nevzat Süer Sezgin, geçmiş deneyimleri, yaşam öncelikleri, bakış açısı ve vizyonu ile hepimizin önünde çok önemli bir rol model. 2014 yılından bu yana yaptığı eğitim programlarına katılan meraklılar ile çok değerli kitapları ve dolayısı ile yazarları edebiyat dünyasına kazandırdı. Yılın belli dönemlerinde, sınırlı sayıda katılımcı misafir ettiğimiz eğitim programları, Zikzak Grup ev sahipliğinde düzenleniyor ve tam 16 hafta sürüyor. Bu süre boyunca çocuk, çocuk gelişimi, edebiyat, edebi türler, deneyimli konuklar gibi temel meseleler bütüncül olarak ele alınıyor. Katılımcılarımız, yaptıkları ödevler ve bu ödevlere aldıkları dönütler ile aslında taslak dosyalarını da hazırlamış oluyorlar. Tüm sürecin sonunda birbiri ile benzer ve farklı özelliklerini çocuk ve edebiyat özelinde keşfetmiş, her şeyden değerlisi “uyumlu” bir grup ortaya çıkmış oluyor. Bu grubumuzdaki katılımcılarımızdan gönüllü olanları topluluğumuza ve maceramıza davet ediyoruz.

Hayata geçirdiğiniz ve geçirmeyi planladığınız projeleriniz neler?

2014 yılından bu yana yapılan eğitim programlarımıza katılmış kişilere bir çağrı yaptık ve gönüllüleri bir araya getirdik. Dijital araçları da kullanarak katılımcılarımızı ve bugüne kadar yazdıkları kitapları daha yakından tanımamıza yardımcı olacak web sayfamızı hazırladık: www.eksi18edebiyat.org

Henüz daha yolun çok başında olmamıza rağmen çok güçlü projeleri, topluluğun gücü ile tamamladık ya da devam ediyoruz. Pandemi döneminin başında Nevzat öğretmenimizin çağrısı ile yirmi yazar ve çizer bir araya geldi ve Ah Korona Vah Korona Öyküleri derlemesi ortaya çıktı. Yakın Çocuk’tan yayımlandı. Yine benzer şekilde Hasan Karaca’nın çağrısına yirmi beş yazar cevap verdi ve “Geliyorlar! Sevgi Dolu Öyküleriyle” derlemesi ile hayvan dostlarımız hakkında öyküler yazdı. Kısa bir zaman içerisinde Yakın Çocuk’tan yayımlanacak. Ben de her pazartesi akşamı saat 21.00’de Zikzak Grup’un Instagram hesabında canlı yayınlar yapıyorum. Her yayında topluluk içerisinden veya dışarısından edebiyatı kendine mesele edinmiş kişileri misafir ediyor ve deneyimleri üzerine konuşuyoruz. Sonrasında bu yayınları “Eksi 18 Edebiyat Sohbetleri” adı altında Youtube’ta ve web sitemizde yayınlıyoruz.

Türkiye'de çocuk edebiyatının geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce günümüz Türkiye çocuk edebiyatının en önemli sorunları nelerdir? Sorunların çözümü için önerileriniz var mı?

Her alanda olduğu gibi edebiyatta da bütüncül bir bakış açısına ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Bir yazar olarak nitelikli bir metin üretmiş olabilirsiniz. Ancak bu maceranın daha ilk adımı. Bu metni iyi yönlendirecek bir editör, estetik iş birliği yapacağınız bir çizer, bu üçlüyü birleştirecek bir yayıncı, nitelikli bir tasarımcı ve baskıcıdan sonra ancak kitap elle tutulur hale geliyor. Yolun bir kısmını daha ilerledik. Sonrasında bu kitabı okuyucu ile buluşturacak kitabevleri ve çevrim içi satış siteleri, binlerce alternatif arasından bu kitabı seçecek ebeveyn, öğretmen ya da çocuk. Bu yoldaki her rol, nitelikli edebiyat konusu ile ilgili kendine düşen payı üstlenmediği sürece hep bir kopukluk yaşacağız. Ne kadar karmaşık olduğu sanırım çok açık. Sırf bu nedenle bile Eksi 18 Edebiyat Topluluğu gibi örgütlenmeler çok değerli. Nitelikli edebiyatı üretmek ve okuyucuya ulaşmasını sağlamak için birbirimizden haberdar olmamız gerekiyor. Bir kitabın iyi ya da kötü, doğru ya da yanlış olup olmadığı konusunda öznel ve nesnel ölçütler olduğunu düşünüyorum. Kâğıt çeşidi, boyut, çizim, baskı gibi konular ile birlikte bilimsel ve ahlaki değerlere uygunluğunu çok önemsiyorum. Ancak edebiyatın en nihayetinde bir sanat olduğunu unutmamak gerekiyor. Sanatçı, kendine mesele edindiği konuları yazarak okuyucusuna ulaştırmak ve sanatını yapabilmek için birçok kişi ve kurumla iş birliği yapmak, olabildiğince fazla ve farklı alanda deneyim sahibi olmak, kendisi, çevresi, toplumu ve dünyası ile iletişimini sürekli tutmak zorunda.

Öğretmen kulübünden bahsedebilir misiniz? Sanırım çalışmalarınıza ilk olarak böyle başladınız. Daha çok öğretmen ve öğretmen adaylarını bir araya topladığınız ve çeşitli eğitimler verdiğiniz bir oluşumdu bu.

2013 yılında Zikzak Grup’u kurduktan ve 2015 yılında aktif okul hayatından ayrıldıktan sonra fark ettiğim şeylerden biri de “öğretmenin, öğretmenler ve öğretmence” zaman geçirmesinin değeri oldu. Bu çıkış noktası ile her cuma akşamı, tamamen sosyal gönüllü olarak Zikzak Kitaplık’ta yarı yapılandırılmış bir formatta bir araya gelmeye başladık. Mesleki ve kişisel deneyimlerimi paylaşarak başlayan bu süreç, zamanla belli paylaşım formatlarının ortaya çıkmasına sebep oldu. 3 yıl boyunca bu şekilde 99 buluşma yapmış, 300’den fazla konu ve konuk ile önemli bir hafıza oluşturmuştuk. En önemli değişimi o zaman yaşadık. 4. Sezon öncesinde bir çağrı yaptım ve gönüllüler ile bir yürütücü ekip kurduk. O gün bu gündür Öğretmen Kulübü, 10 kişilik bir ekibin ortak aklı ile tasarlanıyor ve yürütülüyor. Cuma akşamı yaptığımız buluşmalar hala devam ediyor, 200’e geldik sayılır. Ancak buluşmalarının yanında Açık Atölyeler ve Öğretmen Sohbetleri gibi yeni ürünlerimiz de oldu. İhmal etmediğimiz şeylerden biri de her ay ağımıza takılanları ve gözlemlerimizi dijital bültenler ile yazılı hale getiriyor ve sosyal dünya ile paylaşıyoruz. Ayrıntılı bilgi için www.ogretmenkulubu.org sayfasını inceleyebilirsiniz. 

“Çocuk ve gençlik edebiyatı”, edebiyatımızın özel bir alanını tanımlamak için yaygın kullanılan bir ifade. İnsan yaşamının farklı iki evresine atfedilen tek bir “edebiyat”tan söz edilebilir mi? Gerek kavram gerek kapsam bakımından konuyu nasıl ele alabiliriz?

“Çocuk” meselesi her ne kadar basit gibi görünse de çok boyutlu bir arka plana sahip. Çalışma alanına göre çok çeşitli tanımlamalar yapılabilir. Bilimsel, ekonomik, toplumsal, dini, hukuki olarak çok farklı çerçeveleri var. Bizim en temelde baz almamız gereken yer ise “Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi”’dir. İlk maddesi der ki “Her birey, on sekiz yaşına kadar çocuk olarak kabul edilir ve vazgeçilmez haklara sahiptir.” 

Edebiyat özelinde konuya yaklaşmak gerekirse yakın zamana kadar “çocuk edebiyatı da nedir, edebiyat edebiyattır” söylemlerini sıkça duyardık. Ancak gelişim evreleri, bireysel benzerlik ve farklılıklar, kişisel yetkinlikler gibi temel dinamiklere göre bazı evrelere genelleme yapma gereği şüphesi gerekli olmaktadır. Bu konuda benim en güzel özetlediğini düşündüğüm fikir, sevgili Mine Soysal’a ait: Çocuk edebiyatı, çocukların da okuduğu edebiyattır.

Özetle söylemek gerekirse on sekiz yaş altı bireylerin okuma önceliği olduğu; ancak isteyen herkesin okuyabileceği edebiyat, çocuk edebiyatıdır. Kendi içinde çeşitli alt sınıflandırmalara elbette ki ayrılabilir. Bu sınıflandırmalar, alt yaş için bir genelleme olabilir ancak üst yaş vermek pek mümkün değil. “İlgili olan herkes” demek en güzeli.

Toplulukta bulunan isimler

Ayfer Demirtaş, Ayhan Gündüz, Ayşe Gündüz, Ayşen Göreleli, Ayten Kaya Görgün, Başak Fındıkçıoğlu, Bedia Korkmaz, Bihter Bilir, Bilge Tayfun, Buket Başaran Akkaya, Burçak Temel, Cenk Öztekin, Dilek Yılmaz, Dilge Güney, Duygu Bulunmaz, Duygu Uzel, Ebru Köfter, Ece Kanber, Elif Bülbül, Elif Çelebi, Emek Yalın Orhon, Erkan Bulunmaz, Ersin Köseoğlu, Esma Zafer Ertan, Feray Ünal, Filiz Gündoğan, Gönül Çatalcalı, Gülay Pamuk, Gülnaz Çağlayan, Güzin Öztürk, Handan Gökçek, Hande Baba, Hasan Karaca, İlknur Erdoğan, Kader Varlık, Lale Bollukcu, Levent Salıcı, Melis Yücel Özbek, Merve Çalışkan, Mine Ömer, Nalan Yılmaz, Nazlı Solgun, Neriman Ekinci, Nermin Şenol, Nevzat Süer Sezgin, Nihal Yurtseven, Nurhayat Güngör, Osman Torun, Oya Uslu, Öncül Çakı Işık, Özlem Çoban, Sakine Çavdar, Serap Şahin, Sevin Sezgin, Sülbiye Yıldırım, Şebnem Demir, Uğraş Demir, Vicdan Efe, Yayla Boztaş, Yeliz Gelemeryeli, Yusuf Çağlayan, Zeynep Evren.

Her Pazartesi saat 21.0'da Instagram'da 

Pandeminin ilk günlerinde Nevzat öğretmenim aradı ve “Evlere kapandık, moralimiz çok bozuk, bari birbirimizden haberimiz olsun. Bir şeyler yapabilir misin?” dedi. Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında her pazartesi ve çarşamba günleri bir konuk misafir ettik, Zikzak Grup hesabında. Asla alan uzmanı olarak değil, bu alanı kendine mesele edinmiş bir meraklı olarak konuştuk. Yayının son bölümünde de konuğumuzun kendi kaleminden çıkmış kısa bir öyküsünü seslendirmesini istedik. Böylece hem konuğumuzun bakış açısını hem de kaleminin dilini kısacık bir zamanda en azından tanıma fırsatı bulduk. Bu program o kadar keyifli ve anlamlı oldu ki bu yıl devam edelim dedik. Artık Eksi 18 Edebiyat Topluluğu hayatımıza girdiği için çok daha hızlı ve derin bir planlama yaptık. Yıl boyunca her pazartesi bir konuğumuz ve konuğumuzun kendini yakın hissettiği ve 18 yaş altı bireyler özelinde bir edebi tema üzerine sohbetimizi yapıyoruz. Bazı öğretmen arkadaşlarımızın okullarına ortak okuma kitaplarını seçerken bu yayınların kayıtlarından yararlandığını, ebeveynlerin kitap seçiminde referans aldıkları bir tarza dönüşmesi ise en büyük motivasyon kaynağım. Tüm kayıtlara web sayfamızdan ulaşabilirsiniz: https://www.eksi18edebiyat.org/projelerimiz/edebiyat-sohbetleri