Bandırma, kendi halinde bir İlçedir..
Balıkesir den uzak, kendi yağıyla kavrulur…
Yalnızlık çukurundaki bu kenti futbola verdiği değer yüzünden beğenirdim…
Hem taraftarı hem kent önderleri bu takıma yıllardır destek verir ve üzerine titrerlerdi…
Zaman zaman da çok sağlam takımlar çıkardılar.
Açıkçası Bandırma karşısında alınacak sonucu pek önemsiyordum.
Maç başladığında bende Göztepeli topçular gibi pek havalı pek rahattım.
Eh ne de olsa fark atarak dönülmüştü deplasmandan…
İlk yarı sağlam oyun koydu Göztepe…Hızlı istekli…Kendinden emin…
Nitekim gol cila yaptı bu isteğe…Bandırma çekindi, hem de çekildi…
Ne olduysa sonra oldu zaten…Daha kalecinin eline doğru dürüst top deymeden gol yedi sarı kırmızılılar…Beraberliğe rağmen direnç devam etti.
Devre arası rahattım doğrusu…Bu oyun bir şekilde gol yaptırır diye…
Aman tanrım…
O Göztepe gitti, darmadağın bir takım geldi. Matteus çok aksadı, duran toplarda defans yine adam paylaşamadı…Orta sahada Ertuğrul dışında elle tutulur kimse kalmadı…
Suat hoca oyuna müdahale etti. Müdahale daha berbat sonuç verdi. Halil sol kanattaki başarısını sağ kanada taşıyamadı…Bu dağınıklık Bandırma’yı bir gole daha taşıdı.
Benim için Bandırma filmi buradan sonra koptu…
Topu alan yere bıraktı kendini. Benim saydığım 9 kez oyunu durdurup zaman kazanmaya çalıştılar…Üstelik centilmenliğe hiç yakışmayacak şekilde…
Böyle çirkinlikler ile Göztepe kazansa inanın hiç tasvip etmem…
Maç sonuna kadar defalarca yattılar…
***
Yani iki pamuk şeker karşılaştı burada…
Birinin mumu ilk yarıya kadar yandı , sonra darmadağın olup söndü…
Bir diğeri balla gelen üçüncü golden sonra şımarıklıktan belki de biraz da korkudan sırt üstü yatarak maç tamamladı…
Maçtan sonra elimizde pamuk şekerin sapı kaldı…
Yazıklar olsun böyle sporculuk anlayışına…
Ben bunları yazarken maçın sonuna sadece dört ekleyen hakem…
Sende pamuk şekerin sapıymışsın…Ayıp be..