Kitapsız, okumasız bir yaşam nice eksiktir, nice yavandır.

Sağ olsunlar şair, öykücü, romancı yazar, şair dostlarım bana kitaplarıyla ‘merhaba’ dedikçe içimdeki sevinci anlatmam olası değil.

İyi ki kitaplar var, onlara emek veren, yaşam veren yazarlar, şairler, aydınlar, bilim ve ekin insanları var.

Kitaplığım varsıllaştıkça ben de donanıyorum, çoğalıyorum, kalabalıklaşıyorum.

Sözü uzatmadan yine kitaba getireceğim. Bugün öyküden, şiirden, denemeden üç konuğum var.

Çeşitli yazın dergilerinde öyküleri yayımlanıyor Buket Başaran Akkaya’nın. İzmir Devlet Tiyatrosu’nda “Dekoratör/Kostüm Kreatörü” olarak görev yapıyor. İlk öykü kitabı “Su ve Hayat” İlya Yayınevi’nden 2009’da çıkmıştı.

Annesi Gülter Yalman’ın anlatımından yola çıkarak derlediği masalları “Gül Annemin Masalları” adıyla 2016’da yayımladı. Birçok seçkide öyküleri yer aldı. Ayrıca yayımlanan oyunları da var.

Bu kez “Öteki Beriki” adlı öykü kitabıyla okuruna ulaştı. Mart 2019’da Kurgu Kültür Merkezi Yayınları’ndan çıkan kitapta Akkaya’nın 19 öyküsü yer alıyor.

Yine bir öykü yazarı Hande Baba da Akkaya’nın öyküleri için şunları yazmış arka kapakta:

“Buket Başaran Akkaya’nın kısa ve vurucu öykülerini okurken yolda ya da herhangi bir yerde hiç ilgimi çekmeyecek, bir kez olsun dönüp bakmayacağım insanların alışılagelmiş hâllerinin ardını gördüm. Sıradanlığın derinliğine inerken yaşadığım çarpışmalar beni ‘Belki de sıradan tek bir kişi dahi yok; onları öyle bulan, öyle bulmayı tercih edip görmezden gelen bizleriz’ sorgulamasına itti.”

Akkaya, dili zorlamadan, akıcı bir anlatımla okunur kılıyor öykülerini.

Çoğuna tanık olduğumuz, rastladığımız, yaşanmışlıkların da içinden geçen öykülere katıyor bizi.

Ahmet Günbaş aracılığıyla tanıştım İbrahim Eroğlu’yla; Küçükkuyu’da, Ahmet Uysal’ı anma etkinliğinde.

İncelik gösterip yeni şiir kitabı Portekiz Dörtlükleri’ni imzalayıp verdi.

Eroğlu 1980’den beri Hollanda’da yaşıyormuş. La Hey’de bir ilköğretim okulunda sınıf öğretmeni olarak çalışıyormuş. Bugüne dek beşi gülmece, dördü şiir olmak üzere dokuz kitabı yayımlanmış.

Portekiz Dörtlükleri’nden tadımlık dizelerle merhaba diyelim Eroğlu’na:

Uçaklar alçalırken akşamları

Kuyumcu dükkânları gibi görünür Lizbon sokakları

Ankara’nın bilirim halbuki

Sabahları öyle değildir o sokakların araları

Bahar geldi diye

Pikniğe gidiyorlar Portekiz’in kızları

Yeni açılmış papatyalara çeviriyorlar

O Anadolu’dan bildiğimiz kırları

Seval Arslan’dan denemeler

Deneme, kısaca belirli bir konuya ilişkin olarak kişisel duygu ve düşüncelerin anlatıldığı metin türü olarak tanımlanırsa da göründüğü kadar kolay değil.

Şiire, resme çalışan, yazma tutkusunu eksiltmeyen Seval Arslan, yazın-sanat dergilerine, gazete köşelerine “derince” başlığıyla yazdıklarından bir seçki yapıp “Söze Derince Dokunuş” dedi bu kez.

Manisa Haber ve Çağrı haber gazeteleri, Patika, Kasabadan Esinti, Kasaba Sanat, Kurşun Kalem, Mühür, Tmolos, Şehir yazın-sanat dergilerinde yer alan yazılarında Seval Arslan insanı, insan hallerini, kadınları, komşulukları, geçmişe yolculukları, dost kitapları yazmış.

“İçinde duygu olmayan hiçbir sözün, resmin, yazının, davranışın” anlam taşımadığına inandığı için “yaşama anlam katmak, yüreğinin sesini başka yüreklere de dokunmak” için yazdığını söylüyor Arslan.

Mühür Yayınları’ndan Şubat 2019’da çıkan Söze Derince Dokunuş 144 sayfa.