Her ekonomik kriz bize doğal zenginlikler kazandırmaya devam ediyor. Pandemi ile dolar yükselmeye başladı, hemen Karadeniz’de doğalgaz bulduk. Kriz derinleşti Adana’da petrol ve şimdi enflasyon tarihi rekor kırdı, Eskişehir’de Nadir Toprak Elementleri (NTE) bulduk. Aslında hiçbir haber yalan değil. Bulduk mu bulduk. Ama, bazen, sanki, aynı buluşu ekonomik kriz haberlerini bastırmak için sene farkı ile birkaç defa buluyormuşuz gibi geliyor. Çünkü geçen hafta haber kanallarına düşen nadir toprak elementlerini bulduk türü haberleri 2020 haberleri içinde okuyabiliyorum. Neyse ki Google bizim için arşiv tutuyor da neyi ne zaman bulduğumuzu net olarak hatırlayabiliyoruz. Valla Google olmasa dün ne yediğimizi unutacağız. Bir de seneler içinde buluş miktarları da değişiklik gösterebiliyor. Sanki o buluş yeterince büyük ses getirmezse bulunan doğal zenginliklerin miktarı bir iki sene sonra birkaç kat artış gösterebiliyor. Velhasıl bu küçük detaylara takılmazsanız ülkemizin doğal zenginliklerinin ortaya çıkarılması haberleri elbette mühim haberlerdir.

Peki nedir bu yeni “nadir” keşif diye yeni merak edenlerdenseniz, kısa bir bilgi derlemesi ile yaptım. Nadir toprak elementleri (NTE), on yedi metalik elementten oluşan bir sete verilen isimdir. Bu elementlere periyodik tablodaki on beş elementten olan içlerinde daha önemli ve kullanışlı metaller olan, lantanit, skandiyum ve itriyum dahildir. Nadir toprak elementleri, birçok yüksek teknolojili cihazın önemli bir parçasıdır. ABD Jeolojik Araştırmalar haber bülteni "Going Critical" bu durumu şöyle açıklamış: Nadir toprak elementleri (NTE), özellikle cep telefonları, bilgisayar sabit diskleri, elektrikli ve hibrit araçlar ve düz ekran monitörler gibi yüksek teknolojili tüketici ürünleri olmak üzere geniş bir uygulama yelpazesinde 200'den fazla ürünün gerekli bileşenleridir. Önemli savunma uygulamaları arasında elektronik ekranlar, rehberlik sistemleri, lazerler ve radar ve sonar sistemleri bulunur. Bir üründe kullanılan NTE ağırlık miktarı, değer veya hacim olarak o ürünün önemli bir parçası değildir. Ama işlev yönünden çok önemli bir parçasıdır. Örneğin, NTE'den yapılmış mıknatıslarda NTE genellikle toplam ağırlığın sadece küçük bir kısmını temsil eder. Ancak onlar olmadan, mili motorları ve masaüstü ve dizüstü bilgisayarların ses bobinlerini çalıştırmak mümkün olmazdı. Üretim kapasitesi yönünden de NTE üretiminde Çin giderek ön plana çıkan bir ülke olduğu için durum tüm dünya için stratejik bir noktaya gelmiştir. Rakamlar ile anlatmak gerekirse 1993 yılında, dünya NTE üretiminin yüzde 38'i Çin'de, yüzde 33'ü Amerika Birleşik Devletleri'nde, yüzde 12'si Avustralya'da ve yüzde beşi Malezya ve Hindistan'daydı. Brezilya, Kanada, Güney Afrika, Sri Lanka ve Tayland da dahil olmak üzere diğer bazı ülkeler geri kalanını oluşturuyordu. Bununla birlikte, 2008'de Çin, dünya NTE üretiminin yüzde 90'ından fazlasını ve 2011 yılına kadar da dünya üretiminin yüzde 97'sini kapsadı. 1990 ve sonrasında başlayarak, Çin Hükümeti üretilmesine ve ihraç edilmesine izin verdiği NTE'lerin miktarını değiştirmeye başladığından, NTE'lerin arzı bir tüm dünyada büyük bir sorun haline geldi. Çin Hükümeti ayrıca yavaş yavaş Çin'den NTE’leri ihraç edebilecek Çinli ve Çin-yabancı ortak girişim şirketlerinin sayısını sınırlamaya başlamış durumda. ABD’de başkan Donald Trump döneminde konu iyice ayyuka geldi. Bu sebeple NTE’ler ABD ve Çin arasındaki büyük problemler içinde önemli başlıklarından biri oldu.

Türkiye’de özellikle kendi elektrikli otomobilini üreteceğini açıkladığından beri NTE’ler ülkemiz içinde daha önemli bir stratejik ürün haline geldiler. Çünkü kendi pil teknolojisini üretmek istiyorsanız NTE’ler kritik bir bileşendir. Sürekli olarak başka ülkelerden ihraç edip bu bileşenlerden katma değer üreten teknolojik başka ürünler üretemezsiniz. O zaman ürettiğiniz ürün “milli ürün” olmayacaktır. Bir ürünün gerçekten milli olarak adlandırılabilmesi için hammaddeden üretim teknolojisine kadar kendi ülke sınırları içinde üretmelisiniz ki göbekten başka ülkelere başlı kalmayın.

Bu noktada birkaç sorunu ne ölçüde çözdüğümüzü zaman gösterecek. Birinci sorun ülkemizdeki NTE’lerin keşfedilen miktarı ne ölçüde üretime izin verecek kadar büyük? İkincisi bu NTE’leri işleyecek teknoloji ve fabrikalarımız var mı? Yoksa bu ürünleri topraktan çıkarıp işlemek için başka ülkelerin yardımına mı muhtaç kalacağız? Bu tür hassas işleme teknolojileri uzun bir deneyime dayanıyor. Ha deyince bu metalleri işlemek ve onlardan stabil başka ürünler elde etmek mümkün olmuyor. Büyük miktarlarda kaliteli işlem yapabilmek için daha büyük yatırım yapılmış fabrikalar gerekecek. Bu tür işletmelerin yapımı ile ilgili bir haber görmedim. Genellikle bu tesisler hakkında vaat ve niyet şeklinde haberler dolanıyor. Ekonomik krizin bu boyutta devam ettiği bir durumda NTE keşifleri sadece ekonomik bir algı kampanyasının parçası mı yoksa gerçekten ülkemize değer kazandıracak bir keşif mi olduğunu zaman gösterecek. Umarım bu sürekli yerden fışkıran zenginlikler sadece ekonomik algıyı yönetmek için kullanılan hareketler değildir. Sağlıklı günler dilerim.