9 Eylül.

Hem İzmir'in kurtuluş, hem de Cumhuriyet Halk Partisi'nin resmi kuruluş günü.

Aslında Mustafa Kemal Atatürk CHP’nin kurulmasına ilişkin ilk açıklamasını 6 Aralık 1922 tarihinde yapmıştır ve kullandığı tanımlama da Halk Fırkası'dır.

Bu açıklamanın ardından yurt gezisine çıkan Atatürk'ün bir konuşmasında söylediği şu sözler önemlidir:

“Bence, bizim milletimiz birbirinden çok farklı menfaatleri takip edecek ve bundan dolayı da mücadele halinde buluna gelen çeşitli sınıflara malik değildir. Memleketteki sınıflar birbirlerine lazım olan ve birbirlerini tamamlayıcı ve bütünleyici mahiyettedir. Onun için de Halk Fırkası bütün sınıfların haklarını, yükselme sebeplerini ve saadetini sağlamak yolunda çalışmalarda bulunacaktır...”

***

Kısacası Mustafa Kemal Atatürk, o dönemin sınıf partilerine benzemeyeceklerini, daha geniş halk kesimlerini kucaklayacaklarını söylemiştir.

8 Nisan 1923 tarihinde ise, Mustafa Kemal Atatürk, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Başkanı sıfatıyla, bir bildiri yayınlamış, dokuz maddeden oluşan bu metin, bir seçim bildirgesi ve parti programı olarak kabul görmüştür.

İşte bu gelişmelerden sonra Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, Halk Fırkası'na dönüştürülmüş ve Mustafa Kemal Atatürk, 9 Eylül 1923’te İçişleri Bakanlığı’na başvurarak, Halk Fırkası'nın kuruluşunu bildirmiştir.

***

CHP'nin içinden geçtiği pek çok süreç için Doç. Oktay Gökdemir'in hazırladığı ve Yakın Kitapevi tarafından yayınlanan “Cumhuriyetin 90 Yıllık Çınarı CHP” isimli kitabını ısrarla öneririm.

Hocanın kitabını CHP'nin üyelerinin okuması ise şart konulmalı.

Nedeni de, CHP'nin bugününü anlamak için geçmişinin iyi bilinmesi gerçeği.

İleride başka bir tarihçi Oktay Hoca'nın izinden giderse, hem CHP tarihinin eksikliklerini giderir, hem de kitabı yazanın başına CHP'de neler geldiğini ekler sanıyorum.

***

Kemal Karataş...

CHP'nin 50 yıllık partilisi.

Altı dönem il başkanlığı yapmış, sayısız seçime girmiş, kendi deyimi ile “partililerinin başını öne eğmemiş” birisi.

Tweet atanın 8 yıldan fazla, ana muhalefet partisi liderine yumruk, yumurta atan, linç etmeye çalışanların ise bir biçimde serbest bırakıldığı Türkiye'de, Kemal Karataş da CHP'den ihraç edildi.

***

Seversiniz sevmezsiniz, görüşlerine katılırsınız ya da katılmazsınız ama Kemal Karataş CHP'nin hem de İzmir'de tarihidir.

Şimdi kendini ihraç edenlerin bir bölümünün kısa pantolon ile dolaştığı, belki bir bölümünün de dünyaya gelip gelmeyeceğinin belli olmadığı bir dönemde CHP'yi omuzlamış bir siyasetçidir.

İhracını gerekçe gösterilen yazılardaki görüşlerine katılmıyorum.
Hatta tam aksini düşünüyorum, ama Kemal Karataş'a yapılanı asla doğru bulmuyorum.

***

Koltuklar, makamlar, sıfatlar gelip geçicidir.

Nerede olursanız olun, verdiğiniz karar içinizi sızlatmıyor ve siz hiçbir şey duyumsamıyorsanız bilin ki vicdanınıza kaybetmişsinizdir.

Vicdanını kaybeden insan kendini kaybetmiştir.

Kendini kaybeden insan ise artık sağlıklı karar veremez.

Görün bakın, Kemal Karataş yeniden CHP'ye dönecektir.

Döndüğünde de yine gülecektir...