Hazırlayan/ Saadet ERCİYAS

Yaşamı boyunca biriktirdiği kitaplara çocuğu gibi bağlanan kitap dostlarına onlarla vedalaşmak çoğu kez zor gelir. Bağışlanması düşünülen kitapların doğru kişi, kurum ve kuruluşlarla buluşmasında da güçlükler yaşanır. Yaşamını İzmir'de sürdüren İnşaat Yüksek Mühendisi Abdullah Bizden, bu anlamda şansı yaver gidenlerden. Bizden’in zengin kitaplığını, koleksiyonunu İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Kütüphanesi'ne bağış süreci yaşanan ender ve güzel buluşmalardan. 

İnşaat mühendisi, yazar, kitap dostu Abdullah Bizden ile yaşamı boyunca biriktirdiği, bir kısmı ilk basım olan ve nadir bulunan kitaplar arasında yer alan 11 bin kitabını bağışladığı İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Kütüphanesi'nde buluştuk. 60 yıl boyunca derlediği kitaplar bugün kütüphanenin içinde kendi adını taşıyan kitaplıkta, çocukluk yıllarında başlayan okuma merakı, kitap sevdası ve selülozmanlık arasındaki farkı, kitap koleksiyonerliğini, bağış sürecini, bağışçıların endişelerini, kitabın geleceğini konuştuk. 

Kitap dostu mu selülozman mı?

Kitap dostluğunun dereceleri olduğunu söyleyen Abdullah Bizden, kitapseverlerin amacının öncelikle kitap okumak olduğunu belirterek, "İkinci derecede amaç kitap okumaktan çok sahip olmaya dönük. Hatta bu arzu okumayı da ikinci plana atarsa karşımızda kitap toplayıcılarını görüyoruz” diyor. Kitap toplayıcılığını aşırı hale getirince buna Latince'den gelen ve hastalık anlamı veren “bibliyoman”, “bibliyofil” ya da “selülozman” dendiğini paylaşıyor Bizden. “Kağıt selüloz baskı ne varsa onları toplamak biriktirmek ve yığmak anlamında. Selülozmanlık aşamasında çöp evler oluşuyor. Okuma amacı geride kalmış oluyor bu insanlarda. Selülozman değil kitap dostu olmak önemli“ diye ekliyor.

Abdullah Bizden, kitap okuma ve sahip olma amacına bilinç ve seçicilik eklendiğinde koleksiyonerlikten söz edilebileceğini dile getiriyor. Bizden, "Burada bir seçim yapılmış, bir ya da birkaç konu belirlenmiş. Hem okuyan hem sahip olmanın zevkini ama kıskançlıktan uzak olarak tadan bir başka aşama bu da. Bir ara ben de selülozmanlığın bir gerisinde hissediyordum, sonra bunu aştığımı fark ettim" görüşünü paylaşıyor. 

Koleksiyoner olmak

Abdullah Bizden, kitap dostluğunun koleksiyonerliğe evrildiği aşamada 1928 yılından sonra Latin harfleriyle yazılmış kitapların ilk basımlarına yönelmiş. Yine nadir kitaplar arasında bulunan Yeditepe Yayınları Koleksiyonu'ndaki 253 kitabı yıllar boyunca sabırla ve büyük emekle toplamış. 

Abdullah Bizden Koleksiyonu'nda Türk edebiyatı, tarih, felsefe, din, coğrafya ve güzel sanatlar olmak üzere 20'nin üzerinde farklı konuda kitaplar bulunuyor. Edebiyat ve kültür dünyasına damga vuran, 1940 - 1980 arasında Yeditepe, Dost, Yenilik ve Çağlayan yayınlarınca yayımlanmış tüm kitapların ilk baskıları da kitaplıkta yer alıyor. İzmir için özel önemi olan Kovan Yayınları ile Hür Efe Yayınları, Necip Fazıl Kısakürek'in sağlığında yayınlanan kitapların tüm baskılarını içeren özel koleksiyon da bulunuyor. Abdullah Bizden'in koleksiyonunun belki de hiç bir yerde kolay kolay bulunmayacak bir başka özelliği daha var. Koleksiyonda sanatçı ve yazar inşaat mühendisleri konusunda, inşaat mühendislerince yazılan meslek dışı edebiyat, sanat ve düşünce kitapları da yer alıyor. 

Bu kitaplar benden sonra ne olacak?

Bugün 72 yaşında olan ve kitaplarını 60 yıllık süreçte önce evinde daha sonra Karşıyaka'daki bürosunda kurduğu kitaplığında bulunduran Abdullah Bizden, "Kitaplığınız sınırlı bir çevrede kalmasın istiyorsanız iki yol var: Birincisi vakıf kurmak, ikincisi bağışlamak" diyor. Bizden, bağışın kendisi için daha uygun olacağına karar vermiş. Kitapları halk kütüphanesinden çok araştırma kütüphanelerine uyan özel kitaplar olduğu için de kendi koşullarına uyacak yerler aramış.

Abdullah Bizden kitapları için bir yer ararken şansı yaver gitmiş ve o sıralar İzmir'de yeni kurulan devlet üniversitesi Katip Çelebi Üniversitesi ile görüşmüş. "Kitaptan anlayan insanlardı ve gelip kitaplığımı görmek istediler" diyor Bizden, o sıra üniversitenin kütüphanesinde 8 bin, kendi kitaplığında ise 10 bini aşkın kitap bulunduğunu anlatıyor. Kütüphane yetkililerinin ilk basım kitapları, nadir kitapları görünce etkilendiğini söyleyen Abdullah Bizden, 2018 yılında üniversiteye kitaplarının yanı sıra özel olarak tasarladığı kitap raflarını da bağışladığını dile getiriyor. 

“Kitaplığa gittiğimde, orada ders çalışan, araştırma yapan öğrencileri, eğitmenleri izlediğimde ne kadar hayırlı bir iş yaptığımı görüyor ve mutlu oluyorum" diyen Abdullah Bizden, nadir kitapları artık internetteki sahafçılardan rahatça bulabildiğini dile getiriyor. Bizden, hala ilk baskı arayışını sürdürdüğünü ve biriktirdiği kitapları yine üniversitedeki koleksiyonuna ekleyeceğini belirtiyor. 

Kitabı gerçekten seven ve bunca değer verdiği kitabı istediği koşullarda bir kuruma bağışlama şansını yakalayan Abdullah Bizden'in kitaplığından ayrılırken, “Darısı bağışçı olmak isteyen tüm kitapseverlerin başına” diyorum. Ekim ayında kaybettiğimiz İzmirli taşlama ustası Mukadder Özakman'ın kısa bir süre sonra kapanacak olan evinde bekleyen kültür mirası kitaplarının, dergilerinin şansının da açık olmasını diliyorum. 

Geçmiş olsun

Yakın dostu Osman Akbaşak, yazımı hazırladığım sırada arayarak Abdullah Bizden’in beyin kanaması geçirdiğini haber verdi. İKÇÜ Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde ameliyat edilen Bizden’in tedavisi yoğun bakımda sürüyor. Şifa bekleyen bu çok değerli kitap dostuna "geçmiş olsun" diyorum. Kısa sürede iyileşip sevdikleriyle, sevenleriyle ve sevdalısı olduğu kitaplarıyla yeniden buluşmasını diliyorum.