Zaman zaman gazetelerde okuduk. Valiler buzdolabı dağıttı, dönemin başbakanı ne derse onu yaptı.
Tartışma öyle noktalara geldi ki,
“Bunlar devletin değil, hükümetin valisi” dendi.
Bu tartışmaların yoğun olarak yaşandığı yerlerden biri de İzmir.
Özel idarelerin kapatılmasıyla ortada kalan malları,
Öyle bir dağıttı ki, “adaletin bu mu dünya?” dedik.

Hiçbir eleştiriyi iplemedi valimiz.
Ne biliyorsa onu yaptı.
Muhalefet eleştirdikçe,
O da iktidarın sözcüsü gibi konuştu.

Son bir fotoğraf verdi sayın valimiz.
Önceki gün Selçuk Belediyesi'nde.
AKP'nin artık sıradan milletvekili Binali Yıldırım'ın peşine takılıp gitmiş belli ki.
Özellikle sıradan diyorum, çünkü Binali Yıldırım artık bakan falan değil.
Masanın makam kısmında Binali Yıldırım ile Selçuk Belediye Başkanı oturuyor.
Karşısında ise AKP'liler.
İzmir'in AKP milletvekillerinin yanı sıra il ve ilçe yöneticileri de var.
Tek sırıtan sayın valimiz.

Eğer eski “bakandır, hürmet bu yüzden” derseniz,
“İzmir'de o kadar çok eski bakan var, hangi biriyle gitmiş bu güne kadar?” derim.
Ben sayın valimizi eski Ulaştırma Bakanı MHP'li Oktay Vural'ın yanında hiç görmedim.
Ya da eski Sanayi Bakanı MHP'li Ahmet Kenan Tanrıkulu'nun yanında da...
“Ne olacak milletvekilinin yanında gitmiş” derseniz,
O zaman da “İzmir'in CHP'li vekilleri harıl harıl geziyor. Bir kez bile yanlarında görmedim” derim.

Devletin Valisi sıfatı yerine, hükümetin valisi sıfatı taşımak zor iş.
Her emredilene “başüstüne” demek de...
O zaman dönelim şöyle geriye.
Takvimler 7 Ocak 2014'ü göstersin.
İzmir Liman Operasyonu yapılacağı gece,
Binali Yıldırım'a “bacanağına dokunulacağını” kim söyledi?
Yıldırım, bulunduğu yerdekilerden birinin telefonuyla kime “kaç” dedi?
Gelin bunların yanıtlarını arayalım.

CHP'lisi, MHP'lisi İzmirlilerin oyuyla seçilmedi mi acaba, sayın valimiz sadece AKP'li eski bakanın peşinde dolanıp duruyor.
Şimdi bir açıklama gelir.
“Sayın valimizin programı o civardaydı, bir raslantı sonucu devlet terbiyesinin gereğini” yapmıştır diye.
Biz de inanırız.
Zaten her söylenene inanmaktan değil mi başımıza gelenler?

Bu nasıl bir devlet ki,
Valisi hükümet komiseri gibi çalışır?
Trafiğin en sıkışık olduğu saatlerde ortalıkta tek bir trafik polisi göremezsiniz ama iş eski bakana gelince yollar kapatılır, kapalılar açılır.
“Kapatın bu dosyaları” diyerek emirler yağdırılır...
Tamam burayı Gavur İzmir diye bellediniz onu anladık da,
Karar verseniz...
Siz kimin valisisiniz?
Acaba,
Kışın yediğiniz boyozların,
Yazın sizi tırmalamayacağını mı sanırsınız?