İletişim kurma konusunda biraz zayıf bir milletiz.

Çoğu zaman birbirimize akım derken b.kum diyebiliyoruz.

Ne öğretmen öğrencisiyle, ne patron işçisiyle, ne koca karısıyla, ne anne çocuğuyla, ne de arkadaş arkadaşla sadece bu yüzden sağlıklı bir ilişki kuramıyor.

Küfür, hakaret, çemkirme, alay etme, aşağılama, küçümseme konularında elimize su dökülemez belki ama iş anlayışlı, önyargısız, hoşgörülü bir dil kullanmaya gelince çuvallıyoruz.

***

Karısının dekolte giymesinden rahatsız olan bir adam var diyelim.

Akşam dışarı çıkacaklar ve karısı göğüs çatalı görünen bir bluz giymiş ve adamın canı buna son derece sıkılmış olsun.

Çiftin arası pek de iyi değilse genelde yanlış üzerine yanlış tavır sergilenir ve adam aşağı yukarı karısına şunları söyler:

-Ne o öyle açmışsın mal varlığını. Ne o çok mu hoşuna gidiyor sergilemek? Git üzerine adam gibi bir şey giy, akşam akşam canımı sıkma benim!

Bunun üzerine kadın da dişli bir şeyse "Sana ne be gerizekalı, bu yaşa kadar sen mi giydirdin beni?" diye yapıştırır cevabı ve kavga kıyamet, o davete gidilmez.

Kavganın artçıları bir kaç hafta sürer.

Zaten o çiftin ilişkisinden de uzun vadade hayır gelmez.

***

Ama adamın söze girişinin şöyle olduğunu düşünün bir de:

- Sevgilim harika görünüyorsun da bu güzelliği sadece ben görsem? Güzel karım gitse de şöyle benim içimin rahat edeceği bir şey giyse, olmaz mı? Evet kıskanıyorum seni yapacak bir şey yok, çünkü çok aşığım!

Üzerine bir de sarılıp saça koklaya koklaya kondurulan içten bir öpücük olayı sakince halleder mi halletmez mi?

Tabii ki halleder.

Yani kısaca ne dediğimizden çok, nasıl dediğimiz önemli.

***

Üslup, tarz, beden ve konuşma dili politikada da çok önemli.

Mesela önümüzdeki günlerde Türkiye'nin siyaset dilinde önemli bir değişiklik olacak gibi duruyor.

Çünkü artık siyasi arenaya, neyi nasıl söyleyeceğini çok iyi bilen, üslup izan bilen, sakin ve tane tane konuşmayı delirmiş gibi avaz avaz bağırmaya tercih eden bir isim girdi.

İstanbul Büyükşehir Başkanı Ekrem İmamoğlu.

Şimdi rakipleri eğer son seçimden biraz ders aldı iseler rahatsız edici, irite edici, siyasete yakışmayacak ciddiyetsizlikteki avam tarzlarını değiştirmeye çalışacaklardır.

İşte asıl eğlence o zaman başlayacak gibi duruyor.

Alışmadık bedende öyle her elbise şık durmaz çünkü.

Hem bize yılardır gösterdikleri 'doğal hallerini' unutmamız artık mümkün değil.

Katranı ne kadar kaynatsan da şeker olmayacağını ilerleyen günlerde göreceğiz.

Bunlar bunlar diye diye aşağılanan, küçümsenen, hakaret gören bir nesli kandırmaları imkansız olacak.

Ama yine de siyasete bir çeki düzen geleceği kesin.

***

Kısaca özet geçelim: Birbirimize derdimizi anlatırken ses tonumuzu ve kelimelemizi çok dikkatli seçmek lazım. Dostluklarımıza, aşklarımıza, evliliklerimize ya da iş hayatımıza verdiğimiz onca emeğe çok yazık oluyor sonra. Anlayışlı ve kibar olmak, kaba saba bir kütük olmaktan her zaman daha kolay.