Bu Japon'lar artık fazla oldu. Rusya'daki Dünya futbol şampiyonasında, tribünleri temizlemeleri yetmezmiş gibi İzmir'de de farklı bir eyleme kalktılar.
Tarihi saat kulesinin çevresini ahalinin bön bön bakışına, son model cep telefonlarının kayıtlarına aldırmadan temizlediler.
Aynı eylemi Kapadokya'da da tekrarladılar.
Bu olmadı
Oldu da ağır oldu.
Siz kim oluyorsunuz da, bizim dengemizi bozuyorsunuz.
Piknik alanlarında bile çocuk bezi bırakmayı ihmal etmeyen kim? Biz...
Akdeniz'den Ege'ye, Ege'den Marmara'ya kadar sahil şeridini leş gibi bırakıp, 'Buradan acaba ne sürüsü geçti" diye dalga geçilen kim? Biz...
Çiğdem, çekirdek sefası sonrası parkları bahçeleri çöp tarlasına çevirip, utanmadan "burada belediye çalışmıyor mu?" Diye isyan eden kim? Yine biz...
Güzelim nehirlere her türlü nesneyi atan, fabrikanın arıtmasız atık boşaltmasına izin veren, sonra da toplu balık ölümlerine şaşıran kim? Biz...
Elindeki poşetleri yere attığı için kendisini uyaran kişiye" çevreyi kirli görmek istemiyorsan kendin temizle" cevabını vererek dayılanan, kel ve fodul arkadaşımız kim? Biz...
Yani herkes 'BİZ'i biliyor...
Güzel Japon kardeşim, dengemizi bozmayın.
Biz artık böyle bir ülke olduk.
Kaldı ki, sizin temizlediğiniz alanda saatlerce güvercinlerin arasında dolaşıp, kafasına kuşun pislemesini bekleyen var.
Kuş pisleyince ne olacak?
Şansı açılacak, parası olacak, eş bulacak.
Yani pislikten medet umuyor.
Japon kardeşlerim siz kendinize bakın.
Ben de boş durmadım sizi araştırdım.
Dünya çapında yapılan bir ankette "din hayatınızda önemli bir yer tutar mı?" diye sormuşlar sizlerin yüzde 71'i 'hayır' cevabı vermiş.
Yani itikadınız da zayıf.
Gidin şuradan, dengemizle oynamayın...