Ağız tadıyla bir 9 Eylül yazısı yazayım dedim.
Hani al eline işgal döneminin son valisi Kambur İzzet’i
Ver öbür elinle, körfez vapuruyla Yunan’a kaçan
Belediye Başkanı Hacı Hasanpaşa’yı, yapacaktım.
Belediye deyince sinyaller de, asfalyalar da attı yeniden.
Ankara’da CHP genel merkez semalarında uçan kuşum sinirimi bozdu.
Şu yaklaşan yerel seçim ve adaylar mevzuu açıldı.
Genel yorum şu çıktı ki genel merkez “KORKUYOR”
İnanılmaz değil mi?
Seçimlere 6 ay var.
Kim aday olacak kim olmayacak?
Aday gösterilen kişi ne kadarlık bir süreçte kendini anlatacak?
Yüksek Seçim Kurulu son başvuru tarihini seçime 45 gün kala olarak belirliyor.
Yani en geç 45 gün kala adayını söylemek zorundasın.
Oysa CHP'nin kılı kıpırdamıyor.
Kıpırdıyor da olacaklardan ödü kopuyor.
Önseçim ise tamamen hayal…
Üç beş küçük ilçe veya ilde göstermelik ön seçim. Gerisi atama.
İzmir ve çevresinde, geçen seçim kaybedilmiş ilçelerde 8 aday hemen açıklanacak.
Çünkü “Gık” diyecek kimse yok.
İş İzmir’e gelince herkes el frenini çekiyor.
Gelen bilgilere göre;
Genel Merkez İzmir’de çok büyük bir revizyona hazırlanıyor.
Belediye başkanlarının birçoğunun değişmesi söz konusu.
Ama iş açıklamaya gelince fren dibe kadar basılıyor.
Sebep?
Yeniden aday gösterilmeyecek olan başkanların gazabı (!!!)
Yani görevdeki başkanların bilerek ve isteyerek partilerine zarar verme olasılığı kaygısı.
Aday gösterilmedikleri için zarar verecekleri korkusu…
İşte tam da burası sözün bittiği yer.
….
“Asil atlar tepişir, garip eşek büzüşür“ dedikleri bu olsa gerek.
Yukarıda, Ankara’da bir güç savaşı var.
Belli ki masa başında bir şeyler dönüyor.
Onu bile doğru dürüst yapamayan bir yönetim şekli var.
Düşünsenize, masa başında oturmuşsun, “Yenilik yapmak lazım” diyorsun.
Açıklamaya “Gözün yemiyor.”
Üstelik hissedilen gerekçe kendi adamlarının “Sabotaj” yapacağı korkusu.
Olacak şey değil.
Neden ön seçimden KORKUYORSUN?
Hadi ondan kaçtın. Neden şimdiden açıklamaktan KORKUYORSUN?
Kimden, neden KORKUYORSUN?
Bence korkmuyor, KOKUYORSUN…
Hem de son günlerdeki İzmir gibi kokuyorsun…

***

9 EYLÜL


Bu kentle gurur duyuyorum.
Sabahın kör saatinden gecenin bir yarısına kadar.
Her yerde kutlama vardı.
Gururumuz 9 Eylül şanına yakışır şekilde kutlandı.
Gökyüzü, yer yüzü, gece gündüz “İZMİR” dedi.
Yüce Atatürk ve silah arkadaşlarına minnettarız.
Ve bu mirası unutturmadan gururla kutlayanlara da öyle.
Günlerce kutlamalara hazırlanan, emekçilere,
Projeyi uygulayan Büyükşehir Belediyesi’ne…
Fener alaylarına, yürüşlere katılan vatandaşların,
Ayaklarına sağlık…
Yaşa İzmir…
Yaşa demokrasi.
Yaşa Mustafa Kemalpaşa.

***

PİS KOKULAR…


Bazen salaklaşıyorum…
Çıktım yola, açtım camı…
Öyle böyle değil.
Bildiğin dışkı kokuyor…
Karşıyaka’ya otobandan gidiyorum.
Önümdeki kamyon gözüme ilişti.
“Herhalde çöp taşıyor” dedim.
Bastım gaza geçtim onu.
Ana…
Hala kokuyor.
Az ilerde bir kamyon daha.
“Demek ki bundan” dedim
Bir daha tapa gaz.
Ana…
Onu da geçtim yine koku var.
Kuyruğunu yakalamaya çalışan köpek gibiyim anlayacağın.
Kokudan kaçayım derken 20 dakikalık yolu 10 dakikada geçtim.
Hay bana…
Meğer pis koku kente çökmüş.
Kimi “Arıtma kanalları durdu, yetmiyor” diyor.
Kimi “Aliağa’dan fabrikalardan geliyor” diyor.
Orasını bilmem ama,
AKP İl başkanının dediği doğru.
Bu pis kokuların arasında,
Seçmenin pusulaya bırakacağı iz mi olur koku mu orası belli değil…

***

HELAL SHOP…


Hadi sizi dumur edeyim.
Çünkü ben oldum.
Türkiye’nin ilk “Helal sex shop”u açıldı.
Sanal dükkan olarak açılan shop tamamen internetten çalışıyor.
Siteye giriş yapınca erkekler ve kadınlar için ayrı ayrı giriş.
Ürünleri burada sayamıyorum.
Canı sıkılan ayrıntıları internet üzerinden bulabilir.
Benim dumurum daha farklı.
Dumur olmamın sebebi bu haberi büyük bir gazetenin “Teknoloji sayfasında” bulmam…

***

DELİ ZİYA; “Anladım ki erik dalı gevrekmiş”