Cumhurbaşkanı Erdoğan, İzmir'de yaşanan sel felaketi üzerinden İzmir Büyükşehir Belediyesi'ni eleştirerek, "İzmir, tüm altyapısı ile çökmüş vaziyette, kaçak yapıları ile çürümüş vaziyette" dedi. Erdoğan, CHP'li İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne seslendi: "E ne iş yapıyorsun sen?" Sahi Tunç Soyer ne iş yapıyor? Bir İzmirli olarak Sayın Cumhurbaşkanı'na Tunç Soyer'in daha 2 yılı bile dolmadan herkesi şaşırtan güzel işler yaptığını söylemek isterim. Şöyle ki: Tunç Soyer, insan odaklı belediyecilik yapıyor. Fakir, çaresiz ve muhtaç olan tüm İzmirlilerin yanında yer alıyor. Tunç Soyer, geceli gündüzlü çalışıyor. "İzmir'in Sosyal Doku Haritası’nı” esas alarak İzmir halkına dokunuyor. Nasıl mı? İhtiyaç sahibi ailelere, kimsesizlere, yaşlılar yurdunda kalanlara elinden gelen tüm yardımları yapıyor.

Tunç Soyer, insan merkezli, toplum temelli belediyeciliğe ağırlık veriyor. Üreticinin, köylünün yanında yer alıyor. Yerli ve milli üretimin yanında yer alıyor, üreticinin önünü açıyor. Üreticiden, 2019 yılında 125 milyon, 2020 yılında 144 milyon TL ürün alımı yaptı. 2021 ve 2022 yıllarında üreticiden, 338 milyon liralık mal alımı yapılacağını da şimdiden duyurdu. "Bir başka tarım mümkün" projesiyle Türkiye'ye rol model oldu. İzmir'in tüm altyapısını yeniden elden geçirmeyi planlıyor. Daha çok yapacağı işleri olduğunu biliyor ve geleceğe yönelik bir dünya kenti İzmir'i planlıyor. İzmir'i Akdeniz'in sanat ve kültür başkenti yapmak için çalışıyor. AK Parti İzmir milletvekilleri sel baskınında, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'e yüklenerek ağır eleştiriler yaptılar.

Bir defa açıkça ifade etmek gerekir ki İzmir üst üste 3 büyük doğal afetle karşı karşıya kaldı. Açıkça söylemek isterim ki, hiç kimsenin ama hiç kimsenin doğa afetleri üzerinden siyaset yaparak medet ummasını ve eleştiri yapmasını doğru bulmam. İzmir büyük bir deprem yaşadı. Depremde çok can kaybı oldu. İzmir kan ağladı. Türkiye'nin içi yandı. İnsanların evleri başlarına yıkıldı. İnsanlar evsiz barksız kaldı. Bütün bu süreçte Tunç Soyer'in hakkını teslim etmezsek hep birlikte günah işleriz. O süreçte CHP İzmir milletvekillerinin de nasıl canla başla sahada çalıştıklarına İzmir halkı tanık oldu. Tunç Soyer, Bornova Aşık Veysel Rekreasyon Alanı'nda, oluşturulan çadır kentte depremden etkilenen tüm depremzedelere olağanüstü hizmetler sundu.

Evi yıkılanlara, evi hasar görüp evini boşaltanlara nakdi kira yardımları yaptı. Onları yerleştirdi ve onların yaralarını sardı. Nakti yardımlar hala devam ediyor. Gıda yardımları hala devam ediyor. Eleştirmek çok kolay. Eleştirenlere şimdi sormak istiyorum: Depremden yüzlerce aile evlerini boşalttı ve boşaltmaya devam ediyor. Bu kadar süre geçti iktidarın, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı nerede? Bu deprem mağdurları bu kadar çaresizken hükumet nerede? Hiçbir açıklama yok hiçbir yardım yok. Somut olan hiçbir şey yok. Bu depremzedeler çaresizlik içinde. Bu soruya herkes bir yanıt bekliyor.

Sel felaketi ise son zamanların en büyük felaketi olarak kabul ediliyor. İzmir'de yağış tablosu şöyle: Bir yıl boyunca metrekareye ortalama düşen yağış miktarı 717 kilogram iken, sel felaketinin olduğu gün 24 saat içinde bir metrekareye düşen yağış miktarı 130 kilogram oldu. Uzmanlar bu konuda şöyle diyorlar: “Bu felaket çok korkunçtur, bu afet çok yıkıcı etkilere sahiptir. Bu felaket hangi şehirde olursa olsun korkunç yıkımlar yapardı." İktidar milletvekilleri, Tunç Soyer'i eleştirirken biraz hakksızlık yapmıyorlar mı? Tunç Soyer, sel felaketinin büyük olacağını önceden hissetti. Bunun üzerine acil önlemler almayı başardı. Tunç Soyer, bu acil önlemleri alabildiği için İzmir çok büyük bir felaketi ucuz atlattı. Yoksa İzmir büyük yaralar alırdı. Sayın Cumhurbaşkanı İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı'na seslenerek “E ne iş yapıyorsun sen?” diyor. Bir İzmirli olarak diyorum ki: Sayın Cumhurbaşkanım, samimiyetle söylüyorum ki, "Tunç Soyer çok çalışıyor. Danışmanlarınız size yanlış bilgi mi veriyorlar?" AK Parti İzmir milletvekilleri de sel sonrası felaketle ilgili Tunç Soyer'i eleştirdiler. Bu eleştirilere CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel'den sert yanıt geldi. Sertel, "Türkiye'nin altyapısı tamam da bir İzmir'in bozuk onlara göre. Bunların kafası bozuk bence. Bu sel felaketinde metrekare başına 130 kilogram yağış düştü. Sel felaketinde 623 yerde su baskını oldu. Bu baskın, başka bir kentte yaşansa o kent boğulurdu. Kentteki tüm dereler taştı. Karadeniz'de Rize'de, Trabzon'da, Giresun'da meydana gelince sel felaketi afet oluyor; İzmir'de olunca altyapı diyorlar. Başta Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve tüm ilçe belediye başkanları sel felaketinde gereğini yapmışlardır. Bu eleştirileri yapanlar art niyetlidir. Yapılan bunca çalışmaları görmeyenlerdir. Rize’de, Malatya’da, İstanbul’da sel felaketleri yaşandı. Yaşanan felaketlerden medet umulmaz. Felaketler üzerinden siyaset yapılmaz. İzmir'i sevmiyorsunuz. İzmir'e gavur İzmir diyorsunuz. İzmir'e sümüklü çocuk benzetmesi yapıyorsunuz. İzmir'in güzelliklerini görmüyorsunuz. İzmir Türkiye'de arıtma tesislerinde şampiyon. Organik tarımda İzmir rol model ve birinci. İzmir metrosunu niye konuşmuyorsunuz? Tunç Soyer'in "Bir başka tarım mümkün." model projesini niye konuşmuyorsunuz? İzmir'in küçük çocuklara süt dağıtımını niye konuşmuyorsunuz. Pandemi nedeniyle Büyükşehir Belediyesi'nin mükemmel hizmetlerini niye konuşmuyorsunuz?" diye söyledi. Son cümlemi Ziya Paşa'nın bir sözüyle bitiyorum. “Ayinesi iştir kişinin...” Yani Tunç SOYER'İN yaptıklarına bir bakın derim.