Siyasi partilerin 31 Mart 2019'da yapılacak yerel seçimler için aday listeleri Yüksek Seçim Kurulu'na iletildi.

Görünen o ki, sadece iktidar partisinde değil, muhalefette de sıkıntılar var.

İYİ Parti'nin Mersin Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Burhanettin Kocamaz'ın ismi parti yetkililerince son saat olan 17.00'den sonra seçim kuruluna iletildi.

Kocaman AKP'den aday gösterilmeyince İYİ Parti'ye geçmişti.

Demek ki, parti değiştirmekle bitmiyor işler.

***

En çok güldüğüm ise CHP'nin Siverek Belediye Başkan Adayı Fatih Bucak oldu.

Daha önce AKP'den şansını deneyen, olmayınca MHP'ye sığınmaya çalışan, o da olmayınca kapağı CHP'ye atan Bucak, bütün itirazlara rağmen aday yapıldı.

Bu da, CHP'nin politik tavrının rüzgara göre şekillendiğinin en büyük delili.

***

Bu kadarla kalsa iyi.

CHP daha geçtiğimiz hafta sonu İzmir'de Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun da katılımıyla düzenlediği toplantıda Buca Belediye Başkan Adayı diye açıkladığı Suat Nezir'i son dakikada geri çekti.

İşin kulis bilgilerini falan boşverin.

İzmir'de yaşayan biri olarak, bir siyasi partinin açıkladığı adayın (kendi kişisel sağlık vs sorunu yok ise) son dakikada geri çekilmesini içinize sindirebiliyor musunuz?

Yanıtınız evet ise sorun yok.

***

AKP göndermesi, MHP reddetmesi Bucak'ı içine sindirebilen en önemli isim ise CHP'nin TBMM Grup Başkanvekili Özgür Özel.

İtirazlarına rağmen Fatih Bucak'ın aday gösterilmesini içine sindirdiğine göre, bence yapacağı en iyi iş, seçim çalışması süresince gidip Siverek'te adaylarına destek vermesi.

Çünkü CHP'nin Manisa'da büyükşehir belediye başkan adayı yok.

Özgür Özel'in daha önce defalarca ağır eleştiriler yönelttiği Orkun Şıktaşlı CHP-İYİ Parti'nin ittifak adayı.

Böyle olunca da Özgür Özel Manisa'da İYİ Parti'ye oy verecek.

Bu davranışı parti suçu sayılır mı ona da CHP'nin yetkili organları karar versin.

***

Ortaya çıkan tabloda vardığımız sonuç şudur:

Özellikle CHP, bundan sonra seçmenini sandığa götürmek için çabalayacak.

Çünkü, biat eden bir kitle yok karşısında.

Okuyan, sorgulayan ve kafasına yatmadığı zaman en azından sandığa gitmeyen bir seçmen kitlesi var.

Yöneticiler bunun farkında mı?

Sanmam...

Onlar, kendi dar grupçu zihniyetleri ile oluşturdukları listelere onay verileceğini düşünüyorlar.

Bir ihtimal kaçaklar olursa diye de, seçim boyunca “sandığa gitmezseniz, Erdoğan'ın politikalarına onay vermiş olacaksınız” sloganını işleyecekler.

***

İktidarın bütün başarısızlıklarına karşın, muhalefetin olmayışının nedeni nedir?

Kötünün kötüsü yerine, kötünün iyisi iyi midir?

Bırakın halkı, kendi üyesine bile danışmadan yapılan listelere körü körüne oy vermek Erdoğan'a karşı çıkmak mıdır?

Yoksa kötü muhalefetin, iktidarın yolunu süpüren uygulamalarını kabul etmek midir?

***

İtiraz etmek, her vatandaşın hakkıdır.

Kimsenin süpürgesi olmamak da.

Görelim bakalım, ikna odaları ikna edebilecek mi?