Otomobil devi greve gidiyor Otomobil devi greve gidiyor

Ege'nin sanayi kalbi İzmir, 13 Mayıs 2025 Salı gününe, Amerikan devi TPI Kompozit'in Çiğli ve Menemen'deki iki fabrikasında yankılanan grev sirenleriyle uyandı. Rüzgar enerjisi sektörünün küresel oyuncularından olan şirkette, Petrol-İş Sendikası çatısı altında örgütlü bulunan 2 bin 300'den fazla işçi, aylardır süren Toplu İş Sözleşmesi (TİS) maratonunda ücret ve sosyal haklar konusunda işverenle uzlaşma sağlanamaması üzerine, yasal haklarını kullanarak üretimi durdurma kararı aldı. 16 Ocak'ta başlayan ve beş ayrı toplantı ile bir arabuluculuk sürecine rağmen tıkanan TİS görüşmelerinde, işçilerin yüzde 120 oranındaki insanca yaşam talebine karşılık, TPI Kompozit yönetiminin yüzde 30'luk zam teklifinde diretmesi, grevin fitilini ateşleyen temel neden oldu. İşçiler, "Bu teklif, emeğimizin ve alın terimizin karşılığı değildir!" diyerek, Çiğli'deki fabrika önünde toplanarak grevin resmen başladığını duyurdu. Bu büyük grev, sadece TPI Kompozit özelinde değil, bölgedeki genel işçi hakları ve sendikal mücadeleler açısından da önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.

TİS görüşmelerinde anlaşmazlık derinleşti

TPI Kompozit'te greve giden süreç, aslında aylar öncesine dayanan ve giderek derinleşen bir anlaşmazlığın sonucu oldu. Petrol-İş Sendikası ile TPI Kompozit yönetimi arasında 16 Ocak 2025 tarihinde başlayan yeni dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri, başından itibaren çetin pazarlıklara sahne oldu. İşçiler, artan hayat pahalılığı, yüksek enflasyon ve zorlu çalışma koşullarını gerekçe göstererek ücretlerinde yüzde 120 oranında bir iyileştirme talep etti. Ancak, şirket yönetimi bu talebe karşılık, kendi ekonomik gerekçelerini öne sürerek yüzde 30 gibi, işçilerin beklentilerinin çok altında kalan bir zam teklifinde bulundu.
Bu teklifin kabul edilemez olduğunu belirten sendika ve işçiler, masada uzlaşma arayışlarını sürdürseler de, yapılan beş ayrı resmi toplantıdan da bir sonuç alınamadı. Yasal süreç gereği devreye giren arabuluculuk mekanizması da tıkanıklığı aşmaya yetmedi ve arabulucu toplantısında da taraflar arasında bir uzlaşma sağlanamadı. Bu noktadan sonra, Petrol-İş Sendikası için grev kararı almak kaçınılmaz hale geldi. Sendika yönetimi, üyeleriyle yaptığı değerlendirmeler sonucunda, anayasal hakları olan grev silahını kullanma kararı aldı ve bu kararı işverene resmi olarak bildirdi. TPI Kompozit yönetiminin son ana kadar uzlaşmacı bir adım atmaması, 2 bin 300'ü aşkın işçinin üretimden çekilerek haklarını arama yolunu seçmesine neden oldu.

"Grev ateşini yakıyoruz": İşçiler kararlı, sendika arkalarında

13 Mayıs Salı sabahı, TPI Kompozit'in Çiğli'deki ana fabrika girişinde toplanan yüzlerce işçi, Petrol-İş Sendikası İzmir Şubesi öncülüğünde kitlesel bir basın açıklaması gerçekleştirdi. "Bugün burada grev ateşini yakıyoruz!" sözleriyle başlayan açıklamayı, Petrol-İş İzmir Şube Başkanı Cem Turan okudu. Turan, konuşmasında TİS sürecinde yaşananları ve işverenin uzlaşmaz tutumunu detaylarıyla anlatırken, işçilerin taleplerinin meşruluğuna ve haklılığına vurgu yaptı. "TPI işyerlerinde, işçilerin yüksek risk altında ve sağlıklarını tehlikeye atarak çalıştıklarını" belirten Turan, "Gece gündüz demeden çalışıp, döktüğümüz alınterinin karşılığını almak istiyoruz. Bu bir lütuf değil, hakkımızdır!" dedi.
Basın açıklamasına, sadece TPI Kompozit işçileri ve sendika yöneticileri değil, aynı zamanda Türk-İş Ege Bölge Başkanı Hayrettin Çakmak, Petrol-İş Sendikası Genel Başkanı Süleyman Akyüz ve Türk-İş'e bağlı diğer sendikaların temsilcileri de katılarak destek verdi. Ayrıca, uzun bir süredir kendi işyerlerinde direnişte olan Temel Conta ve Digel Tekstil işçilerinin de TPI grevine destek için alanda olması, İzmir'deki emek dayanışmasının güzel bir örneğini oluşturdu. İşçiler, "Yaşasın Sınıf Dayanışması!", "Direne Direne Kazanacağız!", "TPI İşçisi Köle Değildir!" gibi sloganlarla, mücadele kararlılıklarını bir kez daha gösterdiler.

Dünya devi TPI Kompozit: Rakamlarla şirketin büyüklüğü ve işçilerin beklentileri

Petrol-İş Sendikası İzmir Şube Başkanı Cem Turan, basın açıklamasında, karşılarında sıradan bir işletme değil, küresel bir dev olan TPI Kompozit'in bulunduğuna dikkat çekti. "ABD merkezli TPI, dünyanın en büyük kompozit üreticilerinden birisidir. Özellikle kara rüzgâr kanatları üretiminde pazar payı yüzde 27’ye ulaşan bir dünya devidir," diyen Turan, şirketin finansal büyüklüğüne ve karlılığına da vurgu yaptı. "Şirketin 2024 yılındaki net satışı 1,3 milyar dolara ulaşmış, bir yılda tam 6 bin 525 adet rüzgâr kanadı üretmiştir," bilgisini paylaşan Turan, "Böyle devasa bir şirketin, işçinin son derece haklı ve makul olan ücret talepleri karşısında bu kadar katı bir tutum sergilemesinin, bahaneler üretmesinin hiçbir meşru ve ahlaki açıklaması yoktur," ifadelerini kullandı.
Sendika başkanı, TPI Kompozit yönetiminin, şirketin karlılığını korumak veya küresel rekabette avantaj sağlamak için aldığı stratejik kararların faturasının, en alttaki emekçilere kesilmek istendiğini savundu. "TPI işçisine, şirketin kârlılığını korumak için aldığı kararların faturası çıkarılamaz. Petrol-İş üyesi TPI işçisi, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da işine ve ekmeğine özveriyle sahip çıkmaya devam edecektir ama hakkını da sonuna kadar savunmayı bilecektir," diyen Turan, şirketin büyüklüğünün, işçilerin haklı taleplerini karşılamamak için bir mazeret olamayacağının altını çizdi.

"Alınterimizin karşılığını istiyoruz"

TPI Kompozit'teki grevin temelinde sadece ücret artışı talebi yatmıyor; aynı zamanda işçilerin zorlu çalışma koşulları ve işçi sağlığı ve güvenliği konusundaki endişeleri de önemli bir yer tutuyor. Cem Turan, açıklamasında TPI işyerlerinde işçilerin yüksek risk altında, kimyasal maddelerle iç içe ve sağlıklarını tehlikeye atarak çalıştıklarını özellikle vurguladı. Rüzgar kanadı üretiminde kullanılan kompozit malzemelerin ve kimyasalların, uzun vadede ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceği biliniyor. İşçiler, bu zorlu koşullarda gece gündüz demeden çalışarak şirketin milyar dolarlık cirolar yapmasına katkı sağladıklarını ancak bunun karşılığında insanca yaşayabilecekleri bir ücret ve daha güvenli çalışma koşulları talep ettiklerini belirtiyorlar. "TPI grevi, sadece daha yüksek bir maaş mücadelesi değil, aynı zamanda bir ekmek ve hak mücadelesidir. TPI grevi, daha iyi bir gelecek ve onurlu bir yaşam mücadelesidir," ifadeleri, işçilerin bu konudaki kararlılığını ve taleplerinin derinliğini ortaya koyuyor.

Grevin yankıları ve işverene çağrı: "Bu sesi duyun, müzakere masasına dönün"

2 bin 300'ü aşkın işçinin katıldığı bu büyük grevin, TPI Kompozit'in İzmir'deki üretimini tamamen durdurması bekleniyor. Bu durumun, şirketin hem iç piyasadaki hem de ihracattaki taahhütlerini yerine getirmesinde ciddi aksamalara yol açabileceği ve önemli mali kayıplara neden olabileceği belirtiliyor. Petrol-İş Sendikası, bu noktada işverene bir kez daha çağrıda bulunarak, uzlaşma kapısını açık bıraktıklarını ancak bunun için işverenin somut ve kabul edilebilir bir adımla gelmesi gerektiğini vurguladı. Cem Turan, işverene seslenerek, "İşçinin taleplerine kulak tıkamaktan vazgeçin. Bu meydandaki sesi duyun… Bu meydandaki coşkuyu ve örgütlülüğü görün… Gelin, üzerinde anlaşabileceğimiz bir teklif verin ve müzakere masasını yeniden kuralım," şeklinde konuştu. Sendika, amacının üretimi durdurmak ve şirkete zarar vermek olmadığını, tek hedeflerinin işçilerin haklı taleplerinin karşılanması ve adil bir çalışma düzeninin tesis edilmesi olduğunu belirtiyor. Ancak, işverenden bugüne kadar grev kararına veya işçilerin eylemine ilişkin resmi bir açıklama yapılmamış olması, çözüm umutlarını zayıflatıyor.

İzmir'de emek dayanışması: Diğer direnişteki işçilerden TPI grevine destek

TPI Kompozit işçilerinin başlattığı greve, İzmir'deki diğer sendikalardan ve direnişte olan farklı işyerlerindeki işçilerden de önemli bir destek geldi. Basın açıklamasına katılan Türk-İş Ege Bölge Başkanı Hayrettin Çakmak ve Petrol-İş Sendikası Genel Başkanı Süleyman Akyüz, TPI işçilerinin haklı mücadelelerinin sonuna kadar arkasında olduklarını belirterek, sendikal dayanışmanın önemine vurgu yaptılar. Ayrıca, uzun bir süredir kendi hakları için direnişte olan Temel Conta ve Digel Tekstil işçilerinin de TPI grevine destek vermek için alanda bulunması, İzmir'deki emek hareketinin farklı kesimler arasında güçlü bir dayanışma ağı oluşturduğunu gösterdi. Bu dayanışma, TPI işçilerinin moral ve motivasyonunu artırırken, işveren üzerinde de ek bir baskı unsuru oluşturuyor.

TPI grevi ne getirecek? Gözler işveren ve sendika arasındaki adımlarda

TPI Kompozit'te başlayan bu büyük grevin ne kadar süreceği ve nasıl sonuçlanacağı henüz belirsizliğini koruyor. İşçiler ve sendika, talepleri karşılanana kadar mücadeleden vazgeçmeyeceklerini net bir şekilde ifade ederken, işverenin bu kararlı duruş karşısında nasıl bir adım atacağı merak konusu. Eğer taraflar arasında yeniden bir müzakere süreci başlar ve adil bir uzlaşma sağlanırsa, grevin kısa sürede sona ermesi ve üretimin yeniden başlaması mümkün olabilir. Ancak, işverenin katı tutumunu sürdürmesi ve işçilerin taleplerini görmezden gelmesi durumunda, grevin uzaması ve şirketin daha büyük zararlara uğraması kaçınılmaz görünüyor. Bu süreç, sadece TPI Kompozit için değil, aynı zamanda Türkiye'deki diğer çok uluslu şirketler ve sendikal hareketler için de önemli dersler içerecek. Gözler, önümüzdeki günlerde TPI Kompozit yönetimi ile Petrol-İş Sendikası arasında atılacak adımlarda ve İzmir'den yükselecek emek mücadelesinin sesinde olacak. TPI işçilerinin, "Biz bu yoldan dönmeyiz, dönmeyeceğiz. Yaşasın TPI grevimiz!" sözleri, bu mücadelenin kolay kolay sonlanmayacağının en net göstergesi.

Kaynak: HABER MERKEZİ