Hemen her hafta sonu, elimden ve gözümden geldiğince amatör müsabaka izlemeye çalışıyorum. Özellikle de alt yaş müsabakalarını… Okuyucularım da iyi bilecekler; arada da olsa, izlediğim müsabakalara ait gözlemlerimi de aktarmaya gayret ediyorum. Sadece maç içini ya da maç içerisindeki aktörleri değil, sporun dış paydaşlarını da gözlemliyor ve küçük, resmi olmayan bir rapormuşçasına sizlere aktarıyorum.

Geçtiğimiz hafta sonu izlediğim bir U12 müsabakasından… Bu kerre tribündeki bir gözlemimi aktaracağım sizlere... Aktaracağım gözlemimi sadece ben değil, adım kadar eminim ki, sizler de, hemen her gün gözlüyorsunuz. Sizler de defalarca şahit oluyor ve hatta yaşıyorsunuz. Sadece maç meydanlarında mı? Ya da sporun her türlüsünün yapıldığı yerlerde mi? İnanın ki her yerde!

Önce biraz mevzuat…

4207 sayılı yasayı duydunuz mu? Aslında eminim ki, yasanın içeriğini herkes biliyor ve duymuş. Hatta çokça da konuşuluyor. Yasalar kendi aralarında sayıyla anılıyorlar ya… Neyse, sizleri fazla merak ettirmeden, 4207 sayılı yasanın “tütün ürünlerinin zararlarının önlenmesi ve kontrolü hakkında kanun” olduğunu yazayım hemen…

Bahsini ettiğim U12 maçına geri dönüyorum…

Tahmin ettiğiniz gibi, bizler tribünde, sahada en büyüğü on iki yaşında olan körpecikleri izlerken, diğer izleyenlerin büyük bir bölümü maalesef sigara içiyordu. Hem de ne içmek… Birini bitiriyor, diğerini yakıyor. Yanımdaki amca kara tren gibi… Bir de şansıma, rüzgâr da ondan yana… Arabaya gidip, yangın tüpünü getireceğim neredeyse… Maçı da yarıda bırakmak hiç mi hiç işime gelmiyor. Bir şey desen; ya kavga, ya gürültü -ki bize yakışmaz- kalk ve amcaya anlat tribünde de içmenin yasak olduğunu… Adım gibi biliyorum, “açık havada içmek serbest” diye savunacak kendini… Bu arada tribün açık tribün… Üzeri kapalı olmayanlardan…

Peki, kanun ne diyor? 4207 sayılı kanunun 2. maddesinin 4. fıkrası “Açık havada yapılan her türlü spor, kültür, sanat ve eğlence faaliyetlerinin yapıldığı yerler ile bunların seyir yerlerinde tütün ürünleri kullanılamaz” diyor.

Parmak kadar yavrusunu izlemeye gelen anne, baba, dede ya da her kimi ise… Tribün yetmiyor, tel örgünün yanında da… Soyunma odasının önünde de… Arabasında da… Arabasının kapısında da… Elde yanan bir sigara… Hem kötü örnek oluyor sporcuya ve sporcusuna… Hem cebine zarar, hem de öz sağlığına… Yetmiyor, yanındakini de rahatsız ediyor. Kanuna karşı gelmişliği de cabası…

Elbet ki, kişinin öz hakkıdır ve özgürlüğüdür tütün tüketmesi… Ama lütfen çocuklarımızın, gençlerimizin ve sporcularımızın göremeyeceği kadar uzakta ve kanunları da çiğnemeden ve yine başkalarının özgürlüklerini de ellerinden almadan… Her ne içiyorsanız için! Ama lütfen, biz sporseverler için kutsal mekânlar olan spor alanlarının dışında ve mümkünse en uzakta… Ne olur!

Dipnot; “sigaranın yararından çok zararı var demiyorum, demek istediğim sigaranın hiç bir yararının olmadığıdır” Allen Carr.