Sokakta, oturduğu sitede, apartmanda hayvan besleyen, zor durumdaki bir hayvana yardım eli uzatan, hayvan hakları ihlallerine karşı sesini çıkartan insanların mutlaka en az bir kere duyduğu kalıplaşmış eleştiri cümleleri vardır.

Nedir bu cümleler?

“Hayvanları düşündüğünüz kadar insanları düşünmüyorsunuz!”

“Hayvanlara yardım edene kadar insanlara yardım edin!”

“Siz insanlara karşısınız!”

Ve bir üst seviyesi “İnsanlar ölse sesinizi çıkartmazsınız!”

Bu cümleleri kuran kişiler… Çok ama çok yanılıyorlar.

*

Her şeyden önce, kediyi, köpeği, kuşu, kurdu, tavşanı, aslanı, kaplumbağayı, yunusu seven insan, kalbi büyük, vicdan mekanizması doğru çalışan insandır.

Kendi türünden olmayan, kendi dilinden konuşmayan, herhangi bir menfaat sağlamadığı bir canı karşılıksız seven, koruyan, kollayan insan, ne güzel insandır.

Bence bu dünyadaki sevgi ve saygı eksikliğini ancak kendi türünün dışında kalan tüm canlılara karşı eşit duyarlılıkta olan insanlar kırabilir.

*

Sözde değil özde hayvan seven, türcü olmayan, bir tek kendi hayvanını değil her canı sevebilen insan sayısı keşke çoğalsa, katlanarak artsa. Böylece yüreğinde sadece kendi çevresine yetecek kadar değil, tüm dünyayı sarıp sarmalayacak kadar sevgisi olan insanlar da çoğunlukta olurdu. Belki o zaman birbirimizi incitmekten, ötekileştirmekten, hırpalamaktan, dışlamaktan vazgeçerdik.

*

Ne güzel söylemiş Yunus Emre:

“Yaratılanı severiz yaratandan ötürü.”

Yaratılan her şey değerli… Her canın yaşamı kıymetli… Ve belki de her birimizin bu hayatta erişmesi gereken seviye “her canlıyı sevebilme” seviyesidir.

*

---- Barajlar az da olsa hareketlendi---

Su kıtlığı dünyanın ve ülkemizin en önemli problemlerinden bir tanesi. Gelişmiş ülkeler harıl harıl su kaynaklarını korumak için çalışırken, biz elimizdeki su hazinesinin her gün eriyip gitmesini izliyoruz. Türkiye’nin su kaynakları kuruyor, hemen harekete geçemezsek yarın çok geç olacak.

İzmir de geçmiş yıllarla kıyaslandığında su sıkıntısının artış gösterdiği kentlerden biri.

İZSU sitesinden paylaşılan resmi bilgilere göre 1 Mart 2023’te İzmir’de barajların Aktif Doluluk Oranı şöyle sıralanmıştı: Tahtalı %40.43, Balçova %39.44, Gördes %6.59, Ürkmez %44.65, Güzelhisar %64.7, Alaçatı Kutlu Aktaş %44.16

12 Nisan itibarıyla ise bu oranların biraz arttığı görüldü. Mart ve Nisan yağmurları ile hareketlenen barajların son durumu şu şekilde: Tahtalı %41.46, Balçova %51.72, Gördes %7.99, Ürkmez %47.89, Güzelhisar %74.84, Alaçatı Kutlu Aktaş %57.4

Yukarı yönlü artış her ne kadar sevindirici olsa da 2022’ye kıyaslandığında Gördes hariç tüm barajlarda seviyeler hayli aşağıda. Bu da, İzmir’de yazın su sıkıntısı yaşanabilir mi, endişesinin sürmesine yol açıyor.

******************

DÜNYADAN BİHABER

Bu buluş hayvan deneylerinin bitmesini sağlayabilir.

Hayvan deneyleri, hem dünyada hem de ülkemizde sıcak gündem konuları arasında yer alıyor. Özellikle son haftalarda İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi’nin açacağı Büyük Deney Hayvanları Araştırma Laboratuvarı, hayvanseverlerin yoğun tepkisine ve protestolara yol açmıştı. Hayvanların büyük acılar çektiği ve nihayetinde bilim uğruna öldürüldüğü deney merkezlerinin ne kadar etik olduğu tartışılmaya devam ederken, yakın tarihte bu durumu hayvanlar lehine çevirebilecek bir bilimsel gelişme yaşandı.

İnsan akciğerlerini başarılı bir şekilde kopyalayan Avustralyalı bilim adamlarının yeni yöntemi, hayvan testlerinin sonlanması açısından önemli bir adım. Nanotıp profesörü Wojciech Chrzanowski ve ekibi Sidney Üniversitesi Nano Enstitüsü laboratuvarında insan akciğeri dokudan yetiştirdi. The Guardian’da yer alan habere göre ilaçlar ve hastalık mekanizmaları, laboratuvarda üretilen bu modellerde incelenebilir ve test edilebilir.

Chrzanowski, "Bu akciğerleri hücre hücre inşa ettik ve onları insan fizyolojisine olabildiğince yaklaştırmaya çalıştık. Modellerimizin diğer özelliği ise farklı hastalardan hücreler alıp, kişiselleştirilmiş tedavileri test edebilmemiz. Ayrıca bizim ürettiğimiz model benzerlerine göre nispeten büyük. Bu da, daha kapsamlı araştırmalara imkan sunuyor” dedi.

Kendisi de daha önce hayvanlarla deney yaptığını üzülerek anlatan Chrzanowski "Bir laboratuvarda hayvanları kesmeye başladığınız an, onlar için üzülüyorsunuz. Kendilerine kötü bir şey yapılacağını biliyorlar. Bu yürek parçalayıcı" diyor.

Bu tür deneyleri tıpta çalışmanın bir gerçeği olarak kabul etmek yerine, daha iyi bir yol bulmaya karar veren Chrzanowski’yi kopya akciğer projesine de götüren bu duyarlılığı oldu. Elbette Chrzanowski ve ekibinin ürettiği model üzerindeki testlerde tüm vücut tepkisini incelemek imkansız. Ancak ekip birden fazla organ inşa etmeyi, bunları birbirine bağlamayı ve bunların iletişim halinde birlikte çalışmasını sağlamayı umuyor. Çalışmanın bu noktaya gelmesi belki on yıllar alacak ancak yine de bu gelişme hayvan deneylerinin ileride tamamen bitmesini sağlayabilir.

BİZİM GEZEGEN

Plastik poşet yasağı gerçekten işe yarıyor mu?

Plastik poşetler sokaklarımızı kirletiyor, ormanlarımıza dağılıyor, nehirlerimizde birikiyor, denizlerdeki yaşamı olumsuz etkiliyor. Tüm dünyada plastik kirliliği konusundaki farkındalık çalışmalarının sonucunda, 2010’dan bu yana dünyanın birçok ülkesinde plastik yasağı getirildi.

Bugün 100'den fazla ülkede artık tek kullanımlık plastik poşetler tamamen veya kısmen yasaklandı. 2010 ile 2019 arasında, plastik taşıma poşetlerini kademeli olarak ortadan kaldırmayı hedefleyen devlet politikaları artışa geçti. Türkiye de 2019’da plastik alışveriş poşetlerini ücretli hale getirerek ilk adımı atmıştı.

Plastik kullanımına dair ülkelerin katı kuralların sonuçları kendini göstermeye başladı. Mevcut çalışmalara ilişkin 2019 tarihli bir incelemeye göre, getirilen harçlar ve vergiler nedeniyle plastik kullanımında; Danimarka'da yüzde 66, İrlanda'da yüzde 90'dan fazla, Güney Afrika, Belçika, Hong Kong, ABD Washington ve Santa Barbara, Birleşik Krallık ve Portekiz’de yüzde 74 ila 90 arasında; Botsvana ve Çin'de yüzde 50 azalma kaydedildi.

Ülkemizde de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın, çevre kirliliğinin önlenmesi, plastik poşet ve ambalajların kullanımının azaltılması amacıyla 1 Ocak 2019'da yürürlüğe koyduğu, plastik alışveriş poşetlerinin tüketiciye ücretli verilmesi kararının ardından kirliliğin yüzde 81 azaldığı bildirilmişti. Uygulamayla plastik poşet kaynaklı 550 bin ton plastik atık oluşumunun önüne geçildiği; sahillerdeki çöpün yüzde 10’unu oluşturan poşetlerin yüzde 1'in altına düştüğü tespit edildi.

**********

KULAĞIMIZA KÜPE OLSUN

Gözle değil özle görmek

 “Ve işte sırrım, çok basit bir sır:

İnsan ancak kalbiyle doğru görebilir; esas olan gözle görülmez.”

Antoine de Saint-Exupéry - Küçük Prens