Yılın son haftasına girerken içimizi yakan bir fotoğraf daha gördük.

İlki usta oyuncular Metin Akpınar ve Müjdat Gezen’in adliye koridorlarında çekilen fotoğrafıydı hani.

Bu ikinci fotoğraf ise Türk halkına, Türkiye Cumhuriyeti’ne, Mustafa Kemal Atatürk’ün 23 Nisan 1920’de açılışını yaptığı yüce TBMM’ye yapılan büyük bir nezaketsizlik, çok büyük bir ayıptı.

AKP Sakarya miletvekili Kenan Sofuoğlu, kendi Instagram sayfasından yayınladı bu görüntüyü.

Milletin seçtiği vekil, milletin evinde, masaya uzattığı ayaklarını ve önünde el pençe divan duran, sadrazamın sol ve sağ kolu gibi iki kişinin fotoğrafını çekerek, üzerine ’emir erlerim’ yazarak paylaştı.

Yazmaya gerek yok, görüyorsunuz işte!

***

Günden güne fakirleşen, aldığı zam yediği zamlara denk düşmeyen, ekonomisi tel tel dökülen bir ülkede, meclise Lamborghini’si, olmadı neredeyse aynı fiyata süper lüks motosikletiyle gelen Sofuoğlu bu fotoğrafı çekip yayınlarken ne düşündü acaba?

Aklından neler geçti? Kendini konumlandırdığı yer, hissettiği duygu neydi?

Gösteriş? Güç? İktidar sarhoşluğu? Muktedirin ezici üstünlüğü? Taht? Saltanat?

Bunları bilemeyiz. Sadece soruyoruz.

Ama o yerin ve duygunun halkın yanı, milletin gönlü, makama saygı olmadığını çok açık görüyoruz.

***

Tepkiler gelince ‘şaka yaptım’ diye açıklama yayınladı Sofuoğlu.

Ama biz gülmedik. Bu milletin şu anda hiçbir şeye gülecek hali yok zaten. Batan bir gemide hayata tutunabilmek için tahta parçası arıyoruz.

İpimiz kuşağımıza denk gelmediği için de iş yerlerimizde masaya ayaklarımızı uzatıp Türk kahvemizi içerken arkadaşlara şakalar yapamıyoruz.

Sayın vekil, belki haberiniz yok ama şu ara millet olarak canımız çok sıkkın bizim.

Evine ekmek götüremeyen işçiler, arkalarında kalp kanatan intihar notları bırakarak göçüyorlar bu dünyadan.

Esnafın kepenk kapatması, büyük şirketlerin konkordato ilan etmesi artık vaka-ı adiyeden.

İşsizlik, zamlar, ödenemeyen borçlar, krediler.

İnanın hiç şaka kaldıracak halimiz yok.

Madem orası milletin, yani bizim meclisimiz, o zaman rica etsek, lütfen o ayaklarınızı suratımızdan çekiniz.

***

Sanki Meclis’ten değil de Hababam sınıfından bir film karesi bu…

Sanki birazdan Mahmut Hoca içeri girip ‘İndir o ayaklarını efendi! diye çıkışacak gibi.

Gerçi bu gidişle Hababam sınıfının uyanacağı da yok hani!

Görgü, nezaket, saygı, tevazu çoktan terk etmiş ‘oraları’…

Biz de ‘buralarda’ olanı biteni izleyip, kahrolmaya devam ederek, umutsuzca sıklaştırmaya çalışıyoruz safları…