Şiddet; ahlak seviyesi düşük erkeklere hep çekici gelmiştir -Einstein

Görüntüler net; AKP Aydın Milletvekili ve TBMM KİT Komisyonu Başkanı Mustafa Savaş, kenti ziyaret eden TBMM Eski Başkanı Binali Yıldırım ile yan yana yürüyen Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nu itiyor. Araya -pardon- protokole giriyor. Bu çabası da (!) kameralara yansıyor. Çerçioğlu, Savaş kareye girecek diye az kalsın düşecek!

***

Özlem Çerçioğlu hem milletvekili, hem de belediye başkanı seçilmiş bir kadın. Bu “kabalık” karşısında nezaketini elden bırakmamış! Hadise, sosyal medyada gündem oluyor. Anınmsatmakta yarar var: Dün basın açıklamasında ithamları reddeden milletvekili, Çerçioğlu’nun yerel seçimlerde de yendiği rakibi.

***

Öncelikle belirtmeli; vekilin başkanı itmesi, bir nezaketsizliktir. Kadınlara hakarettir, saygıdan uzaktır. İsterseniz seviyesizlik, dilerseniz kadına şiddet. Bir yandan da “hazımsızlığı” da net aktarıyor görüntüler. Bu kabalığa, hakarete uğrayan sadece Özlem Çerçioğlu değildir. Ona oy verenlerdir de! Dostumuz Dr.Ceyhun İrgil’in ifadesiyle; “Bir itekleme ile kenara çekilmez ama kabalığın çukuru karşısında efeliğin nezaketini göstermiş Çerçioğlu. Bu yol hikayesinde o saygıyla, diğeri de kabalığı ile anılacak!..”

***

“Ve kadınlar, bizim kadınlarımız/ korkunç ve mübarek elleri, ince küçük çeneleri/ kocaman gözleriyle, anamız avradımız yârimiz/ (…)bizim olan kadınlar, bizim kadınlarımız…”

Nazım Baba, “Kuvayi Milliye Destanı”nda kadınlarımızın ezilişini de direncini de dizelerine böyle “muhteşem” sığdırmıştı. O kadınların kaderi hiç değişmedi bizim coğrafyamızda! İstediği kadar “bir kadını ortadan ikiye böl, yarısı annedir, yarısı çocuk, yarısı sevgili, yarısı aşk” dizelerini yazsa da şair; hep Ortadoğu alçaklığını, kindarlığını, zulmunü yaşadı kadınlarımız! Kadına şiddet hep tavan oldu! Erkek egemen toplumda tecavüze uğradılar, dövüldüler, sakat kaldılar, öldürüldüler!

“Bir kadın gittiğinde bir anne gider, bir dost, bir arkadaş, bir sevgili, ne çok kişi yok olur aslında, bir kadın gittiğinde” yazsa da yazar; hep bedeni üzerinden fetva konusu oldu kadınlarımız. Kimi, “başı açık kadın perdesiz eve benzer ya kiralıktır, ya satılık” dedi. Bir hakim çıktı; “Karnından sıpayı, sırtından sopayı eksik etmemek lazım” dedi. Bir siyasetçi, “kadın sokakta kahkaha atmamalı”, biri “evde oturmalı” dedi. “Kadın-erkek eşit değildir” dendi, “Dekolte giyen kadınlar tecavüzü göze almalı”, “Kadın spiker seyretmek günahtır” diyen kafayı da görmedik mi? İlkelliği yaşadı, yaşıyor kadınlarımız. Oysa kadını özgür toplumlar çağdaş olur!

***

Milletvekili, kadın başkanı ittirip öne geçince daha çok adam (!) olmuş mudur acaba Anımsatalım kendisine; “Anadolu’da önce kadınlar uyanır, sonra güneş doğar; çünkü güneşi kadınlar doğurur!..”