Doların yıllardır süren zincirleme yanlışlar nedeniyle değil, dış güçlerin Türkiye'nin olağanüstü gücünü kıskandıkları için yükseldiği ve Allah'ın izniyle ve iman gücüyle evelallah en yakın zamanda düşeceği böyle bir zamanda gelin biz tatsız gibi görünen ama belki de sonu hayırlara vesile olacak bambaşka bir konudan söz edelim.
Hem de bu düğün dernek mevsiminde.

***

İnsanlar bitişlerden,vedalardan, geride bırakmaktan, geride bırakılmaktan bu kadar korkmasa, ortalıkta bunca mutsuz evlilik olmayacak aslında.
O imzayı bir kez atınca artık dönüşü olmayan bir yola girdiğini düşünenler kendilerini bu dünyada cehenneme mahkum ediyorlar.
Bahanelerle evlilik yürütülmez.
‘Çocuğumun geleceği için katlanıyorum’ diyenler mesela…
Kendilerinin ve çocuklarının hayatlarını zehir ediyorlar.
Sürekli gerginliğin, huzursuzluğun içinde, saygının ve sevginin olmadığı bir ortamda çocuk büyütmeyi başarı sanıyorlar.
Ya da güvenli, konforlu yaşam alanlarından uzaklaşmak istemeyenler…
‘Yeni birini bulamam, bulsam da bu saatten sonra kimseye kendimi baştan anlatmak için uğraşamam’ diyenler…
İnattan boşanmayanlar…
Korkudan ayrılamayanlar…
Falanlar filanlar…
Güvenli zannettikleri o derme çatma limandan bir ayrılsalar, belki hayatlarını olumlu anlamda tamamen değiştirecek sürprizlerle karşılaşacaklar. Ama onlar, rutin sarmalında mutsuz, huzursuz yuvarlanıp gitmeyi seçiyorlar.

***

Hayat arkadaşı olmak, birbirini tamamlamak, ‘bir olmak’ öyle bir imza atmakla olmuyor maalesef.
İyi insan olmak da bir evliliği yürütmek için her zaman yeterli olmuyor ne yazık ki.
En büyük yanlış “Amaaan bundan iyisini mi bulacağım? Kırayım dizimi oturayım” deyip de tatsız bir yaşama mahkum olmak.
Ve kendine ikinci bir şans vermemek.

***

Oysa bazen ayrılıklar, vedalar aynı zamanda yeni başlangıçları da beraberinde getirir.
Mutsuzsanız, artık o eve girerken ayaklarınız geri geri gidiyorsa, yapışıp kalmayın yanınızdakine, taşın yosunu gibi.
Cesur olun. Ömür dediğin iki nefes arası. Tek bir gününü bile heba etmeyecek kadar kısa.
Sizi parmağının ucuyla tutanı değil, canının bir parçası gibi saranı bulmak için her zaman şansınız var, pes etmeyin.
"Kader yolun tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir. Güzergah bellidir ama dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir."